"Bahar", tufan, CHP!!!

Ana muhalefet partisi "bahar"ı beklerken ne yazık ki tufana tutuldu...
İkiyüzlülüğün kulis koridorlarında her türlü entrikayı baş tacı ettiği siyaset dünyasında, politikanın ne kadar acımasız olduğu da işte bu tufan sırasında ortaya çıktı...
CHP'de Atatürkçüleri tasfiye edenlerle "ulusalcılar bagajda yük" diyenler baş tacı olurken; Atatürk'e kefere diyen, Anıtkabir'e saldıran, Gazi'yi katliamcılıkla suçlayan Truvalar defalarca vekil yapılırken ve de "1930'ların CHP'si değiliz" diye Altıok bir tarafa atılırken başını kuma gömenler de, bir dönem onları pohpohlayan çıkarcı gafiller de yeni bir tarlanın üzerinde yağmur bulutları peşindeler!!!
İşte 27 Mayıs akşamına kadar hiç sorgulamadan alkışlanan Kılıçdaroğlu'nun çevresindeki şakşakçı takımı 12 seçim hezimetinin ardından siyasetten nemalanan rant kayığını başka yöne çevirdiler ki, CHP'nin lideri de bir anda "istifa et" çığlıklarının hedef tahtasına konuldu...
Düne kadar Kılıçdaroğlu ile CHP içerisinde hayal kırıklığı yaratan ideolojik ve örgütsel erozyonlara sessiz kalanlar bir anda CHP uzmanı kesildi ve herkes kendine bir genel başkan adayı seçerek medyada ahkam kesmeye başladı, ortaya çıkan ikiyüzlülük ise mide bulandırdı...
Geçmişte her iktidarın kucağında şakşaklık yapan televizyon maymunları ile kiralık kalemşorlar da, hayatlarında bir kez olsun CHP'ye oy vermemişken ana muhalefeti kurtarma peşine düştüler ama, CHP'nin asli tabanı bu (yönlendirme, uyutma, tuzağa düşürme) zavallılığına asla prim vermemeli...
Çünkü tabansız ittifakı alkışlayanların ve eski AKP'liler CHP'de vekil olsun diye 70'ten fazla il başkanı ile yüzlerce parti emekçisinin harcanmasına sessiz kalanların CHP'yi kurtarma iddiaları hezeyandan öte, ihanetin de dışa vurumudur...

SUSKUNLUK, ADAY, TEYAKKUZ!..

Evet; Deniz Baykal'dan sonra ana muhalefetteki en büyük sorun genel başkanlık tartışmaları oldu...
Wikileks belgelerinde iddia edildiği gibi, yurt dışındaki bir operasyonun sonucu muydu, yoksa yurt içindeki bir ikinci cumhuriyetçi örgütlenme miydi bilinmez ama, birileri Kılıçdaroğlu'nu CHP sağa çekilirse, tarikatlara- cemaatlere taviz verilirse iktidar olabileceğine inandırmış olmalıydı...
İşte Altıok'u, Atatürk'ü, laikliği hatta CHP'nin varlığını bile bir tarafa öteleyen sinsi bir projenin nasıl bir skandalla sonuçlandığı 12 seçim hezimetinden anlaşılmışken, ana muhalefeti yönetenlerin halen koltuklarında olabilmesi sosyal medyada infal yarattı...
Herkes Kılıçdaroğlu'nu suçluyor ama CHP rotasından çıkartılırken milletvekillerinin, il-ilçe başkanlarının, PM üyeleri ve MYK'nın sessiz kalması, AKP ile korkutularak adeta bir hayal peşinde uyutulan parti tabanının büyük bölümünün de "kol kırılır yer içinde kalır" tuzağıyla susturulması, bu arada CHP'deki erozyonu anlatmaya çalışanların acımasızca lince uğraması ise unutuldu...
Bu linci parti televizyonlarında partililere ambargo uygulayanlarla CHP içerisindeki Öcalan ve FETÖ hayranlarıyla kiralık trollerin körüklediği de gözardı edildi!!!
Bu konudaki uyarılarımız gazete arşivinde duruyor ama, şimdi CHP çevresinde yeni bir senaryo dayatılıyor ki, bu plan giderek büyüyen ideolojik soruna hiç de çare olmayacak...
Çünkü kimileri gölgesine sığınacağı bir genel başkan peşinde...
İşte Ekrem İmamoğlu'ndan Tanju Özcan'a, Gürsel Tekin'den Özgür Özel'e kadar farklı isimler "sorumluluk alabileceklerini" belirterek parti içerisinde liderlik tartışmasını yoğunlaştırırken, asıl sorun ısrarla gözden kaçırılıyor;
"CHP'de tek sorun genel başkanlık değil..."
Parti vizyonsuz, çapsız danışmanlarla 7 dönemdir vekil olan kadrolu- torpilli rantiyeye teslim edilirken, ideolojisinden ısrarla uzaklaştırıldı...
Bu sırada Atatürk diyemeyenler, CHP'li olmayanlar parti yönetimine getirildi, milletvekili yapıldı ve partinin vefalı asıl tabanı ise insafsızca üvey evlat oldu, dışlandı, bir kenara atıldı...

Yürütülen büyük tasfiye İYİ Parti'nin, Memleket ve Zafer Partisi'nin ortaya çıkmasına da yolaçtı...

TRUVALAR İŞ BAŞINDA...

Kılıçdaroğlu dünkü grup toplantısında "CHP'nin değerlerini her zaman koruduğunu" öne sürerek mücadele edeceğini duyururken gelelim asıl meseleye...
Bir kez daha vurgulayalım ki, rayından çıkan tren nasıl hedefine ulaşamazsa, özüne dönmeyen, kadrolarına sahip çıkmayan, yanlış ittifaklarla tabanını yoran ve sürekli hayal kırıklığı üreten CHP de hiçbir şekilde başarıya ulaşamaz...
CHP Ataşehir'den Bakırköy'e, Kadıköy'den Trakya ile Ege Bölgesi'ne kadar (kumar, yolsuzluk, rüşvet, haciz) rezaletlerine bulaşmış kimi belediye başkanlarından, "Taraf" ve "Karşı" tetikçilerinden, Soros uzantılarından, çapsız danışmanlardan, siyaseti rant için yapanlardan kurtulmalı, asıl tabanına ve vefalı kadrolarına teslim edilmeli...
İşte bunun için de, partiyi her çevreden büyütürken köklerini baltalamayan; laikliği, cumhuriyeti, Altıok'u tavizsiz savunacak, gericiliğe-bölücüğe direnecek, tabana sahip çıkacak bir genel başkanla nitelikli bir kadro lazım CHP'ye...
CHP'nin kurultay delegeleri partinin köklerinden gelen, örgütlerde mücadele etmiş, Altıok'a gönül vermiş gerçek partililerden oluşturulmadığı sürece, ana muhalefet oraya buraya savrularak yerinde saymaya devam eder, partide genel başkanlık kavgası da kangrene dönüşür...
En önemli uyarıya gelince... CHP'deki erozyona 12 yıl susan gazeteci kılıklılarla içerideki-dışarıdaki yöneticiler yeni ihale almışçasına (kendi genel başkan adaylarını) parlatma peşindeler ama,
gidişat gösteriyor ki, CHP'yi içten kuşatarak Atatürk-cumhuriyet- laiklik konusunda etkisizleştirme operasyonu yeni kurultay sürecinde de dayatılacaktır...
Çünkü son günlerdeki tartışmalardan çıkan ipuçları tarikat-cemaat, ikinci cumhuriyetçi ve rantiyeci kuşatmasının pusuda olduğunun işaretidir...
İşte İran yanlısı, FETÖ medyasının erdemsiz takkeli fedailerinin CHP'ye sızdırılması yetmezmiş gibi, firari FETÖ'cu Emre Uslu'nun Twitter'da önceki günden itibaren CHP'yi dizayn etme çabaları da bunun kanıtıdır...

Yazarın Diğer Yazıları