Astsubaylar eylem eşiğinde...
Başkentin fırtınalı gündemi yüzünden araya sıkışan, fazlaca üstünde durmaya fırsat bulamadığımız bir olay yaşadık; 10-12 Şubat tarihlerinde Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’nda düzenlenen “Kıdemli Astsubaylar Semineri” ... Uzun süredir özlük haklarındaki kayıplar yüzünden dertli olan astsubayların tepkilerini karargahta alışık olunmayan bir biçimde dile getirilmesi sebebiyle Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının sinirlenip konuşma yapmaktan vazgeçtikleri yönünde haberler medyaya düşmüştü. İddia içerikli bu haberler de Genelkurmay Başkanlığınca yalanlanmıştı.
Karargahtan dün yeni bir açıklama yapılarak seminere açıklık getirilmek istendi. Seminer programında “komutanların konuşmasına” bir bölüm ayrılmadığı görüldü. Kapanış konuşmasının Genelkurmay 2’nci Başkanı tarafından yapıldığına da dikkat çekildi. “Rutin” seminerin “bilgi güncellemesi” kapsamında olduğuna işaret edildi. Asker mantığı içinde Genelkurmay açıklaması gayet doğal. Fakat saklanamayacak bir gerçek de astsubayların uzun süredir özlük hakları ile ilgili çok haklı talepleri. Bunlar çeşitli platformlarda defalarca dile getirildi. Astsubayların maddi ve sosyal hakları ile ilgili talepler Genelkurmay Başkanı Necdet Özel tarafından bizzat Başbakan Recep Erdoğan’a iletildi. Erdoğan “yerine getireceğim” sözü verdikten sonra başdanışmanı Yalçın Akdoğan Genelkurmay’daki ilgiliyle görüşüp ondan “yapılması gerekenler” listesini aldı. Sonrası bildiğiniz AKP numaraları şeklinde cereyan etti. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneğinin (TEMAD) yeni yönetiminin yaklaşık 2 senedir istediği randevuya Başbakan Erdoğan’dan olumlu yanıt almadığını da bir kenara not edelim.
Sıkıntılı seminerde ise bazı astsubaylar “bizim haklarımızı Genelkurmay Başkanlığı vermiyor” düşüncesini seslice dile getirince bilgilendirme toplantısının yörüngesi şaştı. Karargahtaki hakim düşünce tepkinin “AKP provokasyonu” olduğu yönünde. Karargahtaki kaynaklar, Genelkurmay 2’nci Başkanı Yaşar Güler’in kapanış konuşmasında astsubaylara şöyle seslendiğini belirtiyor;
“Ben sizi evlatlarım olarak görüyor ve seviyorum. Bu sorunun çözülmesini en az sizin kadar istiyorum. Çözülmesi için de elimden ne gelirse yapacağım.”
Seminer gündeminde “sosyal medya kullanımı” maddesi ayrıca dikkatimi çekmişti. Uzun süredir muvazzaf ve emekli astsubaylar talep ettikleri haklarına kavuşmak için sosyal medya üzerinden çeşitli önerilerde tartışıyorlar. Bu tartışmalarda önemli bir noktaya gelinecek. TEMAD dün toplanarak ilk eylem olarak ölüm orucu kararı aldı. TEMAD yönetimi eylemin zaman ve yerini daha sonra açıklayacak. Diğer seçenekler arasında; “Büyük yürüyüş”, “seçimlerde pilot iller seçilerek blok halde (hangisi en güçlü ise) CHP, MHP, DSP, DP adaylarının desteklenmesi” var.
TSK’nın belkemiği olan astsubaylara, AKP’nin el altından gönderdiği “Söz. Nisan’da hallederiz” tezgahıyla 30 Mart seçimlerine yönelik sinsi planının ters yüz edileceği düşüncesindeyim.
Reyhanlı’da yeni iddia
Hangi gündem maddesine el atsanız pis kokular yükseliyor.
Reyhanlı patlaması ile ilgili duruşmada, saldırının bir numaralı sanığı olduğu ileri sürülen Nasır Eskiocak’ın polis ifadesinden kamuoyuna şu haber yansımıştı;
“Yusuf Nazik beni Suriye’de Hacı adlı kişi ile tanıştırdı. Patlayıcıları bu kişi temin etti. Eylem için 30 bin ABD doları verdi. Saldırıdan 2 ay kadar önce Yusuf Nazik ile birlikte Ankara’ya giderek Kocatepe Camisi’nin, buradan da aynı gün Konya’ya geçerek yüksek bir binanın fotoğrafını çektik. Yusuf Nazik buralara bomba yüklü araçlar konulacağını söyledi. Ancak daha sonra buralardan vazgeçilerek Reyhanlı’da karar kılındığını söyledi. Eylemin kimin adına, niye yapıldığını bilmiyorum. Ben para için yaptım.”
Dehşet verici bu ifadenin ardından konuyla ilgili gelişmeleri takip ederken duyduklarımı sözüne ve bilgisine çok güvendiğim bir milletvekili söylemese, asla ve asla bu sütunlara taşımam. Adı bende saklı olan bu milletvekilinin anlattıklarını büyük haber niteliği taşıdığı için çok özetle aktarıyorum;
“Reyhanlı olayı büyük bir karmaşa. Bir skandal çıkacak altından. Bu Türkiye’yi derinden sarsacak. Bu paranın kimden alındığını mahkeme bilmiyor. Aslında bu paranın kimden alındığı bize kadar ulaştı ancak ispatlayamıyoruz. AKP’ye yakın isimler işin altından çıkıyor. Olayı bir hukukçu grubu yakından araştırıyor. Bir belge elde edebileceklerini söylediler. Paranın AKP’ye yakın isimler tarafından bu kişiye kanalize edildiği iddiaları. Bu Türkiye’yi uluslararası alanda çok zor duruma sokacak bir iddia. Reyhanlı saldırısının temelindeki para iddiaları Başbakan Erdoğan’a, MİT’e kadar uzanıyor. Ortada para karşılığında kullanılan bir adam var.”