Bozulan ödeme ahlakı
Bankaların takipteki alacakları hızla artıyor. Bankalar Birliği verilerine göre, yasal takibe düşen vatandaşların sayısı 30 bin artarak 2.98 milyon kişiye ulaştı. Bunun sadece 2.07 milyonu kart borçlusu.
Bu rakamın artmasında her ne kadar daralan piyasalar ve artan işsizlik olsa da asıl neden çok başka.
Bu nedeni daha iyi anlamak için öncelikle cumhuriyet tarihimizin en ağır krizlerinden biri olan 2001’deki verilere bakmak lazım. Türkiye o kadar ağır bir bunalım geçirdi ki, o krizi yaşayanlar halen bunun etkisi altındalar. 2001’deki krizde mağdur olanlar o günleri asla unutmayacaklardır.
O 2001’deki meşhur krizde bile Türkiye’de insanların ödeme alışkanlıkları daha mükemmeldi. Aileler kendi içinde büyük bir yardımlaşma örneği ile bankalara borçlu fertlerini yasal takipten kurtarmışlardı.
Nitekim 2001 krizinde banka kredilerinden dolayı yasal takibe düşen kişi sayısı 1 milyonun çok altında.
Elbette o günlerde Türk halkı bu kadar çok borçlandırılmamıştı. 12 ay taksitle tatile gitmemiş, 3 bin liralık cep telefonunu 24 ay banka kredisiyle almamıştı.
Bugün 70 milyonluk Türk halkı bilinçli olarak borçlandırıldı.
Çünkü borçlu insan, sisteme mahkûm edildi. Borcu borçla kapatarak günü kurtaran vatandaşın en büyük korkusu, bu zincirin kopmasıydı. Bu zinciri ise 10 yıldır hükümet sağlıyordu.
AKP’nin aslında seçim başarısının arkasında bu vardır.
Yani korkular vardır.
Borçlu, düzenin bozulmasından korktu. Parası olan ise bunu kaybetmekten. AKP garip bir ortam yaratmıştı.
Her zaman söylediğim gibi Türkiye’ye iki parti büyük zarar vermiştir. Bunlardan biri Turgut Özal’ın ANAP’ı, diğeri ise Erdoğan’ın AKP’sidir.
Özal “benim memurum işini bilir” diyerek ahlaki bir zafiyetin yolunu göstermiştir.
Gelelim bugüne. Yani AKP’nin yeni Türkiye’sine.
Gerçekten de tam bir yeni Türkiye. Eskiden eser yok.
Eski Türkiye’de insanlarda bir ödeme alışkanlığı vardı. Borcu önemserdi. Şimdi ise borçlularda bir rahatlık bir vurdum duymazlık görüyoruz.
Emekli maaşına el konulmaması nedeniyle bol bol alınan krediler bugün bir çok kişi tarafından ödenmiyor. Yine tüketici kredileri bir çok vatandaş tarafından da “neyimi alacak ki” düşüncesiyle ödenmiyor. Konut kredilerinin dışındaki bir çok ödemeler neredeyse garip bir şekilde umursamazlık eseri ödenmiyor.
Bir bankacı bu durumu şöyle izah ediyor:
“Vatandaşın ödeme ahlakı değişti!”
Vatandaşın ödeme ahlakının değişip değişmediğini önümüzdeki günlerde daha iyi anlayacağız. Ancak bir de gerçek var.
Türkiye’de bazı bankalar ticaret ahlakına ne kadar uyuyorlar ki, vatandaştan da ödeme ahlakı bekliyorlar.
Müşteri hesaplarından habersizce tırtıklanan paralar, havadan yazılan masraflar ve tefeci faizini aratmayan oranlar her halde başka ülkede yaşanmadı.
Bir gazetecinin belgesiyle ortaya koyduğu müşteri hesabının soyulması olayı bile bu ülkede sesiz sedasız kapatılıyor. BDDK bankaya, banka ise bu vatandaşın parasını çalan müdüre hiç bir ceza vermedi. Oysa o şubede soyulan tek bir vatandaş değildi. Daha bir çok kişinin soyulduğu belgelendi. Kul hakkını, bu dünyada görevi olmasına rağmen arayıp sahip çıkmayan BDDK, bunun hesabını acaba ahirete mi bırakıyor.
Bozulan sadece ödeme ahlakı değil. Sistem bozulmuş.
Sonra kalkıp vatandaşın ödeme ahlakını sorguluyoruz.
Bankalar önce kendi ahlakını sorgulasın!