Bankaların gücü kime yetiyor?

Yabancı sermayeli bir banka, diğer bankalarla rekabet kuralına aykırı bir şekilde iş birliği yapıyor. Rekabet Kurumu bunu tespit ediyor ve bankaya tarihinin en büyük cezasını kesiyor.

Bu cezayı Rekabet Kurumu açıklıyor.

Banka halka açık olduğu için KAP da açıklıyor.

Bütün gazetelerde haber oluyor.

Sonra bu bankanın küçük hissedarı banka genel müdürüne karşı sorumluluk davası açıyor. Halka açık bir şirketi zarara uğrattığı ve küçük yatırımcının zararına bir eylemde bulunduğu için. Mahkeme bu davayı kabul ediyor ve bilirkişiye yolluyor. Bu davanın açıldığına dair haber yine bankanın internet sitesinde duyuruluyor.

Sonra bunu ben "küçük yatırımcı hakkını arıyor" diye yazdım.

Bu yazının hemen arakasından banka hakkımda suç duyurusunda bulundu.

Gerekçesi ise bu haberi yaparak bankanın şan ve şöhretine zarar vermişim.

Beyefendi yasalara aykırı bir anlaşma yaptığı gerekçesiyle bankasına milyonluk ceza kesiliyor, hiçbir şey yokmuş gibi görevine devam ediyor. Küçük yatırımcı tarafından dava edilince yapılan habere tepki gösteriyor.

Şanıma şöhretime zarar verdi!

Peki sen kanunlara aykırı bir eylemde bulunarak bankaya zarar vermedin mi?

Sonuçta Cumhuriyet Savcılığı yaptığı soruşturma sonucu benim yazımın suç olmadığına karar verdi. Cumhuriyet Savcılığı, haberin doğru olduğunun tespit edildiğini ve bu nedenle ortada bir gazetecilik faaliyetinin bulunduğunu ifade ederek takipsizlik verdi.

Ya Yiğit Bulut ne olacak?

Yabancı sermayeli bu banka benimle ilgili 17 sayfalık suç duyurusunda bulunurken, Cumhurbaşkanı Danışmanı Yiğit Bulut ise İş Bankası hakkında öyle şeyler söyledi ki bunu, ben veya her hangi bir gazeteci yazmış olsaydık şu an Bankacılık Kanunu'na muhalefet etmekten hapisteydik.

Buna benzer Bankacılık Kanunu'na muhalefet sadece İş Bankası olayında olmadı. Birkaç kez başka bankalarla ilgili de oldu. Hükümete yakın bazı gazetecilerin haberleri bu yasaya göre açık bir suçtu.

Ancak aradan aylar geçmesine rağmen bu kişilere karşı hiçbir suç duyurusunda bulunmaması beni gerçekten şaşırttı.

"Filan bankanın tuvaleti çok kirli" demenin bile suç kabul edildiği bu yasaya göre, bankaların hemen suç duyurusunda bulunması lazımdı.

Bankaların gücü sadece hükümete yakın olmayan gazetecilere mi yetiyor?

Adamına göre uygulanan 5411 sayılı Bankalar Kanunu'nun bu maddesi değiştirilmek zorunda.

Bankalar ile ilgili bir çok usulsüzlük maalesef bu kanundan dolayı gazetelerde yer almıyor. Elbette bankacılık hassas bir meslek ama dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan yasalarla imtiyaz tanımak da bu ülkeye zarar.

Banka soygunları

Son günlerde banka soygunlarında ciddi bir artış var. Türkiye tarihinde görülmemiş sayıda bankalar soyuluyor. Çalınan paralar ise en fazla 20-30 bin lira civarında.

Bankaların bu kadar kolay soyulmasından yine bankalar sorumlu. Son dönemde hedef baskısı ile personelini bunaltan bankalar, artık güvenlik personeline de kredi kartı gibi satış hedefleri vermeye başladı. Bu konuda denetim görevi poliste. Ancak BDDK'nın da gizli müşteri olarak banka şubelerine gidip inceleme yapması lazım. BDDK maalesef basında bir haber çıkmadan bu konuda hiçbir işlem yapmıyor.

Yazarın Diğer Yazıları