Bankaların negatif görünümü

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s perşeme günü bir açıklama yaparak Türk bankalarının görünümünün negatif olduğunu bildirdi.
Bu haber Türkiye’de şok etkisi yarattı. Borsa düştü, dolar yükseldi.
Moody’s’in bu açıklaması gerçekten Türkiye için süpriz mi oldu?
Ya da şöyle diyelim hiç beklenmeyen bir açıklamamıydı?
İkisi de hayır!
Az çok ekonomiden anlayan herkes bankaların işlerinin hiç de iyi gitmediğini dövizdeki yükselişin bankaları sarstığını bilir. Nitekim doların 2.60 seviyesine gelmesinin Türk bankaları için tehlikeli olduğu yazıldı çizildi.
Türk derken Türkiye’deki bankalar demek daha doğru. Çünkü bankacılık sisteminin bugün yarıdan fazlası yabancı sermayeye ait.
Bankalar Amerika’nın bol para döneminde akla mantığa sığmayacak bir borçlanmaya gitti. Amerika’da neredeyse bedava sayılacak olan doları alıp Türkiye’ye getirrdi ve tüketici kredisi, konut kredisi hatta tatil kredisi olarak sattı.
70 milyonluk Türk halkı 5 yıl gibi kısa sürede gırtlağına kadar borçlandırıldı.
Türk halkı borcuna sadık. Nitekim tüm krizlerde varını yoğunu satıp bankalara olan borcunu kapattı. Bunu bilen bankalar rahat rahat borç verdi.
Ancak eski bir söz vardır: Papaz her zaman pilav yemez! Bazen aç da kalabilir.
İşte bizim aç gözlü bankalar malesef her zaman pilav yiyeceğini düşündü. Daha önce bol ve ucuz olan dolar kısa sürede pahalılandı ve dolaysıyla şu anda ciddi anlamda sıkıştı.
Bankaların sadece kur farkından dolayı bile tüm hesapları allak bullak olmuş durumda.
Tabii birde Türkiye’de yaşanan büyük durgunluk.
Aylardır hatta yıllardır Türkiye’de inşaat sektörünün dışında yaprak kıpırdamıyor.
Durum böyle olunca işsizlik arttı. Ekonomi hızla küçülmeye en önemlisi ihracat ise tepe taklak olmaya başladı.
Gelelim Moody’s açıklamasına.
Dedim ya bankaların görünümünün negatif olduğunu anlamak için öyle büyük ekonomist olmaya hiç gerek yok.
Gidin bir banka şubesine ve içeriye bakın.
Banka şubeleri aylardır bomboş. Kapısını açanlar ise ya bir iki fatura ödemeye gelenler ya da umutsuz bir şekilde “belki” düşüncesi ile kredi almaya gelenler.
Bankalar son 6 aydır doğru dürüst kredi veremiyor. Bunun nedeni hassas davranmalarından değil kredi verecek insan sayısının az olmasından. Olanlar yani bankanın kapısını açanların ise büyük bir bölümünün kredi notu çok kötü. Zaten kredi notu iyi kişiler krediyi ne yapsın?
Sözün kısası bankalar bugün açgözlülüğünün faturasını ödemeye başladılar.
Burada bizi ilgilendiren bankaların bilançolarındaki kar ya da zarar değil. Bu bankalarda çalışan onbinlerce gencimiz.. Çünkü bankalar ne zaman kriz sözünü duysalar ilk yaptıkları şey hemen eleman çıkartmak.
Nitekim bankaların ivedi gündeminde ise personel sayısını azaltmak var.
Burada artık devreye Çalışma Bakanlığı girmeli.

Yazarın Diğer Yazıları