Bundan önceki yazımın başlığını, “Konyaspor nasıl enkaz haline getirildi” diye atmıştım…
Aslında yazdığım gerçeklerin ya da doğruların hayat bulması, benim adıma artı olsa da, Allah’ın hiçbir kulu, bundan mutluluk duyacağımı zannetmesin…
Bu doğruların bana mutluluk değil, acı verdiğini itiraf etmekte yarar var…
Sonrasında da, “Öncelikle şunun altını çizmekte yarar var; Konyaspor “kahır sezonu”ndaki şartlarla yola çıkacaksa, hele ekonomik yaptırımlardan dolayı transfer tahtasının açılması da “zor” gibi görünüyorsa, yönetime devam edeceklerin ya da göreve yeni geleceklerin bin düşünüp, bir karar vermeleri gerekiyor…
Konyaspor’un önündeki en büyük iki engel, 1 milyarın üstünde olan borcu ve transfer tahtasının kapalı olması” diye devam etmiştim…
Farkındayım bunları yazmaktan ben, okumaktan da sizlerin sıkıldığını…
Ama, gerçeklerin ve doğruların yazılması noktasında da, vicdanen rahatladığımı da ifade etmek isterim…
Doğruları yazmayacak, gerçekleri paylaşmayacaksam, bu işi yapmamam gerekir…
“İçimizden biri köprü olmazsa karşı kıyıya nasıl geçilecek?”den yola çıkarak, doğruları yazmaya devam edeceğiz…
Her ne kadar taşlansak da R yok…
Neyse…
Gelinen nokta malum…
Konyaspor Başkanı Ömer Korkmaz, yazdıklarımı “teyit” anlamında bir basın toplantısı yaparak, kulübün gerçeklerini kamuoyuyla paylaştı…
O da biliyor ki, Konyaspor’u çok zorlu bir sezon beklediğini…
“Süper Lig’de yolumuza devam ediyoruz. 6 aylık yönetim sürecimiz oldu. Bu zor geçti. Ligde kaldıktan sonra asıl zorluk ise şimdi başlıyor. Hazırda bekleyen sorunlar var. Konyaspor’un bütçe ile alakalı zorlukları var. Maddi ve manevi bir yorgunluk var” derken, kendisine hak vermemek mümkün değil…
Ömer Korkmaz, basın toplantısında başka bir şey daha söylemiş ki, çok önemsiyorum…
“Düşük bütçeli bir takım kuracağız. Bu riski alacağız. Fiyatlar gerçekten çok yüksek. Konyaspor’un yeni dönemde siyasetten bağımsız bir yönetim anlayışı ile yolumuza devam etmek istiyoruz.”
Benim bu son cümleden çıkardığım şu; Konyaspor’u önümüzdeki sezon çok zor günler bekliyor…
Bekleyip göreceğiz…
Ama, iyi şeyler göreceğimizi zannetmiyorum.
