Bahçeli uyarı mektubu aldı neden sessiz kaldı?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu''nu, "Terörle iltisaklı çalışanlar" nedeniyle suçlayan Süleyman Soylu katledilen Sinan Ateş''in hain siyasi suikast sonrası suskunluğunun nedeni anlaşıldı.

Hain siyasi suikasta 2 özel harekat polisi de karıştı…

-Siyaset, emniyet, suikast…

Daha da önemlisi bir MHP milletvekilinin saldırıdan günlerce önce Süleyman Soylu''yu ziyaret etmesi sonrasında da saldırganlardan birinin bu milletvekilinin evinde yakalanması olayın en vahim boyutudur.

Soylu''ya; Allah''ın, hukukun, adaletin ve siyasetinin ağır bir darbesidir bu durum.

-İçişleri Bakanı koltuğunda bir gün dahi oturması ya da oturtulması Türkiye için beka sorunudur.

Seçime kadar, Allah korusun meydana gelebilecek her suikast, her saldırı ve her yasa dışı eylemin sorumluluğu Soylu''nun ve görevden affetmeyen (!) Kabinenin başı Recep Tayyip Erdoğan''ın olacaktır.

Değerli okurlarım,

MHP''nin önde gelen isimlerinden Efendi Barutçu, 23 Mart 2022''de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli''ye gönderdiği ve sosyal medya hesabından da yayınladığı açık mektupta çok önemli uyarılarda bulunmuştu.

Barutçu''nun yazısı özetle şöyle:

"Bu akan ve korkarım ki akacak kanı durdurun…

Sayın genel başkan;

Cahil cesur olur derler, cüretimi bağışlayın. Bu mektubu yazma cesaretini de bizim MHP''liliğimize ve ülkücülüğümüze duyduğunuz saygıdan alıyorum.

Esas konuya gelecek olursak:

Verilen habere göre, Mersin''in bir önceki Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel, eşiyle birlikte şehir merkezinde bir bankamatikten para çekerken tanımadığı dört kişinin sopalı ve bıçaklı saldırısına uğruyor, yumruklanıp yere düşürülüyor, Çağrı Ünel ise can havliyle ve olayın dehşeti ile kendisini korumak maksadıyla silahına davranıyor ve Emrullah Kaplan isimli bir genç hayatını kaybediyor.

Ne yazık ki hem Çağrı Ünel''in hem de bu gencin hayatları kararmıştır.

Bizim gibi yüzlerce, binlerce, on binlerce Ülkücü Türk Milliyetçisi''nin yüreğini dağlayan husus, saldırıya uğrayanın da hayatını kaybeden gencin de kamuoyuna Ülkü Ocakları mensubu olarak duyurulmasıdır.

Ülkücü milliyetçi kamuoyunun zat-ı alinizden talebi şudur:

Bu müessif hadisenin Türkiye genelinde Allah göstermesin bir kan davasına dönüşmesini arzu etmiyorsanız, Ahmet Y. Yıldırım''ı ve Doç. Dr. Sinan Ateş''i ivedilikle huzurunuza davet edip ''Ülkücüler kardeştir'' beyanı ile tokalaşıp kucaklaşmalarını sağlamalı ve bu iki genci yanınıza alarak çektireceğiniz bir fotoğrafı Türkiye kamuoyuna ulaşacak şekilde paylaşmanızı ve hareketimizin geleceği açısından bu alicenaplığı göstermeniz beklenmektedir.

İsterseniz siz de çok çabuk ve kolayca öğrenebilirsiniz. Bazı haber sitelerinde bazı yetkili arkadaşların, ''elini bir ülkücü kanına bulaştıran insanın eski ocak başkanı olması sonucu değiştirmez'' şeklinde açıklamalar okuyoruz.

Her namuslu vicdan sahibinin Adanalı, Osmaniye Kadirlili olduğu iddia edilen bu gençleri, Mersin''e kimin hangi maksatla gönderdiği, Çağrı Ünel''ı evinden saldırının gerçekleştiği yere kadar neden takip ettikleri -eğer asılsız değilse- saldırganlardan birinin de saldırıyı kameraya alması hususu araştırılmalı ve bu konuda kamuoyu aydınlatılmalıdır.

Sayın Genel Başkan;

Beş altı kişinin bir kişiye hem de eşinin yanında saldırması her vesile ile dile getirdiğiniz Türk Töresine sığar mı?

Ülkücünün ülkücüye pusu kurduğu görülmüş müdür?

Bu gençleri böyle bir saldırıya yönlendirenler, teşvik edenler, ülkücü gençler arasına düşmanlık ve nifak tohumu saçanlar veya hadiseye anında müdahale ederek çözüm bulmak yerine üç maymunu oynayanlar, hiç vicdan azabı duymuyor mu?

Bugün adaletten yakalarını kurtarsalar bile yarın mahşer gününde bunların hesabının sorulmayacağını mı zannediyorlar?

Bize göre ''Ülkücü'' her türlü millî, insani, İslami vasıfları şahsında bütünleştirmiş, Türk Milleti''nin büyük geleceğinin inşası yolunda gecesini gündüzüne katarak çalışan insandır. ''Ülkücü'' Türk Tarihinin engin tecrübelerinin ışığında Türkiye''yi ve Türk Dünyasını çağlar üzerinden aşırarak ''yabancılaşmadan çağdaşlaşma'' hedefine varmak için hayatlarını bu yüce ülküye vakfeden ''şahsiyetlere'' verilen bir sıfattır.

Hayatları birer çile yumağına dönen ve ömürlerini ''bir cephedeymiş gibi'' yaşayan bu ülkücü nesillerin yüreklerini yangın yerine dönüştüren husus, genel müdür, müsteşar, milletvekili, bakan, servet sahibi olamamak değildir.

Yegâne üzüntümüz ise; yarım asra yaklaşan bir mücadeleye rağmen Türk Milliyetçiliğinin, ''devlet idaresinde mürüvvetini'' görememektir.

Sayın Genel Başkan bu mektubu kaleme almadan önce bazı ülküdaşlarıma danıştım;

''Yahu! boş ver seni de hain ilan ederler, başına iş alırsın'' ikazlarında bulundular.

Bütün inananlar gibi biz de Cenab-ı Allah''ın iradesi dışında bir yaprağın dahi kımıldamayacağına inanırız. Allah''a bir can borcumuz vardır."

Değerli okurlarım,

Bu mektup bir çok soruyu ortaya çıkarmış, Sinan Ateş''in hedefte olduğu, "Akacak kan" uyası ile açıkça ortaya koyulmuştur.

Facebook''da yayınlanan bu yazı üzerine Sinan Ateş''e yakın koruma verilmemesi ve soruşturma açılmaması da önemli bir eksikliktir.

Bakalım Devlet Bahçeli, Efendi Barutçu''ya yanıt verecek mi, kamuoyuna açıklama yapacak mı?

Yazarın Diğer Yazıları