Bireyselde devlet katkısı kalkıyor mu?
Daha ilk okul yıllarında ağustos böceği ile karıncanın hikayesini öğretirlerdi. Ağustos böceği har vurup harman savuran, karınca ise kışa yani kara günlere çalışıp birikim yapan olarak anlatıldı bu hikayede. Nitekim kış geldiğinde ağustos böceği aç kalır, yaz boyunca çalışıp biriktiren karınca ise yuvasında huzurla yaşar. Türkiye’nin durumu da bugün aynen böyle. Dahası Türk insanının durumu.
Tıpkı ağustos böceği gibi.
Çalış harca. Birikim yapma. Hatta kazancından fazlasını borçlanıp harca.
Ayda 2 bin lira mı kazanıyorsun, 1 haftalık tatile 5 bin lira harca. Nasıl olsa 12 ay taksitle. 2 bin liralık cep telefonunu her yıl değiştir nasıl olsa 15 ay taksitle.
Daha bir çok harcama alışkanlığı.
Ya tasarruf?
İşte o yok. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında en az tasarruf eden. Gelişmekte olan ülkelerde tasarruf etme oranı yüzde 33.9 iken bizde sadece yüzde 15. Bu yüzde 15 rakamı da son bir yıldır Bireysel Emeklilik Sigortası sayesinde oldu. Yoksa çok daha alt düzeylerde olurduk.
Bireysel Emeklilik, Türkiye’de bir türlü dikiş tutturamayan bir sektör. Oysa bütün dünyada çok önemli bir yatırım aracı. Türk halkının sigorta şirketlerine maalesef hiç ama hiç güveni yok. Aslında biraz da haklılar. Yıllarca para ödenen poliçeler hep enflasyona yenildi ve ödenen paralar pul oldu. Kazanan sigorta şirketi kaybeden ise vatandaş oldu.
Bu nedenle ben dahil halkın büyük bir bölümü Bireysel Emeklilik Sigortası’na sıcak bakmadı. Devlet bu şirketler aracılığı ile halkı tasarrufa yöneltmeye çalıştı. Önce vergi avantajı sağladı yine olmadı. En son 2013 yılının başında müthiş bir teşvik verdi. Yüzde 25 devlet katkısı.
Sen 100 lira ödüyorsun, devlet de senin adına yüzde 25 yani 25 lira teşvik primi yatırıyor. Yani buna göre bin liralık aylık tasarruf primi yatıran bir vatandaşın hesabına bin 250 lira yatıyor. Faizilerin yıllık yüzde 10’un altında olduğu bir ülkede yüzde 25 ek katsı süper bir şey.
Sonunda BES’e katılım sayısı arttı. Çok olmasa da bugün katılımcı sayısı 75 milyon nüfuslu ülkede 4 milyon 447 bin. Fonların büyüklüğü ise 23 milyar lira civarında.
Yani bu kadar büyük teşvike rağmen malesef tasarruf oranı olarak dünyanın en kötü ülkesiyiz.
Şimşek ağzından kaçırdı
Devlet yaklaşık 1 yıl 3 aydır emeklilik sistemine katılanlara teşvik primi ödüyor. Nereye kadar devam edeceği tartışılırken, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz haftalarda ağzından kaçırdı.
“Sonsuza kadar sürmeyecek...”
Elbette kimse sonsuza kadar beklemiyor ama en azından yüzde 100 devlet katkısını almak için şart olan 10 yılın sonuna kadar sürecek mi?
Buna malesef hayır diyoruz.
Devlet yüzde 25 olarak verdiği bu katkıyı bu yılın sonu itibariyle yüzde 18’e çekmek için çalışma yapıyor. 2015 yılında ödenecek yüzde 18 teşvik 2016 yılında yüzde 10’a düşecek. 2016 yılından sonra ise tamamen kaldırma planlanırken, yüzde 3 ile 5 arasında kalması da tartışılıyor.
Sırf bu devlet katkısına cazibesine kapılarak Bireysel Emeklilik Sigortası yaptıranlar bu işten karlı çıkabilecek mi?
Elbette hayır. Çünkü devlet katkısını alabilmek için en az sistemde 10 yıl kalmak ve 56 yaşını doldurmak gerekiyor. 10 yılın hesabını bilip yapanlar sistemi yavaş yavaş terk etmeye başladılar. Yani yol yakınken paralarını geri çekiyorlar. Çekmeyenler ise halen hükümete güvenip, bu katkı payının sonsuza kadar devam edeceğini sananlar.
Böylece vatandaş Konut Edindirme Yardımı’ndan sonra ikinci büyük hayal kırıklığına uğramış olacak!