Avcı, Can ve Küçük için…

Berabere (1-1) biten Fenerbahçe maçının ardından gazetelerde, internette ve televizyon ekranlarında değerlendirme yapanların bir kısmının Trabzonspor''un galip gelememesindeki suçluyu Abdullah Avcı ilan eyleyecek kadar ahkâm kesmelerine ne denir?

"Bilemem" demeyeceğim!

Çünkü bunların Abdullah Avcı''dan daha teknik direktör olduklarını!

Yetmedi Trabzonspor ile ondan çok yatıp kalktıklarını!

Dahası bunca başarıyı gösteren hocadan daha çok okuyup yazdıklarını!

Ezcümle kendilerini böyle sandıklarını biliyorum!

Bu tahirler neler neler biliyormuş, görüyormuş baksanıza!

Yok; 17''nci dakikada 10 kişi kalan Fenerbahçe''nin üzerine gitmeyerek beraberliğe razı olmuş. Sanki 10 kişi ile maç kazanılmaz, ya da hiç kazanan olmamış!

Yok; Bakasetas kötü oynamasına rağmen ısrarla sahada tutuluyormuş. Sanki Bakasetas aynı şekilde oynadığı maçlarda skora damga vuran goller atmamış!

Yok; Abdülkadir, Visca, Bakasetas 3''lüsü bir arada oynamamalı imiş!

Sanki bir arada hiç oynamamışlar!

Demek istiyorum ki, Kadıköy''de 40 bini aşkın ateşli taraftarı ile Trabzonspor''u yenerek barış sağlamak için sahaya çıkan Fenerbahçe karşısında bir topu da direkten dönecek kadar galibiyete yaklaşmış Trabzonspor''un hocasına eleştiri yapılabilir. Ama her zaman ifade ettiğim gibi; "Teknik direktör olacak kadar değil!"

Her ne olursa olsun, Trabzonspor''un karşısında ligin sıradan bir ekibi değil, hani diyoruz ya "Bazen oyunu üzerindeki formanın bile oynadığı takımlar" statüsündeki Fenerbahçe vardı. Abdullah Avcı da bunu çok iyi biliyordu. Doğru bildiği şekilde de oynatmış ve Kadıköy''den mağlup çıkmamıştır.

*

Gelelim 17''nci dakikada yaşanan ve de sadece Fenerbahçeli olanların değil, bir devir hakemlik yapmışların bile "Kasti hareket yoktu. Kırmızı kart ağır karardı" dedikleri İrfan Can''ın, Siopis''in ayağına basmasına.

Bana göre görünen şudur: İrfan Can, Siopis''e yakın topa değil, bizim ligde çokça yapılan direkt ayağa müdahaleyi kafasına koyarak hamlede bulundu. Siopis''in daha garantili olması için yere yatarak yaptığı müdahale de İrfan Can''ın bu oyuncunun ayağına çok tehlikeli bir şekilde basmasına neden oldu.

Yani İrfan Can''ın kafaya koyduğu ayağa kasti müdahale ayakta uygulama alanı buldu. Bunun cezasının kırmızı karttan başka bir şey olsa idi, asıl tartışma o zaman, hem de bundan sonraki maçlarda vukua gelebilecek kadar kötü örnek teşkil etmesi olacaktır.

Sonuç itibarıyla İrfan Can''ın müdahaleye giderken niyeti iyi değildi. Kötü niyeti de gelip kendisini buldu.

*

Hakem Zorbay Küçük, böylesi bir maçı bana göre kazasız-belasız, sonucu etki eylemeden idare etmeyi başarmıştır. Ama yine de hani derler ya; "Ne İsa''ya, ne Musa''ya yaranamamıştır."

Yaranması da gerekmiyor. Çünkü bizim gibi O''nun da tek düşüncesinin, İsa''ya, Musa''ya değil, Hz. Muhammed''e yaranmak olduğuna inanıyorum.

Hakeme lâf eyleyenlerin bunu akıllarına getirmeleri olması gerekendir.

Yazarın Diğer Yazıları