Borsada manipülatör gıdada tüccar!..
Türkiye’de manipülasyon deyince akla hemen borsadaki üç beş spekülatör geliyor. Bir zamanın modasıydı. Borsada işlem yapan spekülatörlerin telefonlarını dinlemek ve onları suç üstü yapıp mahkemeye çıkartmak.
Yüzlerce insan bu yolla yargılandı.
Hesap kitap bilmez basın, o gün için borsanın toplam işlem hacmini spekülatörlerin vurgunu olarak yansıttı.
Hiç unutmam bir oyuncu, SPK tarafından mahkemeye verilmişti. Suçu bir hisse senedinde o günün parasını dolara çevirdiğimizde 10 milyon dolarlık işlem yapmıştı. Oyuncu öyle büyük paralarla bu işi yapmamıştı. Yine dolara çevirirsek 100 bin dolar karşılığında bir hisse senedini alıp satmış.
Hâkim, manipülasyon suçlamasıyla sanık olarak karşısına çıkan borsacıya soruyor.
“Bu kadar büyük parayı ne yaptın?”
Gerek sanık, gerekse avukat, hâkime aslında o kadar bir paranın olmadığını anlatmakta güçlük çekmişti.
Hâkim en son, sanığa dönerek, “Peki bu para sende değilse ve aracı kurumda da değilse şimdi nerede? demişti.
İşte bu davalar ve olaylar Türkiye’nin manipülasyon ile tanışmasına neden oldu.
Oyuncu 4 liraya aldığı hisse senedini 5 liraya satmak için dünya kadar işlem yapıyor ve sonunda hapse giriyordu.
Allah’tan şu an gerek SPK gerekse hâkimler konuyu çok iyi biliyorlar.
Borsada bugün yerli spekülatör sayısı parmak sayısından az. Onlarda da halen bir korku var.
Borsacılar çok basit işlemlerden dolayı manipülatör damgası yediler.
Yağmur yağdı, güneş kavurdu
Oysa yapay fiyat oluşumunu borsada değil de gıdada yapsalardı çok daha kârlı olurlardı. Üstelik isimleri de manipülatör gibi ağır bir itham ile lekelenmez, tam tersi tüccar unvanı alırlardı.
Tıpkı son 10 yılda olduğu gibi.
2005 yılından bu yana Türkiye’de gıda manipülasyonunun kralı yapılıyor.
2005 yılını hatırlayın:
Pirinç fiyatları yükselmeye başladı. Kimse neden yükseldiğini anlamadı. İthal pirinç geldi gelecek derken fiyatlar 3 kat arttı. Bugün kilosu 5 lirayı bulan pirinci dünyada en pahalı yiyen milletiz.
Hemen arkasından sıra kuru fasulyeye geldi. Fakir fukara yemeği kuru fasulyenin fiyatı gıda manipülatörlerinin sayesinde 5 kat arttı. Bunu neredeyse tüm bakliyat izledi. Sonra sıra sebzeye geldi.
Antalya’da yağmur yağdı dediler dünyanın en pahalı sebzesini bize yedirdiler. Öte yandan bir baktık ki 10 liraya satılan yeşil biber Antalya’da toptancıya sadece 1 liraya satılıyor. Hele 2 ay öncesine kadar patateste yapılan manipülasyon dünya tarihine geçecek cinsten. Patatesin fiyatı 1 ay gibi kısa sürede, ortada hiç bir gerekçe yok iken 900 kuruştan 5 liraya çıktı. Vurgunun boyutuna bakar mısınız!
Bugün aynı olay limonda oluyor.
Et fiyatına ne oluyor
Son bir yılın en yoğun fiyat manipülasyonu ette yaşanıyor.
Normal bir etin kilosu 50 liraya yaklaştı.
Gazetelerde bir haber:
Bayramdan sonra fiyatlar artacak.
İyi de neden?
Bilen yok. Ama fiyatlar artacak!
Gelelim asıl soruya:
Apaçık manipülasyon yapılan gıda fiyatlarına devlet neden müdahale etmiyor?
Bütün dünyada gıda fiyatları yerlerde sürünürken bizde artıyor...
Ortada ciddi bir manipülasyon var ve devlet bırakın tedbir almayı yapanların peşine bile düşmüyor.
Şimdi soruyorum; borsada yüzde 5-10 kazanmak için çaba harcayan borsacının ne günahı vardı ki eline kelepçe vurup manipülatör diye içeri attınız?