Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Birinci Meclis'in yetkisi...

"Aydın itiraz eden kişidir" itirazlarıma kimseler darılıp gücenmesin. Tamamen bireysel düşüncelerim olduğu gibi, herhangi birisini, siyasal yapıyı eleştirmeyi aklımdan bile geçirmedim. Tarihin süzgecinden geçirerek "Yetki karmaşası"na ışık tutmaktan başka amacım yok.

Bereketli topraklarımız üzerinde maşallah çok da tarihçi vardır. Fesli deli Kadir''den tutun, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları dedelerinin ihanetinin bedelinin peşine düşüp, ellerindeki karayı tertemiz insanlarımıza sürmekten geri durmuyorlar. Üçer-beşer maaş cukkalamak için uydurmadıkları yalan yok. Sarıkamış''tan, Çanakkale''ye kadar tahrip etmedikleri tarihi olay kalmadı. Şimdi sıra "Gazi" ünvanlı Meclis''te...

23 Nisan 1920''de Ankara''da açılan Birinci Meclis''te Başkanlığa seçilen Mustafa Kemal Paşa oylamalarda hep kıl payı göreve getirilmiştir. İstiklal Harbinin başlaması ile "Başkomutan" ünvanını da yüklenen Gazi Paşa savaşın her döneminde meclis kürsüsünde ayrıntıları ile tek tek hesap vermiştir. Başkomutanlık yetkisi o günün koşullarında bile "3 ay" ile sınırlandırılmıştır. İşgal altında bir ülkenin meclisi üç aylığına yetki verirken ne oldu da 2 yıla çıkarıldı? Bilen varsa beri gelsin.

Cumhuriyet tarihimizde 3 ay ile başlayan yetki bir süre sonra 6 aya çıkarılmıştı. Nitekim AKP''nin iktidara geldiği esnada Irak Operasyonları için yetki 6 ay idi. Her yönü ile başımıza bela olan Suriye sorununda yetki 1 yıla çıkarıldı. Suriye ile top yekün savaşa mı giriyoruz? 19 adamızı işgal eden Yunanistan''ı Ege''den kovup, Mora Yarımadası''na mı hapsedeceğiz?

Ucube Başkanlık sistemi referandumundan önce memleketimizin orantısız zeka sahibi gençlerimizin: "Bu kadar yetkiyi Babama bile vermem" sloganına ne oldu?

Bir taraftan "Tek Adam Rejimi"nden şikayet edip öte yandan "Tek Adam"a 2 yıl yetki vermek aynı zamanda Haziran 2023 milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesine fırsat tanımak anlamına gelmiyor mu?

Kimse kusura bakmasın! "Büyüklerimizin bir bildiği vardır" yaklaşımını ömrüm boyunca kabullenmedim. Bu yüzden "Evet" oyuna karar verenlere bir sözüm olacak. Çekincelerinizi Meclis kürsüsünde dile getirdiniz. Güzel. Ancak "Tezkeredeki 2 yılı, 1 yıla çekin ve Türkiye topraklarına yabancı askerlerin girişini de tezkereden çıkarın. ''O zaman Evet'' oyu verebiliriz" diyemez miydiniz?

Bu önerimize karşılık, "İyi de TBMM''de zaten çoğunluğa sahipler. İstedikleri gibi geçireceklerdi" savunması yapanlar olabilir. Haksız sayılmamakla beraber, tarihe not düşmek, Meclis kayıtlarına girmek bu kadar zor olamazdı.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk''e verilmeyen yetkiyi, Cumhuriyet değerlerini yıkmaya kalkışan zihniyete teslim etmek nasıl izah edilebilir?

Gönül sevdiğine sitem edermiş. İyi niyetlerinden şüphe duymadığım, geçmişten bu yana dostluk, yoldaşlık, koldaşlık hukukumun bulunduğu "Evet" oyu veren vekillerden makul bir açıklama beklemek de hakkım değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları