Bindik bir alamete, gitmeyelim kıyamete
24 Haziran Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetim tarzı için "kader" seçimidir. Kader seçimidir ama keder olmaması için de son seçimdir, son şanstır.16 Nisan referandumu ile devletimizin yönetim rejimi AKP ve MHP iş birliği ile değiştirildi. Demokratik parlamenter rejim idi, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" adı verilen tek kişinin yöneteceği rejim, halkın oylarıyla kabul edildi. Geçen aylar gösterdi ki tek kişinin yönettiği rejim Türkiye'yi de, ekonomiyi de duvara çarptırdı.
Yılların bürokratı ve dürüst açık sözlü siyasetçi CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu'na bu yeni rejimi sordum:
--Parlamenter sistemin kaldırılması ile neler değişti?
* Parlamenter sistemle birlikte Türk devlet geleneğinin binlerce yıllık kurumları Başbakanlık da bakanlar kurulu da kalktı.
--Peki, yerlerine ne getirildi?
* Bu sorunun cevabını veremem ki.
--Neden?
* Anayasa değişikliği ile getirilen 21/B başlıklı geçici maddeye göre Resmi Gazete'de yayınını müteakip 6 ay içinde yürürlüğe girecek kanuni düzenlemeler ve Meclis iç tüzüğü değişikliğinden sonra Türkiye'nin nasıl yönetileceği belli olacaktı.
--Yargı düzenlemeleri devreye girdi ama devletin nasıl yönetileceği belli değil mi?
* Evet, yargı ile ilgili düzenlemeler yapıldığı halde asıl devlet düzeni ile ilgili değişiklikler maalesef yapılmadı.
Ekim 2017'ye kadar bitmesi gereken bu değişikliklerin yapılmasına hiç başlanmadı. Sonra da sürpriz bir erken seçim kararı ile seçim sonrası, Anayasa hükmü gereği yürürlüğe girmesi gereken yani ne olduğunun, nasıl çalışacağının somutlaştırılması şart olan "Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi" boşa düşmüş oldu.
--CHP bu konuya Meclis açıkken dikkat çekti değil mi?
* Seçim kararı alındıktan sonra, devletin mevzuatsız kalacağı uyarılarımız dikkate alındı ve TBMM kapanma kararı almadan önce bir gün içerisinde Plan ve Bütçe Komisyonu ve Genel Kurul'dan çıkarılan bir kanunla Bakanlar Kurulu'na Cumhuriyet tarihinin en geniş KHK yetkisi verildi.
--Bu düzenlemenin yapılması için KHK çıkarılmadı değil mi?
* Anayasa gereği olan yasal düzenlemeler yapılmaz veya bunlarla ilgili KHK yetkisi çıkmasa devlet memurlarına maaş ödeyemez, devlet kurumları hiçbir faaliyette bulunamaz duruma düşeceklerdi.
Şimdi günün en önemli konusu şudur: Cumhuriyetin son Başbakanı ve Bakanlar Kurulu seçime çok az bir süre kalmasına rağmen henüz bu yetkisini kullanmamıştır ve nasıl kullanacağı da belli değildir. Seçim sonrası çok çok ağır sorunlarla karşı karşıya olan Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet mevzuatı henüz belli değildir.
--AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan seçilirse 3 Başkan Yardımcısı ve az sayıda bakan ile devleti yönetmeyi hedeflediğini açıkladı. Bu yeterli değil mi?
* Madde madde anlatayım:
1- Bakanlar Kurulu nasıl bir devlet sistemi öngörmektedir?
2- Neden çalışmanın detayları kamuoyu ile paylaşılmamakta ve tartışmaya açılmamaktadır?
3- Eğer, cumhurbaşkanının and içmesi ve milletvekili seçimi sonuçları bekleniyor ise seçim sonuçlarına göre farklı devlet düzenleri mi söz konusu olacaktır?
Yani Bakanlar Kurulu, Ak Parti'nin çoğunlukta olmadığı bir parlamento ve Erdoğan dışındaki bir cumhurbaşkanına göre farklı düzenlemeler mi yapacaktır?
--24 Haziran'dan sonra devletin nasıl yönetileceği seçim sonuçlarına göre AKP'nin ve Erdoğan'ın siyasi çıkarlarına göre mi dizayn edilecek?
* AKP'ye soruyorum; Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi bu mu? Yani tüm değişiklik Başbakanlığı kaldırıp tüm devlet kurumlarını Cumhurbaşkanlığına bağlamak ve devlet düzenini aynı bırakmak mı?
- Binlerce yıllık kurum olan Başbakanlık mı sorundu?
- Başbakanlığı kaldırıp istihbarattan-üniversitelere, TOKİ'den BDDK'ya kadar tüm kurumları Cumhurbaşkanına bağlamak hangi sorunu çözer?
- Tüm icranın, tüm devlet kurumlarının Cumhurbaşkanına bağlandığı böyle bir sistem dünyada eskiden ve şimdi hiç mevcut olmuş mudur?
- Biz 16 Nisan Referandumunu, bu kadar tartışmayı ve maliyeti Başbakanlığı kaldırmak için mi yaptık?
- Devlet sisteminde reform, kamu kurumlarının idari, hukuki, mali yapılarının, personel rejimlerinin ve çalışma anlayışlarının değiştirilmesi değil midir?
- Evet, seçim sonuçlarına göre siyasi menfaatlerine göre yapmayı hedefleyerek yeni rejim tarzını halktan gizlemeyi hedefliyorlar.
- Türk seçmeni bu tuzağa dur demek için 24 Haziran'da AKP'yi iktidardan uzaklaştırmalıdır.
--Türkiye Cumhuriyeti için hayati önemi haiz devletin yönetim tarzı belli olmadan erken seçim kararı verilmesi bir siyasi tuzak mıdır?
* Bakanlar Kurulu yetkisi kapsamında olmayan TBMM içtüzük değişikliklerinin ne zaman yapılacağını ve nasıl yeni döneme yetiştirileceği konusunda da endişe duyan birisi olarak soruyorum; Yeni dönemde bütçe dahil kanunlar nasıl yapılacaktır?
Hakikat tek bir cevabın olmadığı ve bu denli hayati bir konunun taraflarca tartışılmadığıdır...
Bakanlar Kurulu kendisine verilen Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı KHK çıkarma yetkisini hem kamuoyu ile paylaşmadan, hem de 24 Haziran seçiminden önce kullanmaz ise şaibeli bir tasarrufta bulunmuş olacaktır. "Kervan yolda düzelir" denir fakat bu kervan daha yolun başında dağılacak gibi görünüyor...
***
Anladığım o ki Kuşoğlu bu anlatımıyla şu uyarıyı yapıyor:
Bindik bir alamete, gitmeyelim kıyamete