Borç silme operasyonu
Dünya madencilik tarihinin en büyük faciasının yaşandığı Soma’da bankalar borç silme yarışına girdiler. Facianın ikinci günü bir bankanın “Soma’da hayatını kaybedenlerin borcunu sildik” açıklaması özellikle sosyal medyada büyük ilgi gördü. Neredeyse bütün gün bu bayan genel müdürün ismi ve bankası konuşuldu.
Bu haber tabii ki sadece sosyal medyada değil tüm basında yer aldı. Gazetelerin birinci sayfasından verilen bu haberden sonra diğer bankalar da bir bir borç silme operasyonuna başladı. PR ve halkla ilişkiler şirketlerinden adeta yağmur gibi banka bültenleri yağmaya başladı. Bankaların bu hareketi alkışlanacak bir durum mu yoksa reklam kokan bir fırsatçılık mı? Şu anda insanlar bu konuda ikiye bölünmüş bir durumda.
Borç silme operasyonunu ilk başlatan bankanın bayan genel müdürünün bu hareketi biraz duygusal bir davranış olarak yorumlandı. Halk tarafından alkışlandı.
Ancak daha sonra gelen açıklamalar ise işin biraz reklam boyutunu göz önüne koydu. Bankaların böyle bir jesti kesinlikle doğru! Bana göre doğru olmayan bu kararın açıklanmasının zamanı. İnsanlar maden ocağının önünde can derdine düşmüşken, bankanın 5-10 bin liralık borcu silip silmemesi kimin umurunda olur ki?
Ortada tarifi mümkün olmayan bir acı yaşanıyor. Aynı aileden iki kişinin cenazesi çıkartılmış. Ağlayan sadece Soma’daki o aile değil tüm Türkiye...
O anı tüm dünya izlerken filan banka açıklama yapıyor ölenlerin borcunu sildik.
Dedim ya belki iyi niyetli ve kesinlikle reklam olmayan bir davranış olabilir ama zamanlaması yanlıştı.
“Günah çıkarttılar”
Soma’dan elektronik posta yollayan bir bankacı okuyucum olayı o kadar güzel anlatmış ki. İsmi bende saklı okuyucumun postası aynen şöyle:
“Bankalar için Soma’daki işçiler gerçek altın madeni gibiydi. Genel müdürlükten bölge müdürlüğüne, bölgeden de şubemize büyük baskı vardı. O kadar maden işçisi var, kredi satın diye. Tüm bankalar gibi biz de çoğu bin 500 lirayı geçmeyen maaşlı maden işçilerinin peşine düştük. Son 7-8 yıldır sürekli olarak onları borçlandırdık. Borçlarının bitimine az kala yeni bir kampanya yapıp yeni borçlanmaya teşvik ettik. Maden işçileri bankalar için adetti.
Kaç adediniz var?
Son bir yıldır zaten bir çoğu borçlarını döndüremez olmuşlardı. O kadar büyük faiz ödediler ki neredeyse madene, bankalara faizi ödeyebilmek için iniyorlardı.
Şimdi onların borçlarını sildik diyorlar!
Kalan üç beş bin lirayı sildiler ama onların sırtından son 7 yılda onun en az 10 katı faiz kazandılar. Ayrıca bugün sildiler de ne oldu? Yarın sağ kalanlara yeniden kredi satmak için bizi bu insanlara yönlendirecekler.”
Soma’da yaşanan sadece maden faciası değil gerçek bir sosyal felaket aynı zamanda.
Günlüğü 40 liraya madene inen bu insanlar okurumun da dediği gibi bankalar tarafından borçlandırıldı batağa sürüklendi. Burada suçlu, tüketime dayalı bir büyüme modelini teşvik eden hükümettir aynı zamanda.
Kazanmadan harcama modeli ile Türkiye’yi sanal olarak büyüten bir hükümet sadece Soma’yı değil aslında tüm Türkiye’yi faciaya sürüklüyor.