Azap, gazap getirdi... (01 Mart 2011)
Dikta rejimler halka ne verirse versin, demokrasiyi ve adaleti veremiyor. Özgürlüğün kısıtlanması insan doğasına uymuyor. Demokrasi ve adalet karın doyurmaz, ancak adaletsizlik insana açlıktan daha fazla azap verir. Diktatörler önce çok iyi niyetle iktidara gelse de, sonradan sahip olduğu güç, insan egosu her diktatörü bozuyor. İsviçre, Kaddafi’nin hesaplarının dondurulduğunu açıkladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kaddafi ailesinden 6 kişinin malvarlıklarını dondurma kararı aldı. Oysa ki Kaddafi kurduğu düzende, mülkiyeti ortadan kaldırmıştı. Ekonomik sosyalizm serisinde yazdığı Yeşil Kitap’ta “İnsanın ihtiyacından fazlasını ele geçirmesi, servet sahibi olması, servetin belli ellerde toplanmasına ve sonuçta geri kalmışlığa ve fakirleşmeye neden olur” diyordu.
İleri kültüre sahip ve gelişmiş toplumlarda, dikta rejimleri barınmaz. Bir yerde diktayı halkın kendisi yaratıyor. Bazı insanları ilahlaştırıyorlar. Bu açıdan, diktatörlerin sömürü düzeni kurması yalnızca şimdi İslam ülkelerinde gördüklerimizle sınırlı değil. Sovyetlerde sistemin çökmesi de aynı nedene dayanır.
Nikolay Çavuşesku 1965-1989 tarihleri arası Romanya Komünist Partisi Genel Sekreteri idi. 1967 yılından itibaren Devlet Konsülü Başkanı ve 1974-1989 yılı arası da Romanya Cumhurbaşkanı oldu.
Kendisine karşı suni ve abartılı bir saygı vardı. 1985 yılında, o zamanki Günaydın gazetesi adına, Bükreş’e gitmiştim. Her yerde Çavuşesku’nun abartılı büyüklükte resimleri asılmıştı... Ve fakat halk bir karpuz için sıraya girerdi. Karpuzu dilimle satarlardı. Yine de kuyruktakilerin yarısı eli boş dönerdi.
İşçilerle konuşmuştum... İşçiler “biz tavukların ancak ayaklarını yiyoruz. Tavuk kızartmasını partililer yiyor” diyordu.
Bu ortamda, Çavuşesku’nun karısının altın topuklu ayakkabısını tüm dünya tartışıyordu. Aralık 1989’da yaygın halk gösterilerinin ardından gerçekleşen askeri müdahale ile devrilerek, kendisi ve karısı askeri bir mahkemenin, televizyonda iki saat boyunca yayınlanan yargılaması sonucu kurşuna dizildi.
Aşağıdaki tabloda, siyasi kriz içinde olan İslam ülkelerinde, fert başına düşen ortalama Milli Gelir yer alıyor. Bahreyn’in dışında tamamında Milli Gelir düşük düzeyde... Libya da orta düzeyde görünüyor... Ancak Libya’da istatistikler de tamamıyla uydurma.
SİYASİ KRİZ ÜLKELERİNDE FERT BAŞINA GELİR
ÜLKE FERT BAŞINA GELİR ($)
Cezayir............................................2.190
Mısır................................................1.786
Ürdün..............................................2.476
Libya...............................................7.685
Umman ...........................................9.978
Yemen...............................................561
Bahreyn ........................................12.750
Senegal ............................................442
Kaynak: TUİK, 2008 yılı rakamları
Kaldı ki, Bahreyn’de Emir’in geliri çok yüksek olduğu için, ortalama fert başına gelir de daha yüksek görünüyor. Bu tablodan çıkan bir başka sonuç şudur: “Dikta ile yönetilen ülkelerde kalkınma olmuyor. Kalkınmayan, gelişmeyen ülkelerde demokrasi yeşermiyor. Çünkü siyasi bilinç oluşmuyor.” Yani dikta, diktayı besliyor.
Şimdi bu ülkelerde siyasi ve ekonomik şartlar olgunlaşınca, teknolojik imkanlar ve iletişim gibi modern araçlar da halkın tepkisini hızlandırdı. Ancak sonuç için çok iyimser olmak mümkün değil. Nedeni aynı toplumlarda halkın tepkisini kendi çıkarları için kullanabileceklerin, din istismarcılarının olmasıdır.