Bankaların kârının maşallahı var
Bankalar bu yılın üçüncü çeyrek bilançolarını açıkladı.
Kârlar süper. Maşallah kasalara sığmıyor adeta taşıyor.
İflasların çığ gibi arttığı, işsizliğin çift haneli rakamlara vurduğu ülkede neredeyse tek kazanan bankalar.
Kâr rakamları gerçekten müthiş. En düşük kâr artışı yüzde 30. Bazı bankaların kârı neredeyse yüzde 80'e yaklaşıyor.
Her fırsatta kriz edebiyatı yapan, her toplantıda ağlayan sızlayan, ajitasyon yapan, sürekli personel çıkartan bankalar nasıl bu kadar kâr ediyor?
Bu ülkede ne yapıyorlar da tek kazanan oluyorlar?
Hani kumar dünyasının bir raconu vardır ya, "Ne kadar iyi oyuncu olursan ol, sonunda kazanan mekancı (kumarhaneci) olur" misali.
Siz ülke olarak tarihinizin en sıkıntılı gününü yaşıyorsunuz, dövizdeki artış hayatınızı zehir ediyor ama bankalar hep dört ayak üstüne düşüyor.
Sonra televizyona çıkıp sürekli bankaları eleştiriyorsunuz. Geçen hafta yani bankalar o muhteşem kârlarını açıkladığı günler siyasiler yine bankalar aleyhine konuşuyordu. Faizleri düşürmesi konusunda bağırdılar çağırdılar.
Sadece o kadar!
Bankalar neden bu kadar kazandı?
Bu hükümet sayesinde kazandı.
Batık derdinden kurtuldular
Bir yandan bankalara bağıran bir hükümet, diğer yandan özellikle yabancı bankaların kasasının tıka basa kâr ile dolması için çaba sarf etti.
Ne mi yaptı?
Kredi Garanti Fonu'nu devreye soktu. Hükümet her ne kadar bu krediyi zor durumdaki esnafı rahatlatmak için uygulamaya koyduysa da aslında bu bankaların işine yaradı. Bazı yabancı bankalar bu krediyi öncelikle kanuni takibe düşecek müşterilerine kullandırdı ve yükü devlete yıktı. Yani batık derdinden kurtuldu. KGF kredisi kullanan kişilere akıl almaz sigorta masrafları çıkarttı. Daha önce belgesini yayınladım. Bir özel bankanın KGF kredisi kullanan müşterilerine 40-50 bin liraya varan saçma sapan sigorta poliçeleri kestiğini. Ne Kredi Garanti Fonu'nun yöneticileri ne de Hazine, bu konuda tek bir açıklama göndermedi.
Dara düşmüş esnaf, sırf krediyi alabilmek için bankalara açtı elini yumdu gözlerini. Baktığınızda, KGF kredisini en çok kullandıran bankaların kârı en çok artanlar arasında.
Sigorta vurgunu
Hükümet bankalara faiz için bağırırken bankalar bir yandan vatandaşı soymaya devam etti. Bu soygunun vebali günahı Hazine Müsteşarlığı'nındır. Bankaların haksız kârında Hazine'nin günahı vardır. Bankalar 10 bin lira kredi almaya giden bir vatandaştan, 100 lira civarında bir masraf alırken, bin liraya yakın da sigorta parası alıyor. Sigortalarda kâr marjı yüzde 50. Yani yapılan her sigortada banka yüzde 50'ye yakın kâr elde ediyor. Bundan dolayı banka faizi düşürmüyor. Ona sigorta satışı yetiyor. Hükümet 1 puanlık faiz kavgası yaparken, banka kredi alan vatandaşa yüzde 10 daha fazla faize tekabül eden bir sigorta masrafı çıkartıyor.
Bugün bankalar tüketici veya başka bir kredi almak isteyen vatandaşa 2, hatta 3 tane sigorta kesiyor. Yerli bir ailenin sahibi olduğu banka bu konuda en acımasız olanı. Personeline verdiği sigorta hedefi ne ticari ahlaka ne de yasalara uyuyor. Ama kontrolsüz biz ülkede adam çatır çatır vatandaşı sigorta adı altında soyuyor.
Sonra hükümet ortaya çıkıp bankalara faiz için bağırıyor.
Öldüren baskı
Bankaların bu rekor kârında binlerce insanın ahı var. Baskının ve psikolojik şiddettin sınırsız olduğu bir sektör. Hedef diye dayatılan sistem artık mobbinge ulaşmış durumda. Bankalar personeline karşı o kadar acımasızca davranıyor ki, birçok bankacı psikolojik tedavi görüyor. 43 yaşında ve 23 yıllık bankacıyı yeniden yapılandırma diye gişeye oturtturuyorsun ve kadına her türlü baskıyı yapıyorsun sonra kadın ölüyor.
Bu bankacının ölümü ile ilgili Çalışma Bakanlığı ne yaptı? Soruşturma açtı mı? Savcılar bu kadının ölüm nedeni hakkında hastaneden bilgi istedi mi? Bu bayan bankacının son bir ayda ne gibi şartlarda çalıştırıldığı incelendi mi?
Elbette hayır!
Bu bankanın genel müdürü bir toplantıda; "Kocası ile görüştük 'eşim mobbingden ölmedi' diyor." diye açıklama yapıyor...
Fazla söylenecek bir söz var mı?
Yine de ben o Türk yöneticilere buradan bir şeyler söylemek istiyorum:
Aldığınız o maaş ve yıl sonu milyon dolarlık primleri çoluğunuza çocuğunuza huzurla yedirebilecek misiniz?