Avrupa’da krizi kim çıkarıyor?

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, İspanya’nın kredi notunu A3’den üç basamak düşürerek Baa3’e getirdi ve negatif görünüme aldı.
Moody’sin not düşürmesi, piyasaları da olumsuz etkiliyor... Krizin derinleşmesine neden oluyor. Bu yolla kredi derecelendirme kurumları hizmet ettiği sermayeye de zarar vermiş oluyorlar.
Kaldı ki Moody’s, İspanya’nın notunu 3 derece birden düşürdü. Moody’s’in A3 notu, kredi derecelendirme sıralamasında üst orta sınıfı gösteriyor. Baa3 ise, alt orta sınıfı gösteriyor. Moody’sin İspanya’nın notunu 3 derece birden düşürmesi, bu kuruluşlarla ilgili dünya kamuoyunda var olan güven sorununu negatif etkiledi. Güvensizlik arttı. Çünkü, İspanya bir gecede krize girmedi. Henüz krize girip girmeyeceği de belli olmadığı halde notunu neden bir derece değil de üç derece birden indirdi? Bu güne kadar neden bekledi?
İspanya’nın kredi notunun 3 derece birden düşürülmesine sebep olarak İspanyol bankalarının sermayelerinin yeniden yapılandırılması için 100 milyar euroya kadar dış kredi yardımı verilmesi kararı gösteriliyor. Bu sebep, kredi notunun 3 derece düşmesini gerektirecek bir sebep değildir.
Belki zaman içinde İspanya’nın kredi notunu düşürecek nedenler vardı... Söz gelimi, 2009 krizi ile birlikte, AB’de birçok ülkede bankalar sermaye artırdı ve yeniden yapılandırmaya gitti.. Ancak geç kaldı. İspanya’nın geç kaldığı da bizzat Başbakan tarafından açıklandı.
Euro Bölgesi ülkeleri ve siyasiler, yaşanan borç ve istikrar sorununun temelinde yatan nedenleri tartışmak yerine günlük olayları tartışmayı tercih etti. Bu anlayış, bir nevi gerçeği görmekten kaçınma ve sorunu kendi dışındaki ülkelere itme anlayışıdır. Bu nedenledir ki, öncelikle Sarkozy ve Silvio Berlusconi gibi gayri ciddi politikacılar elendi.
Yunanistan’da ise şimdi eurodan çıkış çığlıkları büyük olasılıkla iktidar olacak hükümetin Hanya’yı Konya’yı görmesinden sonra sönecektir.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı,OECD tarafından hazırlanan Euro Bölgesi’nin yeni ekonomik raporu Euro Bölgesi’nin bugünkü ekonomik durumunu ‘mütevazı büyüme ortamında artan tasarruf baskısı’ şeklinde özetlemektedir.
Gerçekten Avrupa Birliği’nde bu yılın ilk çeyreğinde, büyüme oranı sıfır oldu. Almanya yüzde olarak çok düşük 0,5 büyüdü... İspanya yüzde -0.3 , İtalya yüzde - 0.8 oranında küçüldü.
OECD raporuna dönersek, yine bu raporda Avrupa’daki krizin tohumlarının 20 yıl önce atıldığı vurgulanıyor. Avrupa ülkeleri arasında rekabet gücündeki farklılıkların uzun yıllardır mevcut olduğu, ortak para birimi euroya geçilmesinin ardından bu farklılıkların akut bir krize dönüştüğü ifade ediliyor.
Gerçekten Para Birliği, krize giren ülkelerin, para ve kur politikasını değiştirerek anında önlem almalarını engelliyor. Krize giren ülkelere yapılacak destekler konusunda, diğer ülkeler en az maliyetle kurtulmak istiyor. Bu durumu Almanya’nın tutumunda daha net olarak görüyoruz. Sonuçta sistem hantallaşıyor... Çözüm sürüncemede kalıyor. Sorun büyüyor.
Bu saydıklarım aslında Para Birliği’nin sakıncalı yanlarıdır. Euro Bölgesi yaşadıklarından da ders alarak, sistem için daha pratik çözümler almalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları