Beşiktaş'ın Galatasaray'a verdiği acı dersi Gürel Yurttaş yazdı
Gürel Yurttaş- Yeniçağ
Bir zamanlar 3 büyükler arasında yazılı olmayan bir anlaşma vardı. Mehmet Ali Yılmaz'ın başkanlığı döneminde Trabzonspor da katılmıştı bu anlaşmaya. Süleyman Seba'nın önderlik ettiği anlaşmanın adı "Centilmenlik" anlaşmasıydı.
Bu şu demekti. Bir kulübün talip olduğu futbolcuya diğer kulüp teklif yapmazdı. En azından görüşmenin sonucunu bekler, eğer o kulüp anlaşamaz da transferden çekilirse diğeri devreye girerdi. Böylece hem fiyatların balon olmasının önüne geçilir, hem de kulüpler birbirine düşman kesilmezdi.
Haa... Zaman zaman bozanlar olmadı mı bunu? Oldu tabi. Mesela zamanında Galatasaray yöneticisi Ergun Gürsoy Beşiktaş kampından (O zamanki Tarabya Oteli'nde) tekneyle futbolcu kaçırmaya kalktı. (Zeki Önatlı). Bunun gibi örnekler de var elbette.
Bugün bakıyorum da. İş iyice çığırından çıktı. Sanırım bazı yöneticiler (Erden Timur) gazetelerde boy boy fotoğraflarının çıkmasını, transferde işi bitiren adam rolü oynaması pek hoşuna gitti. Fenerbahçe de katıldı buna. O onun talip olduğunu aldı, bu ötekinin istediğini kadrosuna kattı.
Bundan en çok yararlanan yabancı kulüpler oldu. Adamlar şaşkınlık içindedir sanırım. Mesela Beşiktaş İngiltere'nin bilmem ne takımından bir futbolcu almak istiyor, hemen bizim diğer kulüpler de devreye giriyor. Fiyat bir anda hooop yükseliyor. Herifler ellerini ovuşturuyor; "Oh oh gelsin paralar!"
Rahmetli babamın sık sık kullandığı bir laf vardı. "Popoları külde padişahla kahvaltı ediyorlar" derdi. Bunlarınki de o hesap. Borç gırtlakta. Yayın gelirleri dibe inmiş. Hala bas bas paraları leylaya bi daha mı geleceğiz dünyaya havası içindeler.
Şimdi başlıktaki konumuza gelirsek. Halil Dervişoğlu kim? Avrupa çapında sıradan bile olmayan vasatın altında bir futbolcu. Beşiktaş aldı alıyor, geldi geliyor derken Galatasaray girdi devreye. Bir sezon önce kiralık oynattığı, satın alma opsiyonunu bile kullanmadığı futbolcuyu aldı. Vay bir gürültü koptu, "Galatasaray'dan Beşiktaş'a müthiş çalım" diye. Sanki Maradona mübarek! O kadar yani.
Aradan zaman geçti. Galatasaray'ın aylardır görüşmeler yaptığı, geçen sezon kiralık oynattığı Milot Rashica'yı bir anda devreye giren Beşiktaş alıp, İstanbul'a getirdi. Bastırdı parayı aldı. Sanırım bu transfer biraz da intikam için yapıldı.
Bu acı bir derstir Galatasaray'a ve Erden Timur'a. Demek ki bu "İş bilen yönetici" demek değil, parayı veren düdüğü çalıyor. Ama olan sizin ve bu ülkenin dövizine oluyor.
Adamın biri ölmüş ve günahları çok olduğu için de cehenneme gitmiş. Baş zebanı karşılamış, kalacağı yere götürürken fokur fokur kaynayan kazanlar ve başlarında mızraklarla zebanileri görmüş. Tam kazandan biri çıkacak; zebani mızrağı ile itiyormuş geri.
Bir kazanın başına geldiğinde hiç zebani olmadığını görmüş. Demiş ki;
- Bu kazanın başında neden zebani yok?
- Haa o mu. Orası Türklerin kazanı. Orada çıkmaya çalışanı diğeri ayağından çekiyor. Onun için zebaniye gerek yok. Birbirlerini yiyorlar zaten.
Bizimki de o hesap işte.