Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben her akşam manda yoğurdu içine, Medine hurması, birkaç çay kaşığı kestane balı ve içine biraz yulaf ezmesi katar yer yatarım. Sizlere de tavsiye ediyorum; bunu mutlaka tüketin, bu bir şifadır" dedi.
Allah razı olsun senden Erdoğan!
Sayende 84 milyon Türk vatandaşı ile 6 milyon sığınmacılar gece yatarken bu şifalı formülle beslenecek.
Erdoğan''ın akşam yemeklerinden de sağlıklı beslenme örneği hatırlatayım;
- Pataşur içerisinde Çerkez Tavuğu, Zencefilli Somonlu Suşi, Tartalet içerisinde Antakya usulü Humus, Susamlı Levrek Simidi, Aydın usulü kuzu çöp şiş.
20 yıldır milleti bölme ve ayrıştırma siyaseti yürüten Erdoğan 40 yıl düşünsem aklıma gelmeyecek bölücü söyleme imza attı:
- İnek yoğurdu yerine; Manda yoğurdu,
- Çam balı yerine; Kestane balı,
- Mekke hurması yerine; Medine Hurması,
- Çavdar yerine; Yulaf…
Millet süt içiyor mu, yoğurt yiyor mu, peynir tüketiyor mu?
Millet bal yiyor mu, ramazandan ramazana en ucuz hurmayı iftariyelik alabiliyor mu?
Bayat ve kuru ekmeği ucuza alma kuyruğunda iken 20 yıllık AKP iktidarı tarihte görülmemiş "askıda ekmek" sistemini yarattı…
Beyefendinin umurunda mı?
Geldiği günlerdeki yaşamlarını ailece unuttular mı?
Saraydaki şatafatlı yaşamlarında süper lüks menü ile beslenmeye başlayıp millete adeta dalga geçer gibi öğütler veriyorlar.
Örneğin First Lady Emine Hanımefendinin öğütleri:
- "Porsiyonlarımızı küçültelim.
- Mangoyu kurutup saklayın.
- Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıbbın halihazırdaki uygulamalarının bilimsel zemini kuvvetlendirilmelidir.
- Kamu-özel sektör iş birlikleriyle Türkiye, dünyada en çok müracaat edilecek bir şifa merkezi haline getirilmelidir."
Hepsi birbirinden önemli ve her vatandaşın uygulayabileceği öneriler ki daha da çarpıcı olanı var:
- "Yemek yalnızca karın doyuran bir araç olmaktan çıkarak, bedeni iyileştiren bir şifa aracı haline gelir.
- Fakat ne yazık ki, endüstrileşmiş yiyecek sektörüne baktığımızda yiyip içtiklerimizin gıda olmadığı, renkli paketler içinde kimyasal kokteyller olduğu açıktır.''''
3 yıldır sarayın bakanları bu "kimyasal kokteyller" uyarılara rağmen ne yapmaktalar?
Bakanlıklar;
- Yan gelip yatma yeri midir?
"Kamu-özel sektör iş birlikleriyle şifa merkezleri" neden kurulmamakta?
Erdoğan Hanımefendi dağa, taşa mı hitap etmektedir?
- Bakanlar ne yapmak istemektedir?
Beceremeyeceksiniz ne duruyorsunuz? "Af" istesenize…
Bırakın Cumhurbaşkanı Erdoğan''dan, "karkas, markas" diye fırça yemeyi.
Ya Hanımefendi dinleyin ya af isteyin ya da affedilmeyi bekleyin…
Allah Allah yahu bir tek ben mi savunacağım "Erdoğanlar usulü" beslenmeyi?
Sarayın başdanışmanı İbrahim Saraçoğlu Kimyager, Akademisyen ve Biyoteknoloji ve Mikrobiyoloji uzmanı değil mi?
Emine Hanımefendinin bu talebini "Kanun Hükmünde Kararname" ile neden hayata geçirmemektedir?
Değerli okurlarım,
Erdoğan manda yoğurdundan bahsetti ki aklıma şu halk türküsü geldi:
- Of of
- Sabahınan erken çifte giderken amman amman
- Öküzüm torbadan düştü gördün mü
- Amanin yandım
- Amanin amanin yandım
- Tiridine tiridine bandım
- Bedava mı sandın para verip aldım
- Tiridine tiridine tiridine bandım
- Of of
- Manda yuva yapmış söğüt dalına
- Amman amman
- Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?
Söylem o ki özetlediğim bu şarkının hikayesi şöyle;
- "Osmanlı döneminde her bahane ile halktan haksız vergi toplayan, bir Bey varmış. Halk ozanları da köy düğünlerinde ve diğer sazlı sohbetlerde, adil olmayan düzeni, türküleri ile eleştirirlermiş.
Bey, misafirleri için sarayında düzenlediği şölene ozanları şu şartla çağırır;
- ''Bu çalgıcılara herkese verilen yemek, verilmeyecek. Dillerini tutmaları için sadece et suyu ve ekmek verilsin.''
- Ozanlara et suyu ve ekmek ile yapılan tirit yemeği verilir.
Halk ozanları da "Manda yuva yapmış söğüt dalına" türküsüyle hem eğlendirir hem de eleştiriler…
Demem o ki;
- Saraylı usulü beslenme, vatandaş usulü beslenme,
- Sarayın gündemi, milletin gündemi…
Dün akşam yatarken yedinizi mi bilmem ama siz siz olun her gece yatmadan manda yoğurtlu, kestane ballı, Medine hurmalı ve yulaf ezmeli karışımı afiyetle yiyin.
Şifa olsun…
