Baykal'ı çağıran var mı?..
"Telaşa gerek yok, sakin olun arkadaşlar. Yardımcı olmaya çalışacağım. Seçimlerin tamamlanmasından sonra, yeni TBMM'nin açılışından önce Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu Meclis'e geçici başkan olarak görev yapacak bir milletvekili olarak Meclis çalışmalarıyla ilgili bir değerlendirme yapma ihtiyacı çerçevesinde bugün bu buluşma gerçekleşmiştir. Aniden gerçekleşmiştir. Bu sabah şekillendi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir görüşmeyi gerçekleştirmek istediği ifade edildi.
Onun üzerine ben Antalya'dan geldim ve Cumhurbaşkanı ile ayrıntılı kapsamlı tahmin edeceğiniz şekilde, önümüzdeki siyaset döneminde TBMM'nin gündemi, çalışma konuları, Türkiye'nin önündeki sorunlar ayrı ayrı kapsamlı bir şekilde konuşuldu."
Hatırladınız değil mi?...
7 Haziran seçimlerin ardından takvim 10 Haziran'ı gösteriyordu. Son dakika haberi ile hep birlikte şok olmuştuk. R. Erdoğan ile görüşen CHP'li Deniz Baykal, kameralar karşısında gayet havalı bir şekilde bu açıklamayı yapmıştı. Ardından da siyaset gündemini ardı ardına tetikleyen çok şiddetli tartışmalar yaşamıştık.
Bugün, 6 Kasım Cuma (yazıyı kaleme aldığım gün itibarıyla). CHP'li Deniz Baykal, en yaşlı üye sıfatıyla yine, yenisi seçilene kadar Meclis Başkanlığı görevini yürütecek. Seçimin üstünden 6 gün geçti. Deniz Baykal'ı saraydan arayan soran var mı?.. Henüz bir haber gelmedi. Geleceğini de tahmin etmiyorum. Baykal, "Meclis çalışmaları değerlendirmesi için Erdoğan beni bugün neden aramıyor. Yanına çağırmıyor" diye kendi kendine sorgulama yapıyor mudur? Bilemiyorum!..
Hâlâ saf saf, "o günkü görüşme yeni Meclis çalışmaları için doğal bir prosedürdü" desek; peki bugün için değişen ne?.. Deniz Baykal neden R. Erdoğan'a gitmiyor, görüşlerini almıyor?.. Doğal prosedür gereği!..
1 Kasım sonuçlarının sorumlu bileşenlerini say say bitiremeyeceğiz herhalde!.. Fakat, 7 Haziran'da travma yaşayan R.Erdoğan'a nefes aldırtan, tekrar seçim dayatması için önünü açan, elini kolunu rahatlatan en önemli kilometre taşıydı 10 Haziran Deniz Baykal-R.Erdoğan görüşmesi. CHP de bundan kendi payına düşeni 1 Kasım'da aldı.
Pekii!..
Kongre tartışmalarıyla çalkalanan ana muhalefet partisi CHP'de "Meclis Başkanlığı'na kim aday olacak/kim aday gösterilecek" tartışmaları var mı?..
Kimsenin oraya baktığı da tartıştığı da yok. Doğal olarak haklılar da; AKP'nin sayısal üstünlüğü karşısında yapabilecekleri bir şey yok. Hazırlanan taslağa göre, TBMM 17 Kasım'da yemin töreni ile açılacak. 22 Kasım günü Başkanlık seçimi yapılacak. Fakat, sembolik aday bile konuşulmuyor. Deniz Baykal'ın kendiliğinden aday olacağına kimse ihtimal vermiyor. Hevesli gibi görünen de yok. CHP kulislerinde, "Genel Başkan, yaşlı monşerlerden birini sembolik aday yapar" deniyor.
YENİÇAĞ, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'e sordu, "Meclis Başkanlığı'na CHP'den kim aday olacak" diye. Tekin şunları söyledi;
"Bu konuda daha hiçbir toplantı olmadığı için gündemimizde şu anda Meclis Başkanlığı'na dair bir tartışma yok. Şimdi hiçbir isim söylemeyeyim. Şu anda kimse aklıma gelmiyor. Bugüne kadar toplandığımız MYK'larda konuşulmadı. Önümüzdeki Pazartesi ve Salı gerçekleşecek MYK'larımızda belki konuşulabilir."
CHP kulisleri, "kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısına en güçlü kim dikilir"in peşine düşmüş. Muharrem İnce dikkatle takip ediliyor. Parti Meclisi üyesi Hakkı Süha Okay'ın etrafındaki gelişmeler de mercek altında.
Meclis Başkanlığı kulislerine girmişken iktidar cephesine bakalım. Genel merkeze yakın çevrelerde 2 isim üzerinde duruluyor. "Zor günlerin adamı" olarak adlandırılan İsmet Yılmaz ile eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek. Yılmaz'ın Milli Savunma Bakanlığı'na tekrar gönderileceğini de, mükafatlandırılıp Meclis Başkanlığı'nda devam ettirileceğini de iddia edenler eşit oranda. "Davutoğlu bu 2 isimden birini tercih edecek" diyenlerin yanı sıra, "Saray, Binali Yıldırım sürprizi yapabilir" diyenler de var. Saray bu iki ismin dışında gerçekten bir sürpriz yaparak Davutoğlu'nun eline isim pusulası verebilir.
40 milletvekili ile Meclis'e giren MHP, Meclis Başkanlığı'na aday gösterir mi veya kim aday olur?
Geçen dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kimsenin anlayamadığı, teamüllere ve içtüzüğe aykırı olmasına rağmen adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu son tura sokmuştu. Bahçeli, "Biz sonuna kadar adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyeceğiz. Dördüncü tura adayımız kalamaz ise son tura kalan iki adayı da desteklemeyeceğiz. Ancak Meclis'e gideceğiz. Bunun anlamı 80 tane geçersiz oy kullanılacak demektir" demişti. MHP'de kimsenin ağzını bıçak açmıyor ama Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ne yapacağı çok merak ediliyor!..