Birlik aşı: Aşure...
Salgın yüzünden sosyal faaliyetlerden, kalabalık toplantılardan uzun süre uzak durdum. Söz konusu "Canlar", "Cem" ve Türkü olunca Mansur Yavaş''ın davetine icabet etmek farz oldu. Muharrem ayında tutulan oruçların ardından kaynatılan Aşure, birlik-beraberlik-barış aşısı olarak nitelendirilir. Birbirinden farklı yiyeceklerin bir kazanda kaynatılma ritüeli uzun ve ayrı bir konu. Ne yazık ki İslam Dünyası 1400 yıldır problemlerini çözemediği için insanlar acı çekiyor. İktidar hırsı ile savaşlar devam ediyor. Başkentteki kaynayan aşure kazanının bir özelliği de "Tarımsal kalkınma projesi" dahilinde Büyükşehir Belediyesi tarafından dağıtılan tohum ve gübre desteği ile hasadı gerçekleşen buğday ve nohut gibi yerli ürünlerden oluşmasıydı. Öte yandan dağıtılan sebze, meyve fidelerinin de hasadı başladı. Domates, biber, patlıcan, patates, soğanlar üreticiden makul fiyatlarla toplanıp; gösteriş yapılmadan ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor. Tüketen değil, üreten belediye işte bu...
Dünyayı kasıp-kavuran salgından etkilenen kesimlerin başında sanatçılar ve müzisyenler var. Ankara "6 milyon tek yürek" kampanyası ile bu felaketten fazla fire vermeden sıyrıldı. Kültür ve Sanat faaliyetleri Daire Başkanlığı öncülüğünde günlük işlerde çalışan müzisyenler ve sahneye çıkamayan sanatçılar tek tek tespit edilerek yardımlar kameralar önünde değil gizlice, onurları kırılmadan gerçekleştirildi. Telafi edilemeyecek kayıpların giderilmesi için Ankara''nın en ücra köşelerinde; park ve bahçelerde konserler devam ediyor. Şöhretli isimlere bavullar dolusu para yerine makul ücretler ödenerek yaralar sarılıyor.
Türkiye''ye örnek olan "Birlik aşı: Aşure" etkinliğini gerçekleştirenlerin haklarını teslim edelim. Başlarında Mansur Yavaş olan Ankara Büyükşehir Belediyesinin tüm personeli seferber olup, fedakarca çalıştı. 1500''den fazla gönüllü kuruluşun bir araya geldiği Ankara Kent Konseyi''nin öncülüğünde tüm kesimlerin katılımı ile muhteşem bir manzara sergilendi. Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz''ı tebrik ediyoruz. Gönüllülük esasına göre çalışan bu ekibe şapka çıkarılır. Alevi-Bektaşi kuruluşları eksiksiz katıldı. Dedeler aşure duası yaptı. Barış, kardeşlik, birlik mesajları verdiler.
"Hizmet süremiz boyunca ayrım yapmadan ve kimseyi ötekileştirmeden hizmet vermeye çalışıyoruz. Ankara''da 25 yıl boyunca ayrımcılığa uğrayan, ötekileştirilen herkesin başımın üzerinde yeri var" diyen Mansur Yavaş; "Mazluma zulmeden nice zalimler gibi Yezitlik bir illettir ve bu illeti yan yana durarak yenebiliriz" sözleri ile ders verdi. "Yezit mi? Hüseyin mi?" sorusunun cevabını netleştirdi. Ve "Ankara''mızı Atatürk''ün bize emanet ettiği şekilde, dünya başkentleri ile yarışır bir başkent haline getireceğiz" mesajını iletip, CHP ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları ile beraber aşure dağıttı.
Turnalar Sanat ve Samah Topluluğu''nun muhteşem gösterisine değinmeden geçemeyeceğim. Göbeklitepe gerçeği ile bu topraklarda 12 bin yıldır yaşadığımız tescil edildi. Bu coğrafyanın zengin kültüründen örnekler sunan Turnalar ekibinin samahları yüreğimizi yumuşattı.Doğu Türkistan daki Uygur Samahını hatırlattı.
Ve Torosların, Tahtacı Türkmenlerin Dedesi, doğa bekçisi, türkülerimizin gür sesi Musa Eroğlu... Ölümsüz bestelerini, Anadolumuzun türkülerini seslendirirken Başkentte binlerce insanın katılımı ile muhteşem bir koronun oluşumunu sağladı. Kulakların pasını sildi...
Ankara''daki bu tablo ümitlerimizi yeşertirken elbette birilerinin de uykusunu bölüp, kabuslar görmesine sebep olmuştur. Minareyi çalıp, kılıfını hazırladığını sananlar yanılıyor. Devran dönüyor, başkentin rantını gasp edenler eninde sonunda yargılanacak.
Ve son not: Yolu Ankara''ya düşen 40 yaş üzeri kuşağın Gençlik Parkında anıları vardır. 25 yıldır mezbelelik hale dönüştürülen Gençlik Parkı''nı yeniden başkente kazandıran Mansur Yavaş ve çalışma arkadaşlarını kutluyoruz.