Bankalar ne yaptı ? Sorumlusu kimdir ? (1)

Ekonomi yönetimi 10 yıl boyunca bankaların sağlamlığını ve istikrarını savundu. Avrupa Birliği’nde borç krizi olunca, aynı yönetim Türkiye’yi örnek verdi ve AB ekonomisini yönetme iddiasında bulundu.
Şimdi başta Başbakan olmak üzere bakanlar ve ekonomi yönetimi bu bankaları faiz lobisi olarak, spekülatif işler yapmakla suçluyor.
Bankalarda gerçek sorunlar nedir ve bu sorunların sorumlusu kimdir? Bugünkü yazımda sorunları yarınki yazımda ise kimlerin ve neden sorumlu olduğunu tartışacağım.
Bankacılıkta sorunlar : .....ara başlık.........
1. Banka ve kredi kartı faizleri spekülatif düzeyde yüksektir. Merkez Bankası bu faizleri azami faiz olarak tespit ediyor ve yayınlıyor. Merkez Bankası’nın ilan ettiği banka ve kredi kartı faiz oranları ile yine ilan ettiği ortalama mevduat faiz oranları şöyledir :
Ortalama mevduat ve kredi kartı faiz oranları (yüzde olarak )
Bir aya kadar mevduat faiz oranı 5.69
Bir yıla kadar mevduat faiz oranı. 7.75
Kredi kartı Avans kredi faiz ora 25.44
Kredi kartı gecikme faiz ora 31.44
Yukarıdaki tabloya göre, bankalar vatandaşın mevduatına en fazla yüzde 7.75 faiz veriyor. Aynı vatandaşa avans olarak kredi verdiği zaman ondan yüzde 25.44 faiz alıyor. Yani topladığı mevduatı yüzde 300 karla satıyor. Bu spekülatif kar, hangi piyasa ekonomisinde var? Bu spekülasyonu hangi vicdan kabul eder ?
Kart parası alınmayacağına dair yargı kararı var. Buna rağmen bankalar kart parası alıyor. Halen kredi kartı aidatlarıyla ilgili Tüketici Mahkemeleri’nde 500 binin üzerinde dava var. Bu durum sosyal huzursuzluk yaratıyor.
2. Bankalar 10 liralık EFT için yaklaşık 30 lira aynı miktar havale için yaklaşık 15 lira ücret alıyor. EFT’den tüm tutarlar için bazı bankalar 1000 lira, bazı bankalar 500 lira sınırına kadar ücret alıyor. Hesaptan hesaba yapılan havalelerde de ortalama 20 lira ücret alıyorlar. Başbakan yardımcısı Ali Babacan bile, “Vatandaş parasını taksiyle götürse havale parasından daha düşük olur” diye bu duruma tepki göstermişti.
3. Bankacılık sektörü kredilerden gizli faiz alıyor. Verdiği kredilerden, dosya ücreti, ekspertiz ücreti adı altında ayrıca para alıyor. Bunları da verdiği krediden peşin kesiyor. Diyelim ki 100.000 lira kredi aldınız. Dosya ve diğer masraflar 2.500 lira ise, banka bu parayı kesip size 97.500 lira ödüyor. Siz 97.500 lira için,100.000 lira üzerinden tahakkuk eden faizi ödemiş oluyorsunuz. Yani banka sizden anlaşmadan daha yüksek, oranda gizli faiz alıyor.
4. Bankacılığın geliri faizdir. Katılım bankacılığının geliri ise kardan verilen paydır. Ne var ki farklı bankalar ve farklı sayıda olmak üzere toplam 40 dolayında faiz dışında müşterilerden ayrıca para alıyor.
Söz gelimi, borcunuzu ödediniz, ’borcu yoktur’ kağıdı almak için 50 lira para isteniyor. Hesabınızı kullandığınızda sizden ’Hesap işletim ücreti’ kesilirken, hesabınızı kullanmadığınızda da ’Hesap işletimsizlik ücreti’kesiliyor. Ekstrelere baktığınızda, bir çok bankanın 3 lira SMS bilgilendirme ücreti aldığını görebiliyorsunuz. Bozuk para sayma parası bile kesildiği açıklandı.
5. Faizler düşünce, yatırımların finansmanı kolaylaşır ve ayrıca yatırımın alternatif getiri oranı faize göre daha cazip olur ve yatırımlar artar. Türkiye’de yeni yatırım yapılmıyor. Bir nedeni düşük kur ve ithalattır. Bir nedeni de faiz düşse de bankaların yatırım kredilerini zor vermesi faizlerini yüksek tutmasıdır. Zira bankalar kredi kartlarından daha yüksek faiz aldıkları için, yatırım ve işletme kredilerine daha az önem veriyorlar.
Kaldı ki, bankaların ortada sıkıntı yokken kredileri en ufak bir risk karşısında geri çağırması, işletmeleri ve yatırımları zora sokuyor. Söz gelimi Suriye ile tüm ilişkilerin kesilmesini bahane eden bankalar özellikle Hatay’daki şirketlere verilen kredileri geri çağırmaya başlamıştı. Türkiye Genç İşadamları Derneği de buna tepki göstermişti.
Bu durum ekonomide kırılganlığı ve kriz riskini artırıyor. Ortada bir sorun olmasa da bankaların kredileri geri çağırması sorun yaratıyor.
Yarın devam edeceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları