Bir intiharın hikayesi
Tuna Konuş, Ege’nin şirin ilçesi Tire’de 34 yıllık yaşamını huzur içinde sürdürdü. Genç bir karısı, dünya tatlısı 5 yaşında bir evladı vardı. Kendine ait şarküteri dükkanında çok kazanmasa bile kendi yağında kavrulup gidiyordu.
Tuna Konuş, hayatından memnundu.
Belki az kazanıyordu ama sonuçta mutluydu.
Tuna’nın en büyük korkusu borçtu. Toptancıdan aldığı malların parasını bile vadesinden önce öder gece rahat uyurdu.
Tuna’nın hayali ise bir araba sahibi olmaktı.
Bir gün alacaktı. İşte o bir günü beklerken çevresinden baskı da çığ gibi büyüyordu.
Kredi ile araba al...
15 kiloluk peyniri bile toptancıdan alırken korkan Tuna, baskılara daha fazla direnemedi gitti çaldı bankanın kapısını..
Çünkü son 10 yıldır herkes bankadan kredi çekerek ev araba sahibi oluyordu.
Kendisinin neyi eksikti. Baskılara daha fazla direnemedi.
Krediyi çekti.
Ardından hayallerini süsleyen arabaya kavuştu. Bir ay... İki ay... Ve sonunda 5 ay borcunu düzenli ödedi. Öderken zorlandı. Bulup buluşturdu. Bazen toptancının parasını salladı, bazen sattığı malı yerine koyamadı. Sonunda 6 ayda tıkandı. Banka ona bir ay süre verdi. O bir ayda da o parayı bulamadı. Çünkü elde avuçta ne varsa verdi veriştirdi. Ama faizle boğuşmak aslanla boğuşmaktan daha zordu.
Banka son uyarısını yaptı.
Krediyi ödeyemezse arabayı altından çekip alacaktı.
Onu gururuna yediremedi.
Dükkanın kapısını kapatıp kendini ipin ucunda sallandırıverdi.
Çevredekiler koşup yetişti ama Tuna hastanede son nefesini verdi.
Tuna’nın genç karısı ve çocuğu acı ile feryat ederken, o gün Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK, intihar istatistiğini açıkladı.
İntihar olaylarındaki artışa dikkat çekti. En çok evli erkekler ekonomik sıkıntı nedeniyle intihar ediyordu.
TÜİK’in bu acı istatistiği gazetelerin bir köşesinde küçük bir haber olarak yer alırken, Başbakan Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya kürsüden bağırıyordu.
Faizleri düşür!!!
Evet faizler düşsün ki Türkiye’de son yıllarda yaşanan sahte cennet görüntüsü devam etsin.
İnsanlar borçla ev-araba alsın, 12 ay taksitle 4 günlük tatil yapıp, 24 ay ödemeli plazma televizyon sahibi olsun. Tabii bir de bunları yaparken 12 ay vadeli akıllı cep telefonu alsın.
Alsın ki piyasa hareketlensin. Vatandaş daha çok borçlanıp çark dönsün.
Dönen gerçekten çark mıydı?
Yoksa Tuna’nınki gibi büyük dramların yaşandığı sosyal bir facia mı?
Türkiye son 10 yılda üretmeden sadece borçlanarak büyüdü.
Bunu yaparken de önümüzdeki 5 yıllık gelirini harcayarak yaptı.
Türkiye’de yaşanan tehlikeli bu borç oyununun artık bitmesi için kaç Tuna’nın yaşamına son vermesi gerekiyor?