"Faiz sebep, enflasyon sonuçtur formülünü dünyanın ünlü ekonomistleri akıl edemediler. Bu formülün mucidi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''dır" diye söze başladı İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı ekonomist Cihan Paçacı.
Paçacı, "Bir dokun bin ah işit derler" misali devam edince sözü ona bırakmak farz oldu:
"Erdoğan''ın bu formülü Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya tarafından iktisat bilimine ve piyasa şartlarına uymadığı için reddedildi.
''Ekonomiyi ben yönetiyorum'' diyen Cumhurbaşkanı Çetinkaya''yı görevden azletti. Yerine de sözünü uysal uysal dinleyecek Murat Uysal''ı atadı.
Erdoğan önderliğinde damat Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak ile Murat Uysal Merkez Bankası politika faizini yüzde 8.25''e kadar indirdiler. O günlerde enflasyon ise yüzde 13 seviyesinde idi.
Hatırlayacaksınız Erdoğan, ''Yastık altındaki dolarlarınızı satın, milli olun'' kampanyası başlatmış, Sayın Devlet Bahçeli bile bu çağrıya uyarak partisinin dövizlerini de Türk Lirasına çevirmişti…
Ancak, düşük faiz uygulaması paranın dövize kaymasına neden oldu.
Döviz kuru yükseldikçe dahi damat ve iktisat uzmanı kayınpederi Sayın Erdoğan kamu bankaları aracılığı ile döviz satarak bu yükselişi durdurmaya çalıştılar…
X X X
Sayın Uğuroğlu,
Damat Bey kayınpederine ne bilgi veriyordu ki Sayın Cumhurbaşkanı ''Ekonomi tavana pik yapıyor'' diye açıklama yapıyordu.
O günlerde Merkez Bankası da dolar satıyordu.
Kim alıyor bu dolarları derseniz;
Elbette parası olanlar kapışıyordu…
Mirasyedi damat, Merkez Bankasının kefen parası denilen ihtiyat akçesini bile harcadı, bitirdi…
Yetmedi…
Merkez Bankasının 132 milyar dolarını, rantiyecilere göz göre göre aktardı.
Yaptığım bir hesaba göre bir dolar ortalama 6 lira 22 kuruştan satıldı…
Dolar 8,5 lirayı gördü ama bir yana bırakalım ve günümüz kuru olan 7,84''den hesap yapalım.
Aradaki fark 1.62 liradır.
132 milyar dolar ile bu farkı çarparsak 213 milyar lira yani 27 milyar doların rantiyecilere aktarıldığı ve devletin zarara uğratıldığı ortaya çıkar.
Şimdi soruyorum:
- Bu para ile neler yapılırdı?
Sayın Cumhurbaşkanı ''Tank Palet fabrikasının değeri 250 milyon dolar'' dedi.
Demek ki 108 tane Tank Palet fabrikası yapılırdı, on binlerce kişiye ekmek kapısı olurdu.
Tanesi 25 milyon dolardan 1.080 tane yeni fabrika kurulurdu.
Bu fabrikalarının birinde 5 bin kişi çalışsa 5 milyon 400 bin işsize iş bulunurdu…
Emeklilikte yaşa takılanların, 3600 ek gösterge bekleyen memurların sorunları çözülürdü.
Pandemi nedeniyle zarara uğrayan esnafa, tüccara, küçük ve orta ölçekli sanayiciye, emekliye, işsize ve işini donduranlara karşılıksız binlerce lira hibe verilirdi.
Gerisini de siz hesap edin…
İYİ Parti olarak vatandaşın derdine çare olun, esnafa, çiftçiye, emekliye, işçiye memura yaşam standartlarını yükseltecek zam verin diyoruz, ''kaynak yok'' diyorlar.
İşte görüyorsunuz var olan devlet kaynağının nasıl kaybedildiğini ve rantiyecilere aktarıldığını açık seçik anlattım.
Vatandaşa yok, rantiyecilere çok anlayışı AKP''nin 18 yıllık ayıbıdır…
X X X
Orhan Bey,
Devletin 213 milyar lirasının yani 27 milyar dolarının kaybedilmesinin hesabını kim verecek?
Damat bakan bırakıp kaçtı, cumhurbaşkanı ''affettim'' dedi…
Türk milleti göreceksiniz ne damadı ne de Erdoğan''ı ilk seçimde affetmeyecek.
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını rantiyecilere peşkeş çekenler yargı önünde de hesap vermelidir.
Bu yanlış ekonomik kararlar sonucunda enflasyon düşmedi, Merkez Bankasının döviz rezervi eksi 55 milyar dolara düştü ve devlet 213 milyar lira zarara uğratıldı.
İşte sizin de sık sık vurguladığınız tek adam rejimi budur.
Denetimsiz, sorumsuz bir iktidar ne yazık ki ne acı ki Türk Milletinin alın teri ile üretip vergileri ile oluşturduğu devlet kaynağı zarara uğratılmış, peşkeş çekilmiştir.
Yüce Divan devleti zarara uğratan siyasetçiler için kurulmaktadır.
Madem tek adam rejimi madem tek kişinin iki dudağı arasından çıkacak sözlerle devlet yönetiliyor o halde hesap verecek kişi de tek kişi yani o tek adam Recep Tayyip Erdoğan''dır.
Ancak büyük Tük Milleti bilsin ki, İYİ Parti iktidara gelecek ve milletin sıkıntılarına son verecektir."
