Bir de bizler SİMİT-ÇAY hesabını yapalım

Bundan önceki iktidarlar döneminde muhalefette olanlar “simit-çay” hesabı ile vatandaşın alım gücünü ortaya koymaya çalışırlardı.

O günlerin simit-çay hesabı yapanlar bugün neredeyse çeyrek yüzyıldır iktidardalar.

Şimdi onların o dönemde yaptığı simit-çay hesabını bir de bizler yaparak bugünkü alım gücümüze bir bakalım;

Ağustos 2023.

Asgari ücret: 11 bin 402 TL.

En düşük emekli maaşı: 7 bin 500 TL.

Simit : 10TL.

Çay : 5 TL.

2 simit+1 çay: 25 TL.

25x3 öğün. : 75 TL.

75x30 (ay 30 gün): 2250TL.(Bir kişi bir ay boyunca her öğün sadece simit yiyip çay içtiğinde 2250 TL. ödüyor.)

3 çocuk var .(Diyorlardı ya, en az 3 çocuk.

Alın size 3 çocuk.)

Siz ve eşiniz dâhil olunca

Toplam : 5 kişi ediyor.

2250x5kişi: 11.250TL.

Bir ay boyunca çay ve simitten başka bir şey yemediğinizde aylık 11.250 TL.’ye ihtiyaç var.

Şimdi söyleyiniz bunun sebebi dış güçler mi?

*

Eyy dış güçler;

Yukarıdaki simit-çay hesabını gördünüz.

Evin kirasını kim ödeyecek?

Elektrik faturasını kim ödeyecek?

Su faturasını kim ödeyecek?

Doğal gaz faturasını kim ödeyecek?

Telefon paralarını kim ödeyecek?

Çocuklara harçlıkları kim verecek?

Annenin, babanın ve çocukların giyimlerini kim alacaaaak?

Çoluk çocuğun okul masraflarını kim karşılayacaaaak?

*

Bu zalim, vicdansız, merhametsiz dış güçler kendileri refah içinde yaşarken “bu aziz millete” bir bardak çayla iki simidi dahi layık görmüyor.

İnsan onuruna yaraşır bir yaşam sürmemizi istemiyorlar.

*

Cumhurbaşkanı maaşını: 140 bin.TL.

Milletvekili maaşını: 85 bin.TL.

Emekli milletvekili maaşını: 65 bin.TL.

yapan merhametsiz dış güçler,

Asgari ücretlinin maaşını: 11 bin 250

TL.

En düşük emekli maaşını ise: 7.500 TL.

yapıp emekliyi, dar gelirliyi muhannete muhtaç

ediyorlar.

*

Özellikle de emekliye insanca yaşamayı hak görmeyen dış güçler;

“Yazıklar olsun sizlere.”

Ne diyelim ki;

“Sizlerin Doları (1 ABD doları: 27,12 TL.),

Sizlerin Euro’su (1 Euro: 29,65 TL.),

Sizlerin Levası (1 Bulgar levası: 15,15TL.)

Sizlerin Manatı (1 Azerbaycan Manatı: 15,89 TL.)

varsa bizim de Allah’ımız var Allah’ımııııııızzz!!!”

*

“Fiyatları belirleyen Allah’tır.” dediler mi?

Dediler.

“Fakirlik Allah’a yakın olmaktır.” dediler mi?

Dediler.

Hatta “Zamları yapan da Allah’tır.” dediler mi?

Dediler.

Peki bunlara inanan kimlerdi?

Elbette beyinlerini kiraya vermiş olan “ahmaklardı.”

*

Camilerdeki kürsülerde ve hutbelerde, vatandaşa “sabretmeyi ve şükretmeyi”

anlatanların maaşlarına bir bakınız.

Ayrıca ülkenin her imkânını kullanıp vatandaşa sabretmeyi anlatanlara ve onların çevresindekilere de bir bakınız.

Eyy sabretmeyi ve şükretmeyi anlatanlar; Aldığınız maaşları sabit dar gelirlilere, emeklilere verin, emeklinin, dar gelirlinin maaşını da sizler alıp “biraz da sizler Allah’a yakın olunuz.”

Biraz da sizler bugünün çok yüksek enflasyon koşullarında emekli ve dar gelirli maaşlarıyla “sabrederek ve şükrederek” yaşamak nasıl bir şeymiş bir görünüz.

İşte o zaman;

“Beraber yürüdük biz bu yollarda.” şarkısını

“Hepimiz aynı gemideyiz.” ifadesini hep beraber söyleyelim.

*

Vallahi de hepimiz aynı gemide değiliz.

Öncelikle bunu ifade edeyim.

Öndeki gemi olan “lüks yatta” ülkenin nimetlerini yiyip saraylarda, yalılarda, köşklerde, boğaz manzaralı lüks evlerde yaşayıp “Ejder meyvesi, manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurması, zencefilli somonlu şusi” yiyenler var.

Arkadaki su alan “çivisi çıkmış köhne gemide” bakkala, manava (kasap demiyorum) borç yazdırıp ay sonunu zor getiren, seçilip kalan pazar artıklarını akşam üzeri pazara çıkıp alan

dar gelirli var, emekli var.

Buna sebep olanlar peki kimler?

Ağızlarından Allah’ı, peygamberi, Kur’an’ı düşürmeyip bir yandan Hz. Peygamber;

“Yanı başında komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü’min değildir.” ifadesini dillerine dolayıp diğer taraftan

“komşusu aç yatarken kendileri tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyip tok yatan, sözüm ona Müslüman geçinen” kitlelerdir.

Sonuç mu;

Parlamenter sistemi terk edip “Tek adam sistemine” geçmenin faturasını bugün dar gelirliler ve özellikle de emekliler ödüyor.

*

Bu ülkenin sorunu dış güçler falan değildir efendim.

Ülkemizde sorun;

“Dini siyasete alet eden din tacirleridir.”

Din tacirliği yapan siyasetçilerin masallarına inanan,

kula kulluk edip, el, ayak, etek öpen,

hacı hoca görünümlü din taciri şeyhlerinin havada uçtuğu,

çorbalarının hiç bitmediği,

onların ellerini öpünce direkt cennete gidecekleri yalanlarına kanan,

bazı Kur’an kurslarında, bazı vakıflarda çocuklara tecavüz eden hacı hoca görünümlü sapıklardan şefaat dilenen;

İç cahillerdir.

Ahmaklardır.

Mankurtlardır. (Ulusal kimlikten uzaklaşan, içinde bulunduğu topluma yabancılaşan, sahibi ne söylerse onu harfiyen yerine getiren.)

Yazarın Diğer Yazıları