Belediyelere yasak, cemaatlere serbest
Gazeteciliğindeki başarısını, CHP İzmir Milletvekili olarak Meclis'te de sürdüren Atilla Sertel kardeşimden, "Millet İttifakının Cumhuriyet Halk Partili belediyelerinin yardım toplamasına izin vermeyen İçişleri Bakanlığı, cemaat derneklerinin nakdi para yardımı toplamasına göz yumuyor?" diye bir mesaj aldım.
Pazartesi, "Cemaat, Tarikat, Diyanet, Siyaset" başlığı ile Prof. Dr. Haydar Çakmak'ın yorumunu ve Prof. Dr. Esergül Balcı'nın "Cemaat ve Tarikat" araştırmasını yazmıştım. "Belediyelere izin yok ama cemaat ve tarikat dernekleri televizyon kanallarında yardım topluyor, bunlara para yağıyor" diyor ve soruyor:
"Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yardım toplamasına izin vermeyen İçişleri Bakanlığı, cemaat derneklerinin nakdi para yardımı toplamasına nasıl göz yumuyor?
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte para yardımı toplayan kurum ve kuruluş sayısı hızla artarken, cemaatlere ve tarikatlara yakın olduğu bilinen çok sayıda dernek ve vakıf yine cemaat kanallarına verdikleri reklamlarla yardım topluyor."
Değerli kardeşim Atilla, AKP hükümeti hain Fethullah Gülen cemaatinden, FETÖ'cülerden hala ders almamış olacak ki maalesef cemaat ve tarikatçıları devletin kurum ve kuruluşlarına dolduruyor.
Deneyimli gazeteci olduğu için milletvekilliğini de titiz araştırma ile yürüten Sertel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemi ile Meclis Başkanlığına soru önergesi verdi.
Bu önergedeki cemaat ve tarikat dernekleri şöyle örneklendi:
- FM TV'de Fatih Medresesi Vakfı,
- Kudüs TV'de İnsani Yardım Vakfı,
- Edessa TV'de Hayır Sancağı,
- Vuslat TV'de Vuslat Derneği,
- Lalegül TV'de İsmail Ağa Derneği, Hay Der gibi dernekler gün boyu reklam veriyor, vatandaştan para topluyor.
Atilla Sertel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yanıtlanması için şu soruları sordu:
- Bakanlık bunları görüyor mu?
- Bu kurum ve kuruluşların izinleri var mı?
- Toplanan yardımlar nereye harcanıyor?
- Denetleniyor mu?
- Neden koruyor, kolluyorsunuz?
- Neden göz yumuyorsunuz?
"Halkımız tüm olanı biteni görüyor. Ayrıca muhalif kanalları kapatan ceza üstüne ceza yazan RTÜK de bu kanallardaki ürün satış reklamlarını görmezden geliyor. Bu durumu halkımızın takdirine sunuyorum" diyen Sertel'e diyorum ki;
Evet, olup biteni de AKP iktidarının göz yumduğunu da görüyoruz.
Biliyoruz ki cemaatler, tarikatlar Diyanet ve AKP siyaseti elele ayrılmaz bir bütündür…
"Afet gününde partizanlık"
Ticaretini de sürdüren iş insanı olan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'a hükümetin aldığı ekonomik tedbirleri sordum:
Uysal, "Covid-19 salgını dolayısıyla alınan tedbirler kapsamında yaklaşık olarak 45 gündür işyerleri geçici olarak kapalı olanların çok sıkıntıda olduğunu, kirasını, maaşları, elektriği, suyu, vergisini, sigortasını ödeyemeyen işyerlerinin kredi alabilmek için bankalarda bekleştiğini ancak dilediği krediyi alamadığını" söyledi.
Kredi ödemelerinde de partizanlık yapıldığına dair duyumlar alındığını ifade eden Uysal, şunları söyledi:
"Hane geliri 5 bin liranın altında olan hanelere 6 ay ödemesiz 36 ay vadeli 10 bin lira kredi imkânı deniyor, ancak bütün kriterleri karşılayan ve gerekli evrakları sunan KOBİ'lere ancak 3 biner lira kredi veriliyor.
Milli bir afet gününde bile partizanlık yapılıyor ve bazılarına 10 bin liraya kadar kredi verildiği görülüyor."
DP lideri Uysal'ın bir de önerisi var:
"Türkiye'nin bu dönemi iyi kullanarak özellikle hukuk, adalet ve eğitim sistemini yeniden yapılandırması gerekiyor"
Değerli okurlarım,
Bir yandan cemaat ve tarikatlara bağış toplanmasına izin veren, göz yuman AKP iktidarı, diğer yandan koronavirüs salgınından dahi siyasi rant sağlamak için yandaşlarına daha fazla kredi imkanı sağlayan AKP iktidarı var…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaptığım söyleşiyi Yeniçağ TV'nin Youtube sayfasından ve özellikle ücretsiz "abone olarak" izlemenizi öneriyorum.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptıkları için, "Allah'a havale ediyorum" diyor…
Ben de AKP ve Erdoğan'ı sizlere yani seçmenlere havale ediyorum…