Bir doğa harikası: Çıldır

Bugün değerli okurlarımın izniyle, doğup büyüdüğüm kasaba olan Çıldır'dan bahsetmek istiyorum. Nedeni bu ilçenin UNESCO - Dünya Çevre Kültür Mirası kapsamına girmesi gereken bir doğa mucizesi olmasıdır.

2009 yılında Çıldır Gölü'nün düzenlenmesi için, Kano Federasyonu ile işbirliği yaparak, Avrupa Birliği'nden 2 milyon Euro destek sağlamıştım. Ne var ki bakan değişti ve öğrendiğime göre o zamanki vali de bu kaynağı Ardahan'da kayak tesislerine yönlendirdi.

Aslında UNESCO gibi uluslar arası kuruluşlar daha çok sivil toplum örgütleri ile çalışıyor. Bugün yapılacak her girişimi sivil toplum örgütleri üstlenmelidir.

Çıldır'da tüm doğa eşsiz güzelliktedir. Hiçbir yerde olmayan kendine özgü, endemik bitkiler mevcuttur. Çevre kirliliği yoktur. Organik tarım yapılmaktadır. Dünyanın en güzel çiçek balı burada üretilmektedir.

Çıldır'ı doğa harikası yapan özelliklerin başında Çıldır gölü geliyor. Kışın yapılan kış festivallerinden, buzu kırıp balık avlayanların görüntülerinden bu gölü herkes tanıyor. Bu festivalleri her sene 100'den fazla yabancı gazeteci takip ediyor. Aynı zamanda göl, kışın buz rallisi yapmaya ve buz otelleri kurmaya uygundur. Dahası 'uluslararası kano yarışları' için dünyada mevcut dört gölden birisidir.

Gölde birçok ada var… İkisi önemlidir.

En büyük ada, Akçakale köyünde bulunan Alpaslan Adası'dır. 2003 yılından başlayarak, üç yıl süre bu adada, finansmanını ben sağlayarak, Erzurum Üniversitesi'nden Prof. Dr. Alpaslan Ceylan başkanlığında bir heyete ve Kars Müzesi denetiminde kazı yaptırmıştım. Bu kazılarda neolitik çağa ait yerleşim alanları bulundu. Bu evler taş ve sal taşlarından yapılmış ve içeriye damlarından giriliyor. Odalar arasında da sal taşından kapılar var. Odanın ortasında su kuyusu bulunuyor.

Prof. Dr. Alpaslan Ceylan bu araştırmaları ve yöre ile yaptığı diğer araştırma ve kazıları Nezahat Ceylanla Birlikte ''Doğunun Sönmeyen Yıldızı - Akçakale ve Çıldır Araştırmaları'' adıyla kitap haline getirmiştir. Bu kitap Atatürk Üniversitesi tarafından Ocak 2019 'da yayınlanmıştır.

Diğer ada çok sayıda kuşun yaşadığı ve yuva yaptığı Kuş Adası'dır.

Çıldır Gölü'nde Ot Sazanı (Sarı Balık) denilen ve başka sularda bulunamayan lezzette bir balık yaşıyor. Gölün suyu içilecek temizliktedir.

Çıldır'da bir diğer göl, Aktaş (Hozapin) gölüdür. Yarısı Türkiye 'de yarısı Gürcistan'da olan bu gölde bir kuş cennetidir.

İki önemli kale var… Tarihi Şeytan Kalesi ve Kurtkale.

Şeytan kalesinin yer aldığı kanyon bitki örtüsü ile kaplı, çok derin ve eşsiz güzelliktedir. Kurt Kalesi de Gürcistan sınırındadır.

7 katlı mağaralar da ilgi çeken bir özelliktedir.

Çıldır da aşıklar kültürü gelişmiştir. Korunması gereken söz kültürüne sahiptir.

''Çıldır'' adı dikkat çekmekte ve ne anlama geldiği merak edilmektedir. Bu alanda en iyi kaynak İndex-Anatolicus'tur. Bu kaynağa göre Gürcüce ''Çrdillo'' kuzey demektir.

Çıldır esasında gölün adıdır. Bölgeye de Çıldır denilmektedir. Çıldır Eyaleti veya Çıldır Beylerbeyliği, 16. yüzyılda Çıldır, Ardanuç, Şavşat, Oltu yöresiyle Gürcistan'ın Ahıska ve civarını içine alan Osmanlı Devleti eyaletidir. Merkezi Ahıska'ydı.

Çıldır'da halkın demografik yapısı; Terekeme ve Ahıska Türklerinden oluşur. Halkın geçim kaynağı hayvancılık ve tarımdır. Bu ilçede yaşayan nüfusun takriben dört veya beş katı dışarda yaşıyor. Batıya göç, Doğu'nun önlenemeyen kaderi oldu. 1886 yılında Çıldır'ın nüfusu 8.909 iken bugün 9.539 'dur.

Çıldır halkı medeni ve uyumludur. Cezaevi hep boş kaldığı için yaklaşık on sene önce kaldırıldı. Hâkimler de boş oturuyor diye mahkemeler kapatıldı.

Baştan dediğim gibi bu ilçe UNESCO - Dünya Çevre Kültür Mirasına girmeyi en fazla hak eden bir yöredir.

Yazarın Diğer Yazıları