Batıdan uzaklaşmak akıl karı değil
Avrupa Parlamentosu seçimlerini mülteci karşıtı partiler kazandı.
Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) yüzde 31,50’lik oranla ve açık ara farkla ilk sırayı alırken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisi Rönesans yüzde 15,2'lik oranla ikinci oldu. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Macron, 30 Haziran-7 Temmuz tarihlerinde erken seçime gidileceğini duyurdu.
Makron’un açıklaması şöyle;
“Bu akşam milli meclisi feshettim. Ciddi, ağır bir karar ama, sevgili yurttaşlarım her şeyden önce bu kararım size olan güvenin bir göstergesidir.”
İşte demokrasi budur ve bunu yalnızca Avrupa yapıyor.
Türkiye geçmiş yıllarda da kriz yaşadı ve çözdü. Yine çözer. Varoluşumuz, laik devlet, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlıdır.
Dünyada, geçmişte ve bugün, otokrasiye teslim olmuş, şeriat düzeninde yaşayan ve bağımlı yargıya sahip kalkınmış bir ülke olmadı.
Parantez içinde söylemek gerekirse; sığınmacıları Avrupa’ya bağlayan yarı akıllılar var. Gerçekte biz sığınmacıları silah zoruyla tutmuyoruz. AB para verdi ve karşılığında anlaşma yaptık. Dünya’da bu tür bir anlaşma yapacak başka ülke yoktur? Sığınmacıları vatandaş yaptık. Bunlar vize alıyor. Avrupa’ya gidince sığınmacı oluyor. Bu nedenle Avrupa bize vize vermiyor.
O zaman ister istemez insanın aklına; “sığınmacıları, bir valinin mektubunda yer alan isim olarak, yabancı teröristleri biz neden tutuyoruz ve üstelik te vatandaşımız üstünde ayrıcalık veriyoruz?” sorusu geliyor.
Eğer, demokraside kalmak, bağımsız yargıya sahip olmak ve Laik devlet olarak kalmak istiyorsak, batı ittifakı dışına çıkamayız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 2018’de özel davetli olarak katıldığı BRICS zirvesinde Türkiye’nin de üyelikle ilgilendiğini açıklamıştı. Çin ziyaretinde de dış işleri bakanı “Türkiye’nin Brics’e katılmak istediğini” açıkladı.
Her şeyden önce Brics’e katılmak hükümet kararıyla olmaz. Referandum gerekir. Sonra da Brics’e katılmak ne getirir? ne götürür, ona bakmak gerekir.
BRİCS ismi; Brasil (Brezilya), Russia (Rusya), India (Hindistan) China (Çin), South Africa (Güney Afrika) üye isimlerinin baş harflerinden oluşur.
Güney Afrika’nın 2023 dönem başkanlığında, İran, Suudi Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Bolivya, Endonezya, Mısır, Etiyopya, Küba, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Komorlar, Gabon ve Kazakistan’da katılmak istediğini belirtmişti.
BRİCS‘in amacı; üye ülkeler arasında, Ticari, siyasi ve kültürel iş birliğini geliştirmektir. Bu gerekçe ile MF ve Dünya bankasına rakip, Yeni Kalkınma bankası kurulması kararı aldı.
Dahası, BRİCS’in ABD Doları’na karşı ortak para birimi çıkarma kararı da var.
BRİCS Ülkelerinde demokrasi;
2014 başı itibariyle 11 BRİCS ülkesi içinde, siyasi haklar ve sivil özgürlükler endeksine göre yalnızca 3 üye, Brezilya, Güney Afrika ve Arjantin özgür ülke statüsündedir. Hindistan kısmen özgür bir ülkedir ve fakat Dünyada insanların sınıflara ayrıldığı tek ülkedir. Diğerlerinde demokrasi yok, dikta rejimler var.
Kaynak; Freedom House, İMF, Trading Economomics
Fert başına gelir;
Fert başına gelir itibariyle çok benzemez bir tablo var. Birleşik Arap Emirlikleri’nde Fert Başına gelir; 49 450 dolar, Etiyopya da 1408 dolardır.
Cari açık oranı;
Ülkeler içinde beşinde cari açık var. Yüksek değil. Diğerleri cari fazla veriyor.
Ekonomik İstikrar
Arjantin’de TÜFE oranı yüzde 289’dur. Kriz yaşıyor. İran’da 263,3’tür. Halk zor durumdadır. Mısır ve Etiyopya ekonomik istikrar sorunu yaşıyor.
Sonuç; batıdan uzaklaşmak aleyhimize olur. Brics’e girmek akıl karı bir yol değil.
Rusya’nın içinde bulunduğu bir örgüt ile ortaklık yapılmaz. Çünkü Rusya eşit şartlar istemez, Şövenist bir ülkedir, hegemonya kurmak ister.
Arap ülkeleri ve İran siyasi açıdan istikrarsız ülkelerdir, yarın ne yapacakları belli olmaz.
Dikta rejimlerinin olduğu ve demokrasinin olmadığı ülkelerde kalkınma sürdürülemez.
Son 20 yıldır batı ile olan dış ticarette fazlamız var, dış ticaret açığını tamamına yakınını Rusya ve Çin’e veriyoruz. Neden Brics?