Bahçeli doğru söylüyor; MHP arınmalı!
Devlet Bahçeli sık sık "arınıyoruz.. ayıklanacağız..." diyor muhalefeti kast ederek.
Arınmak, temizlenmek... Zıddıyla kâim olan bir kavram olduğuna göre sormak farz oldu; MHP kirli midir? MHP eğer kirli ise ne zaman kirlenmiştir ve Devlet Bahçeli bu kirliliği ne zaman tespit etmiştir? 1997'de MHP Genel Başkanı seçildiğinde kirli bir MHP mi devralmıştır ve tabii bu durumda Alparslan Türkeş kendisine kirli bir MHP mi bırakmıştır? Genel Başkan seçildiği 1997'den bu yana tüm listeleri kendisi belirlediğine göre kirliliğin müsebbibi, fâili kimdir?
Kendisine yardımcı olmak sadedinde somut ve objektif hatırlatmalar yapalım, sorular soralım ki vereceği cevaplarla ülkücü kamuoyunu aydınlatabilsin...
19 yıldır Devlet Bahçeli'nin riyâsetinde MHP'ye gelenler oldu, gidenler oldu, MHP adetâ siyâsî bir istasyon vazifesi gördü; MYK üyeliğinden Divan üyeliğine, danışman kadrolarından milletvekilliği kadrolarına kadar... Gelenleri kim getirdi, gidenleri kim götürdü? Hayatının hiçbir döneminde bu hareketin mensubu olmayıp da MHP'ye gelenlerin asıl sâhipleri kimlerdi?
Gelene gidene selâm muâmelesi yapılıp "Getiren, götüren sağolsun" mu dendi?
Haydi biraz daha yardımcı olalım Sn. Devlet Bahçeli'ye ve isim zikretmeden örnekler verelim, vasatî zekâların örneklerden yola çıkılarak yapılan izahları daha iyi anladığından hareketle...
-Bir Genel Başkan Yardımcısı, hem de popüler olması ve tanınması gereken alanda görev alıyor. Milletvekili seçildiği ilde 'persona non grata' ilan ediliyor, 'istenmeyen adam'. Seçildiği ilin bağlarındaki işret meclislerini makam odasına kadar taşıdığı artık sağır sultanın dilinde sakıza dönmüş durumda, fakat bunlara rağmen ısrarla ve defaatle başka bir ilden milletvekili yapılıyor, kendi memleketine neredeyse turist olarak bile gidemiyor.
-Bir diğeri kendi ilinden Büyükşehir Belediye Başkan adayı oluyor. Tarihî bir hezimete imza atarak abaküsle sayılabilecek kadar oy alıyor. Hiçbir bağlantısı olmayan bir başka ile milletvekili adayı olarak gönderilerek taltif ediliyor. Hezimete sebep olduğu belediye seçimlerinin direkt mi yoksa dolaylı olarak mı satıldığı sorusu hâlen cevapsız. Ve bu Genel Başkan Yardımcısı kendisine lûtfedilmiş vekilliğin verdiği mecburiyetle kılıç sallıyor muhalefete.
-Okul yıllarında ateist ve komünist olduğunu sınıf arkadaşı başka etkin bir ülkücünün söylediği ve ilinden birinci sıradan milletvekili seçilemeyen bir başka atanmış da bugün hâlen Genel Başkan Yardımcısı olarak vazife yapıyor ve o mu partiyi taşıyor yoksa parti mi onu taşıyor belli değil!
-Köyünde partiye dört-beş oyun ancak çıktığı bir başkası hareketin oy deposu illerinden birinde milletvekili seçilemiyor. Ama ne önemi var, hemen Genel Başkan Yardımcılığıyla ödüllendiriliyor. Hem belediyelere hükmederek neler olunmuyor ki?
-Yıllarca başka partilerde siyaset yapmış, 1992-2002 yılları arasında parti aleyhinde bir sürü hakâret(TBMM zabıtlarında var) etmiş zât da şimdi parti içi meselelerde ön almaya çalışıp ülkücülerin nesebine kadar dil uzatıp efendilerinin kılıcını sallamaya devam ediyor.
-"Ben bu makama konuşmadan, ölü gibi sessiz kalarak geldim" diyebilenler de 19 yılın farklı renklerinden.
-Doğuda bir ilimiz var belediyesi MHP'nin. Bu ilden iki Genel Başkan yardımcısı var. Her ikisi de başka illerden milletvekili. Bu ilin 1 Kasım adayı da ilginç. 12 Eylül öncesi DHKP-C'den cezaevinde yatmış, 2014 belediye seçimlerine kadar bir büyük ilde CHP belediye meclis üyesi ve 7 Haziran seçimlerinde CHP milletvekili aday adayı. Ticârî olarak da direkt veya dolaylı pavyon sahibi olduğu söylenir.
- MHP'nin umut olduğu Antalya ilimizden ikinci sırada seçilmesi garanti bir aday kim biliyor musunuz? 12 Eylül öncesi Adana'da ülkücülere kan kusturan Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul'un yeğeni. Kim getirdi kendisini, listeye kim yazdı, listeyi kim onayladı? Antalya'da emeği olan hak etmiş temsil gücü olan hiç ülkücü yok muydu?
-Ankara'da bir barın tuvaletinde uygunsuz ilişkide yakalanıp bara girmesi yasaklanmış bir bayan, MHP'nin 7 Haziran ve 1 Kasım listelerinde üst sıralarda aday gösterildi mi? Bara girmesi yasak olan birisi MHP'de nasıl oldu da aday listesine girdi? Bara uygulanan yasak MHP'de nasıl delindi, kim deldi bu yasağı?
Evet Sn. Devlet Bahçeli, bu örneklerin bolluğundan söz etmek malûm u ilan olacak malûmunuz!
MHP'nin arınmasını gerektiren o kadar çok felâket oldu ki devr-i riyâsetinizde!
2011 kaset operasyonuna fırsat veren ve zemin hazırlayan tüm kirlilik de, sizin kendi küçük iktidarınızın devam etmesi uğruna sizi harekete geçirmedi. Herkesi siz seçiyordunuz. Seçmeye devam ettiniz ve ediyorsunuz da... Tüm kirliliğin müsebbibi de, fâili de, sâhibi de sizsiniz...
Kişiliksizleştirebildiklerinizden oluşturduğunuz kadroya sâhipsiniz. Doğru söylüyorsunuz MHP arınmalıdır. Doğru biliyorsunuz çünkü bu kirliliğin fâili bizzat sizsiniz, bu sebeple arınmayı siz sağlayamazsınız...
Kişiliksizleştiremediğiniz ülkücü taban ve vicdan, ülkücü kamuoyu yapacaktır bunu...
Siz ancak 19 yıldır yapmadıklarınızı yapıyorsunuz bugün ve il il, iftar iftar gezerek Ülkü Ocaklı gençlere kin aşılamaya çalışıyorsunuz. Aşılamaya çalıştığınız o kin yiyecek bitirecek sizi ve yanınızdaki küçük saadet zincirinizi... Siz iftar yemeklerinde kin aşılıyorsunuz, teşkilâtlarınızdan sorumlu yardımcınız da Twitter'dan hedef gösteriyor, o kin aşılamaya çalıştığınız ülkücü gençler de bayramlaşma baskınına geliyor. Hemen ardından açıklama yapıyorsunuz "İlgimiz yok" diyerek. O çocuklara da sâhip çıkacak cesâretiniz yok çünkü ne sizin ne de teşkilâtlarınızdan sorumlu yardımcınızın...
Kirliliğin kaynağı bizatihi sizsiniz Sn. Devlet Bahçeli...
Üstelik sizi de seçen delegenin tartısına çıkamayacak ve hukuksuz bir tedbir kararından medet umacak kadar da korkaksınız!..