Bizde raporlar tozlu rafları süslemeye yarar

Kadına yönelik şiddetin bugünlerde olduğu gibi yoğunlaştığı bir dönemdi.

Bir grup milletvekili konunun araştırılıp alınması gerekli önlemleri ortaya koyacak bir araştırma komisyonu kurulmasını istedi.

Meclis Genel Kurulu konuyu tartıştı ve istenen komisyonun kurulmasını kabul etti.

Komisyon aylarca titiz bir çalışma yürüttü. Onlarca akademisyen, doktor, hukukçu, emniyet mensubu ve din adamını dinledi. Aile, Sağlık, Adalet ve İçişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüştü. İstanbul, Gaziantep, Diyarbakır ve İspanya’ya çalışma ziyaretleri yaptı.

Sonuçta tam 864 sayfalık, evet yanlış okumadınız tam sekiz yüz altmış dört sayfalık ayrıntılı bir rapor hazırlayıp 2022’nin Mart ayında yayımladı.

Raporun adı da kendi gibi uzundu:

“Kadına yönelik şiddetin sebeplerinin tüm yönleriyle araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Komisyonu Raporu.”

Raporda kadına yönelik şiddetin önlenmesi için acilen yapılması gerekenler şöyle sıralanmıştı:

-Çocuklara okul öncesi dönemden itibaren sağlıklı iletişim, öfke kontrolü, stresle baş etme konularında dersler verilmelidir.

-Kadınlar ve erkekler her zaman eşit olarak nitelendirilmeli, onların eşit olmadığını söylemek nefret suçu kapsamına girmelidir.

-Evlenmek isteyenler, psikolojik testlerden geçirilmeli, sorunlu olduğu saptananların evlenmelerine engel olunmalıdır.

-Medya, kadına yönelik şiddet haberlerini verirken namus cinayeti, öfke nöbeti, kıskançlık krizi gibi saldırganı mazur gösterecek tanımlar yapmaktan kaçınmalı, şiddet mağduru kadının kimliğini açıkça ortaya koyarken saldırganı yüzünü buzlayarak gizleme yoluna gitmemelidir.

-Beyaz kadın ticareti yapmak ile randevu evi çalıştırmak da kadına yönelik şiddet eylemi kapsamına alınmalıdır.

-Kadınların yaklaşık yarısının boşanma sürecinde öldürüldüğü bilinmektedir. Bu gerçekten hareketle söz konusu dönemde kadınların korunmasına özel önem verilmelidir.

-Ruhsatsız silahlar şiddet olaylarında önemli rol oynamaktadır. Kişilerin bu silahları nerelerden ve nasıl temin ettikleri takip edilmelidir.

-Şiddete uğrayan kadınlar, şiddete başvuran erkeklerle yaşamaya mahkûm olmamaları için yaşamlarını sürdürecek iş olanaklarına kavuşturulmalıdır.

-Sığınma evlerinin sayısı artırılmalıdır.

-Şiddet uygulayan erkekler tedavi altına alınmalıdır.

-Türk Dil Kurumu’na, kadınlar aleyhine ayrımcılık, şiddet ve cinsiyetçi ifadeler içeren sözcük ve deyimlerin sözlüklerden ayıklaması görevi verilmelidir.

-Üniversiteler, kadına yönelik şiddet ve bunun nasıl önlenebileceği konularında daha fazla araştırma yapmalıdır.

...

Yazıyı iki soruyla bitirelim:

Bir:

Bu maddelerden biri bile uygulandı mı bugüne kadar?

İki:

Bizde raporlar neden sorunları çözmek için rehber olarak kabul edilmez de tozlu kütüphane raflarını süsleyen aksesuarlar gibi görülür

Yazarın Diğer Yazıları