Beşiktaş döküldü!
Son yılların en kötü Beşiktaş’ını
seyrettik...
Böyle bir oyun anlayışı ile sonuca gitmek zaten mümkün değildi.
Kartal ilk maçtaki 1- 0’ı, turu getiren “Garanti” gibi görmüş olacak ki; bunun üstüne yatmayı planlamaktan başka bir şey düşünmeyerek çıktı sahada.
Daha ilk 11’i gördüğünde, zaten anlıyordu bunu insan...
Tam yedi “Savunma anlayışı yüksek oyuncu” ile topa nasıl hakim olacaktık?
Orta sahada pas yapıp, oyuna nasıl yön verecektik? Beşiktaş’ın ilk 45’likteki yüksek sancısı buydu.
Birde buna Delgado’nun inanılmaz kötü oyunu eklenince; Siyah Beyazlı takımımız iki pas yapamadan Metalist’in korkunç baskısına teslim oldu. Ukrayna takımı futbolu o kadar baskılı oynadı ki, futbolcularımız topu bile görmediler.
Fizik kapasiteleri yüksek futbolculardan kurulu rakip takım, bu ezici baskısı sonucunda, ilk devrede sahanın mutlak hakimi oldu.
Bize gelince....
Ne kanatları kullanabiliyor, ne de ortadan rakip savunmayı delici ataklar yapabiliyorduk.
Yaptığımız yegane şey; bol bol ofsayta düşmekti.
Kabus gibi geçen ilk devrede, Metalist iki gol bularak soyunma odasına rahat gitti; biz ise hem hüzünlü hem düşünceliydik...
Çünkü, rakibimizin presine karşı bir şey yapamıyorduk.
Adeta onlar oynadı; biz seyrettik!
Gerçi, Jackson’un 40 metreden attığı şutta topun üst kale direğinin tozunu alıp gol olması biraz “Şanstı” ama; adamlar da oynadıkları futbolla doğrusu ilk yarıdan galibiyetle çıkmayı hakkediyorlardı.
Ve 2. yarıda neler oldu?
Hiçbir şey!
Beşiktaş, ilk yarıdan da kötüydü...
Yapılan oyuncu değişiklikleri de hiç olumlu etkilemedi Siyah Beyazlı takımı.
Çünkü kafaca hazır değildik.
Bocalayan bizdik, oynayan ise onlar.
Nitekim, art arda sıraladılar golleri kalemize...
Uzaktan, yakından, frikikten...
Her çeşidini attılar.
Bizi gole doyurdular.
Futbol oynamadan elendik gittik...