Bahçeli’nin tehdidi
Türkiye’de aklın almayacağı, akla izana sığmaz işler artık vakayı adiye hâline gelmiş bulunuyor. Böyle bir işe son olarak Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli imza attı…
Çıktı Meclis kürsüsünden önce gazetecileri ve Halk TV’yi tehdit edip hedef gösterdi sonra da alçak bir suikast ile katledilen Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş’in derdine yanan eşi, annesi ve ablasını tehdit etmeye cüret etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim günü yapılan grup toplantısında, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturmayı yakından takip eden gazetecileri hedef alıp “Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın. Halk TV ve CHP, ayağınızı denk alın! 4 soytarı muhabir ile MHP'yi sorgulayamazsınız” dedi…
4 soytarı muhabir diyerek aklınca küçümseyip, hakaret etmeye kalktığı gazeteciler anlaşıldığı kadarı ile Halk TV programcıları Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel ile Şule Aydın.
Bahçeli şuna emin olmalıdır arkasında bindirilmiş kıtaları ve dokunulmazlık zırhı olmayan bu gazetecilerin her birinin sözüne halkımız Bahçeli ve benzeri politikacıların sözlerinden çok daha fazla itibar edip güvenmektedir.
Ayrıca işini yapan hem de çok iyi yapan bu dört gazeteciye soytarı demek de büyük bir hadsizliktir.
Zaten hemen sonrasında Bahçeli’nin, TBMM'nin yeni yasama yılının açılış resepsiyonunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e, "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme! Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor" demesi kendisinin bile kendi sözlerinin fazla da ciddiye alınmaması gerektiğinin altını çizdiği anlamına gelmiyor mu?
Bahçeli sadece Sinan Ateş suikastını takip eden ve gerçeklerin ayan beyan ortaya çıkmasını isteyen CHP yöneticileri, gazete ve gazetecileri kürsüden tehdit etmekle de kalmadı kalktı partisinin grup toplantısında, Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş’i de hedef aldı.
Bahçeli, Saniye Ateş hakkında “Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i karanlık ağızlarına alıp ileri geri konuşan sefillerle hem bu dünyada, hem de Mahkeme-i Kübra’da sonuna kadar hesaplaşmak Rabbim’den yegâne dileğimdir. Yaşına başına bakmadan önüne gelen mikrofona konuşmak, siyasi kışkırtmanın ve uzaktan kumandalı oyunun figüranı olmak bir hanımefendiye asla yakışmayacaktır. Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın, kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolar kopartırız.” Dedi.
Bahçeli’nin bu sözlerinin ardından MHP Genel Başkan Yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın da Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasında kendilerinin de dosyaya dâhil edilmesi gerektiğini belirten Ateş’in annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş hakkında suç duyurusunda bulundu.
Vallahi doğrusunu söylemek gerekirse bu ülkede asıl haddini hududunu bilmesi gereken kıymeti kendinden menkul siyasilerdir!
Bakın bu ülkede kimse kanunların nizamların üstünde ayrıcalıklı ve dokunulmaz değildir. Her kim suç işlemiş olursa olsun o kişiye dokunulur Bahçeli’nin kalkıp “sorgulatmam”, “dokundurtmam” demesi ise içi boş bir blöftür.
Bugün değilse yarın, yarın değilse bir başka gün böyle sorgulatmam denilen, dokunulmaz zannedilen kişilere öyle bir dokunulur öyle bir sorgulanırlar ki felekleri şaşar, ters pers olurlar.
Adalet yavaş da işlese, geç de tecelli etse eninde sonunda gerçekler ortaya çıkar dokunulmaz denilenlere de dokunulur, Bahçeli de Meclis kürsüsünden boş boş konuşmakla kalmış olur.
Yaşını başını almış hükûmet ortağı bir politikacının böyle bir tehdit dili ve hakaretamiz ifadeler kullanması yakışık almıyor ve sadece yakışık almamakla da kalmıyor ülkedeki kutuplaşma ve gerilimi de arttırıyor üstelik.
Memleketimizin selameti açısından Bahçeli’yi bu üslup ve dili terk etmeye davet ediyorum.