Türkiye'de bankacılık sektöründe çalışan sayısı 197 bin. Bu rakam 205 bine kadar çıkmıştı.
Son 5 yılda bu sektördeki feryat dalga dalga yayılırken maalesef bu sesi duyan tek bir devlet yetkilisi olmadı.
Arada Cumhurbaşkanı bankaları aç gözlülükle suçluyor o kadar.
Bankacılar yabancı sermaye tarafından adeta köle gibi çalıştırılıyor. Performansa dayalı hedef sistemi ile bu insanların psikolojisi ciddi anlamda bozulmuş durumda.
Sektörde umutlar tükenmiş.
Bankalar istediği kişiyi istediği maddeden anında kapının önüne koyuyor. Körfez sermayeli bir banka geçen hafta yaklaşık 300 kişiyi "performansını beğenmedim" diyerek işten çıkarttı.
***
Tüm bu karamsarlığın yaşandığı bir anda adını dahi unuttuğumuz bir sendikadan açıklama geldi.
Banksis, Akbank'ta greve gidiyor!
Banksis, Akbank'ta örgütlü bir sendika.
Bu sendika geçen hafta ilginç bir karar aldı. Uzun süredir duymadığımız hatta unuttuğumuz.
Bütün dünyada bankacılıkta sendika etkili olmasına rağmen Türkiye'de sektörün grevinin yıllarca devlet tarafından yasaklanması sendikalarının etkisiz olmasına neden olmuştu. Ancak önceki yıl Anayasa Mahkemesi'nin bu yasağı kaldırması, gözleri bankacıların sendikalarına çevirdi.
Banksis, Akbank yönetimi ile masada anlaşma sağlayamamış ve arabulucu sürecine gitmişti. Arabulucu süreci de geçen hafta tamamlandı ve sendika yönetimi ücret ve iş güvencesi gibi uyuşmazlık konularında sonuca varılmaması üzerine grev kararı aldı.
Şimdi sendika arabulucu kararını bekliyor. Sendika Genel Başkanı Semih Özen, bu grev kararının çok önemli olduğunu ısrarla söylüyor. Çünkü bankacılık sektöründe işler o kadar kontrolden çıktı ki, artık ne Çalışma Bakanlığı ne de BDDK bir şey yapabiliyor.
Birçok banka 10-15 yıllık personelini işten çıkartıp yerine asgari ücretli personel alıyor. Daha birçok vicdansız uygulama var sektörde.
Sendika, Akbank yönetiminden iki şey istedi. İş güvencesi ve ücret artışı.
Akbank yönetimi şu an için sendikaya kapıları kapatmış görünüyor.
Sendika, Akbank yönetiminin bu tavrı karşısında yasal hakkı olan grev silahını çekmiş durumda. Birkaç hafta içerisinde Akbank şubelerinin önünde "bu iş yerinde grev var" tabelasını görebiliriz.
Tabii ki burada en önemli sınavı da hükümet vermiş olacak. Hükümet geçmişte yaptığı gibi bu grevi de ulusal çıkar diye erteleyebilir. Bu grevin ertelenmesi demek Türkiye'de sendikacılığın da resmen bitmesi demek. Milyonlarca işçinin kaderinin işverene teslim edilmesi demek.
Hükümet en çok eleştirdiği bankacılık sektöründe greve izin vermek zorunda. Elbette grev iyi bir şey değil ama sendikal hak bazen yasaların sesiz kaldığı noktada işçiyi ve emeğini koruyor.
Banksis'i bu süreçte bir başka bankacılık sendikası Basisen de tek bırakmamalı. Bugüne kadar hep eleştirilen bir sendika olan Basisen bu dönemde samimiyetini, dahası varlığını ispat etmek için Banksis'i desteklemek zorundadır.
Akbank yönetimine gelince, rahmetli Sakıp Sabancı'nın felsefesini unutmamalı. Çalışanının mutluluğu için verdiği çabayı hatırlamalılar ve bu süreçte kapılarını sendikaya kapatmak değil tam tersi açmak zorundadır.
