Bir yaman yaradır kanar Türkistan
Doğu Türkistan’da Çin’in yıllardır sistemli biçimde uyguladığı soykırım politikasının son olaylarla günyüzüne çıkması karşısında Tükiye Türkleri tepkisini sonuca dönüştürecek iradeyi arıyor
Yüce Türk milleti mensubu olmaktan gurur duyduğu Türklük bilincini unutmuş veya unutturulmaya çalışılarak uyutulmuştur. Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku unutulmuş, sözüm ona sözde “Kemalist” olduğunu iddia eden aydınlar tarafından dile getirilmemiş, toplumsal tepkiler konusunda sessiz kalınmıştır.
Türk Gençliği sanal alemde uyutulmuş, popüler kültürün oyuncağı haline gelmiştir. Buna dur diyecek, milli iradeyi gündeme getirecek Türk Milliyetçileri sokaklara dökülmemek için haklarını taşla, sopayla, sapanla aramamak için Türk Milliyetçisi büyüklerini meclise göndererek, onların hislerine tercüman olma konusunda vekil tayin etmiştir.
Ancak bu pasif duruş yurdumun her yerinde hainlerin yüzlerini güldürmüş, salyalarının akmasına neden olmuştur. Bu pasif duruş ikiyüzlü Avrupa ve A.B.D.’nin daha cesur olmasına neden olmuş, Türklüğe ve Türk’e düşman olan uluslar arası güç odakları harekete geçerek sözde entegrasyon dayatması ile “Ne mutlu Türk’üm diyene” ibaresini kaldırmaya çalışma cüretini göstermiştir. Bununla yetinmeyip daha da ileri giderek yeryüzünden Türklüğü silmeye kalkışmaktadır. Bu planlı ve uzun vadeli bir asimilasyon sürecinin AB deyimi ile “entegrasyon” kavramı ile bulanıklaştırarak bizi yok etme savaşının sadece başlangıcıdır.
Türklere karşı büyük bir katliam süreci başlamıştır. Doğu Türkistan’da, Kerkük, Musul, Süleymaniye ve Telafer’de
Karabağ’da, Bulgaristan’da, Kıbrıs’ta her gün yeni bir saldırı olmakta ve bunların bazıları vahşet boyutuna ulaşmaktadır.
Balyozlarla, çivili sopalarla, baltalarla kafaları ezilen bombalarla paramparça olan, zorunlu kürtaj yöntemleriyle yok edilmeye çalışılan Doğu Türkistan’lı Türk kardeşlerimize sahip çıkamıyoruz.
Türk Dünyasının lider ülkesi kendi ülkesinde Türk’üm diyemezken nasıl sahip çıkacak diğer Türk kardeşlerine.
* Cengiz Han Alagöz
++++++
Geri tepmeli silah gibi
Her yurtdışı çıkışında başımıza çorap örülüyor.
Ermenistan ’a gidildi. Sınır kapısı açılımında can Azerbaycan’dan olduk. Irak’a gidildi Kerkük- Musul elden gitti. PKK davası meşrulaştı. DT partisi PKK’yı temsilen demokratik haklar mağduriyetini oynayarak ulus devlet yapımızı parçalama planları dayatıyor.
Çin’e gidildi. DTP- MHP milletvekilleri horon teperken, Çin, Uygur Türklerine katliam başlattı. Görüyorsunuz işte geri tepmeli silah gibi oturun koltuğunuzda gidene kadar.
* Turan Kırılmazoğlu / Emekli öğretmen
++++++
Seyirci kalamayız
Ezilen ve yok edilen taraf Türkler olursa herkes üç maymunu oynamakta ne yazık ki. Daha geçen gün Kerkük’de yapılan bombalı saldırı sonrası yine Kerkük’de bir bombalı saldırı daha oldu, hedef kimdi?
Irak Türkleri.
Bizim idarecilerimiz ne yaptı, koca bir hiç.
Korkarım bundan 10-15 sene sonra Anadolu
Türkleri de aynı senaryoyla karşılaşacak..
* Ertuğrul Temel
++++++
Türk Birliği
Dünya Türkler’den korkuyor. Peki biz Türkler ne yapıyoruz, binlerce ölümü izliyoruz. Başbakan, Filistinliler için gösterilen one minute’li bir tepki bile gösteremiyor. Neden bütün dünyadaki Türkler birleşip AB gibi Türk Birliği’ni kurmuyoruz.
Hayal mi?
* Nihal Tabak
++++++
Bihaberler
Bu haberi yapan, okuyan herkesin bu katliamların sürekliliğinden bihabermiş gibi davranmaları bizleri rahatsız eden... Yoksa, gerçekten mi bihaberler? Doğu Türkistan meselesi, haberin yapıldığı gün çıkmış bir olay izlenimi vermek, Çin’in bu katliamına hizmettir. Bu katliamlar onlarca yıldır yapılmakta fakat devletimiz de dahil olmak üzere basın yayın organları bu duruma sessiz kalıyor. Bıçak kemiğe dayandıktan sonra tepki vermeyi adet edinmekten bir an evvel vazgeçmeliyiz.
Türk’ÇE
++++++
Davulun sesi...
Yüksek Lisans ve Doktora yapanların hayatın zorluklarından uzak durmayı yeğleyen kaçak gençler olduğunu yazan Engin Ardıç’a şunu sormak gerek: Babaları bakan olmayan gençler ne yapsalardı? E-ticarette 16 yaşında number one mı olsalardı? Yoksa likit olmayan harçlıklarını likit yumurta işine mi yatırsalardı? Ya da gemicik mi almaya kalksalardı? Yok yok en iyisi büyük alışveriş merkezlerinde oto yıkamacıları kapatmaları gerekirdi!
* Engin Balım
++++++
Kin, nefret, siyaset...
Sözde aynı davaya hizmet eden insanların birbirleri aleyhine yaptıkları akıl almaz suçlamalar, karalamalar, hakaretler, tehditler...
Alibeyköy ilçe kongresinde, kongre divan başkanlığı yapan parti genel muhasibi ve İstanbul milletvekilinin tartaklanması ve sonunda kongrenin iptaline kadar varan olaylar...
İş; sırf il yönetiminin karşısındaki adayı destekleyip, yapılan kepazelikleri dile getirdiler diye, ülkücülerin evlerinden alınarak öldüresiye dövülüp bir kenara bırakılmasına kadar vardı...
Bu olayları görünce ister istemez insanların aklına bazı sorular geliyor.
Genel merkez dahil, il ve ilçe yönetimleri bu vahşetin neresindedir?
Bu vahşeti yapan il ya da ilçe yöneticileri bunu kimin adına yapmışlardır? Kısa bir süre önce partinin resmi internet sitesindeki açıklamasında “Mensuplarımız hiçbir telkin ve tasalluta fırsat vermeyen hür iradeleri ile yörelerinde yöneticilerimizi belirlemektedirler” diyen Devlet Bahçeli, yaşanan bu vahşetin sorumluları ile ilgili bu güne kadar ne gibi bir işlem yapmıştır? Olayları fiilen gerçekleştirenler ne kadar suçluysa onların o görevlerde kalmalarına göz yumanlar da en az onlar kadar suçludur. Bu göz yumma neticesindedir ki, ülkücü ülkücüye düşman edilmiştir. Kin ve nefret temelinde yönetilen bir partinin iç barışını sağlayabilmesi nasıl mümkün değilse, iktidar olması da mümkün değildir.
* Tamer Okyar
++++++
Davos fatihi sahneye
Bir insanlık dramının mağduru Türk olursa herkes kulaklarını tıkıyor. Köpekler için sokağa çıkanlar, konu soydaşlarımızın vahşice katledilmesine gelince tepki gösteremiyorlar. Çıkarcı dünyanın pis düzeni bu kadar işte.
İçim acıyor, çünkü ezelden ebede kadar geçirdiğim vakitte varlığım, Türk varlığına hediyedir. Ulusal kardeşlik bağı ile bağlanmış olduğum bu topluluğu sadece Türk olduğumdan değil, tüm insanlık meziyetlerinin en yüksek şuuru ile donatılmış bir toplum olmasından dolayı canımı fedaya hazırım.
Davos’larda ahkam kesenleri sahnelere buyur ediyorum.
* Coşkun Uslu
++++++
İki doğru arası beş yanlış
Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’nın konuğu, yanılmıyorsam Murat Ilısu veya Ilıca isimli bir araştırmacı idi... İlginç bilgiler de aldım, yalnız, bir ara konuk şöyle dedi, “bizde aydınlanma hareketi olmadığı için.....”...
Sanırsınız ki burası özgürlüğünü yeni kazanmış bir Afrika ülkesi, bu topraklar hiç uygarlık yüzü görmemiş, konuk olarak gelen hocalar, burada bir aydınlatma hareketi başlatmış! Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Uygarlığın beşiği olmuş bu topraklar için bu kadar haddini aşan mesajlar kafalara nasıl da yerleştirilmeye çalışılmakta!
Bu kanal, iki doğrunun arasına sıkıştırılmış beş yanlış bilgiyle yayın yapmakta, yollanılan iletiler hiç dikkate alınmamakta.
* Lâle Gürman
++++++
GÜNÜN SORUSU
Gazetenin adının HABERTÜRK değil de HABERTURK olması zaten ne olduğunu ortaya koymuyor mu?
* Doç.Dr. Hakan Kayalı
++++++
MİNİ YORUM
Vatansever Güneydoğu filmi
ABD’nin Barış Suçları dizimizin Vietnam bölümünde Hollywood’un Amerikan psikolojik operasyonlarındaki rolüne değinmiştik. Cüneyt Okyay Türkiye’de bu işi gayrı milli grupların propaganda amacıyla yaptığından yakınarak şöyle bir soru soruyor: Genelkurmay’ın Güneydoğuda yaşananları anlatan bir filmi hayata geçirmesi çok mu zor? Vatanseverlerin orada yaşananları anlatacak o kadar çok yaşanmışlığı varken bu konuda hiçbirşey yapılmamasının açıklaması olması gerek.