Bankalar ne kadar samimi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk kez 3 yıl önce bankalara sert çıkmıştı:
"Allah gözünüzü doyursun!"
Bu sert çıkıştan sonraki haklı çıkışını ihracatçılar toplantısında yaptı.
Bazı bankaların kredileri geri çağırdığına yönelik duyumlar üzerine uyarı yaptı.
Cumhurbaşkanı o kadar kararlı bir konuşma yaptı ki, bankalar konut kredisi faizlerini istemeden de olsa yüzde 1'in altına çekmek zorunda kaldılar.
Tam 8 bankanın yöneticisi apar topar basına demeç verdi. Halkla ilişkiler şirketlerinin çabaları ile buram buram yağcılık kokan demeçler gazetelerde yer aldı.
Aldı da ne oldu?
Olay tamamen bir aldatmacadan başka bir şey değil. Bankalar yine bildiğini okuyor.
Konut kredisinde kamu bankası 0.85 oran verirken onlar 0.99 veriyor. Üstelik kamu bankaları 100 lira hayat sigortası alırken bu bankalar yıllık bin lira sigorta primi alıyor. 5 yılık bir kredide 5 bin lira maliyet demek. Bir de bununla yetinmeyip işsizlik sigortası yapıyorlar. Topladığınız zaman kredinin maliyeti vatandaşa 1.10'a geliyor. Yani düşürdük açıklamaları devleti kandırmaktan başka bir şey değil.
BDDK bu konuda kısa bir çalışma yaparak sigorta olayını açığa çıkartabilir. Bazı kredilerde yasal zorunluluk olmamasına rağmen iki sigortayı zorla yaptırıyorlar.
Kredi geri çağırma
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekten takdir toplayan çıkışlarından biri de bankaların en ufak kriz söylentisinde kredileri geri çağırma olayı.
Bir bankanın krediyi geri istemesi o işletmenin batması anlamına geliyor. Geçmişte bankalar bunu maalesef hep yaptı.
Banka yöneticileri şu an için "yapmıyoruz" diye açıklama yapıyorlar ama bunun da göz boyamadan ibaret olduğunu görüyoruz. Geçen hafta halka açık bir şirket KAP'a açıklama yollayarak 5 bankanın kredileri geri çağırdığını ve bu konuda noterden ihtar yollayıp BDDK'ya suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
Şirketin krediyi geri çağırdığını iddia ettiği iki bankanın yöneticisinin bir gün önce gazetelerde demeci vardı ve ekonomiye destek olduklarını söylüyordu. Her halde şirketleri batırarak destek oluyorlar(!)
Bir örnek daha
Bir örnek de Antalya'dan. Tamer Yiğit ve ortağı Antalya bölgesinde gıda dağıtım işi yapıyor. Her şeye rağmen son bir yılda ayakta durmayı başarmış, borcuna sadık ticari itibarı yüksek esnaflar. Bilançolarında kâr var, zarar yok. Türk ve yabancı ortak sermayeli bir bankadan son bir yıldır teminat mektubu alıp iş yapıyor. Banka ile hiçbir sorunu olmamasına rağmen, teminat mektubu iptal edilir. Firmanın kullandığı ticari kartın da kapatılması istenir.
Bankanın bu yaptığı Tamer Yiğit ve ortağının banka tarafından iflasa sürüklenmesi anlamına geliyor.
Bir yandan Cumhurbaşkanı ve BDDK korkusu ile ekonomiye destek oluyoruz diye demeç veriyorlar, diğer taraftan kredileri geri çağırıyorlar.
Bankalar son 10 yıldır başlarına buyruk iş yapmaya alıştılar. Bu nedenle eski alışkanlıklarını sürdürmek istiyorlar.
Bunun tek yolu BDDK'nın bankalar üzerinde varlığını ve etkisini artırmasıdır.