Bankacı-emlakçı ilişkisi

Türkiye gerçekten çok ilginç bir ülke. Böyle bir ülkeyi dünyanın hiç bir yerinde bulamazsınız.

Düşünün, size kredi lazım. İhtiyaç veya konut kredisi. Ne yaparsınız, ya da nereye gidersiniz?

Normal şartlarda bankaya gidilir. Nitekim dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde de bu böyle. İnsanlar ev almadan önce bankaya gider konuşur ona göre ev alır.

Ya bizim ülkemizde?

Son 10 yılda bu işler tersine döndü.

Türkiye’de ev kredisi veya ihtiyaç kredisi almak isteyenler emlakçıya gidiyor. Üstelik A bankası 0.85 ile kredi verirken, emlakçının yönlendirmesi ile 0.98 veren bankaya gidiyor. Akıl ve iktisat kurallarına uymuyor ama durum böyle. Üstelik bankalar kredi vermek için yarış yaparken bu böyle...

Durum böyle olunca bankacılar emlakçıların kapısında beklemeye başladılar. Emlakçılar bunu kısa sürede paraya çevirdi ve bankalara gönderdikleri krediden dosya başına para almaya başladılar.

Bankaların emlakçı rekabeti son iki yılda öyle bir hâl aldı ki, emlakçıya otomobil, bilgisayar ve Amerika tatili verenler çıktı.

Bunun dışında bankacı-emlakçı ilişkisi öyle garip boyutlarda ki, bir gün tesadüfen akşam 18.00’de açık olan bir banka şubesinde emlakçılara çiğ köfte partisine bile bizzat şahit oldum. Şahit olmayıp sosyal medyada gördüklerim ise say say bitmez.

Emlakçılara bowling turnuvası, emlakçıya özel sinema gösterimi, emlakçılara hafta sonu kahvaltısı, emlakçılara “ilkbahara merhaba” pikniği... Ve daha yüzlercesi...

Durum böyle olunca ortaya çok sayıda emlakçı kimlikli insanlar çıktı. Adamlar banka şubesi gibi çalışmaya başladı. Camlarına “her türlü kredi çıkartılır” afişini yazandan tutun da gazetelere emlakçı-kredi danışmanı diye ilan verenler bile türedi.

Özellikle İstanbul’un belirli semtlerindeki emlakçılar ihtiyaç kredisi isteyenlerin evraklarını topluyor ve en fazla komisyon veren bankaya götürüyordu.

Sonunda olan oldu ve bu emlakçı-bankacı ilişkisi bir polis operasyonuna neden oldu.

Hedef baskısı

Bankalar kredi konusunda çalışanlarına müthiş bir baskı yapıyor. Bu hedef baskısı personeli bunaltmış durumda. Banka personeli sokaklarda önüne gelene kredi veremeyeceği için yine emlakçıların kapısını çalmaya başladı. Sırf kredi çıksın ve yeter ki hedefi tutsun peşindeki bankacının bu durumu, kötü niyetli kişiler tarafından suistimal edildi.

Kredi verilmesi mümkün olmayacak kişiler adına kredi başvurusu yapıldı. Sahte sigorta belgeleri, sahte maaş belgeleri düzenlediler. Bankalar ise dedim ya, hedef baskısı nedeniyle bu evrakları öyle ince eleyip sık dokumadılar.

Sonunda polis Cuma günü bir operasyon düzenledi ve sahte belge ile kredi alan çeteyi çökertti. İşin acı yanı sırf hedefini tutturmak için bu adamlarla çalışan bankacılar da yandı. Çok sayıda bankacı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Sorumlu BDDK

Bu olayda bana göre, suçlanması gereken hatta yargı önüne çıkartılması gereken tek kurum BDDK’dır.

BDDK adı üzerinde, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu... Bu kurum, işini doğru dürüst yapsaydı bu olaylar olmazdı. Bankalar son 10 yıldır bu emlakçılara getirdikleri kredi karşılığında komisyon ödüyorlar. Bunun için de bir belge düzenliyorlar. BDDK niçin bu belgelerin hesabını sormadı. Bu, Türk bankacılık sistemi için büyük bir tehlikedir.

BDDK üç beş kuruşluk kredi kart aidatları için kafa patlatacağına, sisteme büyük zarar veren emlakçı-bankacı ilişkisini incelemeli. Bankaların hemen hemen her şubesi tarafından emlakçılara yapılan ödemenin ve hediye edilen o otomobillerin hatta tatil masraflarının hesabını sormalı.

Yazarın Diğer Yazıları