Asrın dehası...
O artık Ankara - Maltepe’de tek göz odalı büroda dergi editörü değil. Cenab-ı Allah “verdikçe verdi”ği için İstanbul Boğazı’nda gecekondu villa sahibi oluverdi. Köfteci yerine sosyetenin ünlü klüplerinin müdavimi oldu. Arap ülkelerinde üç-otuz paraya danışmanlık görevleri de çok gerilerde kaldı. Çoğunu hatırlamak bile istemiyor. Ama ille de Londra’lı günler gözdesi. Bir taraftan bulunduğu mevkilere dişi-tırnağı ile kazıyarak geldiğini ihsas etmek için anlatır İngiltere eğitimini. Diğer taraftan patronların fasılında hanendelik yaparken devletin bir numarası ile ilgili hukukunun “kanka” boyutunda olduğunu belirtmek için açar muhabbeti. Kendilerine karşılıksız burs veren kraliyet vakfının ne kadar seçici er olduğundan dem vurarak Türkiye’de bu burslardan faydalanabilen on kişiden birinin kendisi, diğerinin de Abdullah Gül olduğunun altını çizer. Anası Kadir gecesinde doğuranlardandır. Yıllardır çift kimlikle yazıp çift maaş alabilen şanslılardandır. Ama Cumhurbaşkanı’nın kankası olduğu, Başbakan Erdoğan’a arada bir çakabilme cesaretini sergilediği için çift maaş da kesmez olmuştur. Başta vatandaşın elektrik faturalarından kesilen para ile devletin TRT’sinden, sonra da Deniz Feneri ile ilişkili mahkeme tarafından tescillenen Kanal 7’de bordrosu vardır. Yetmez Kanal 24, Bugün, ATV, STV gibi yandaş ekranlardan telif ücreti düşer kısmetine. Talihi başta olmak üzere herkes kendisine Koru dediği için olsa gerek, hep korunmakta öncelikli personel listesinin başında yer alır. Maşallahı var, bilmediği yoktur. Orta Doğu uzmanıdır mesela... Suriye’de kimin hesabına çalıştığını söylemese de Arapçası fena değildir. Mısır, Filistin, İngiliz ve İsrailli gazetecilerle sıkı fıkı olmanın avantajı ile delik olan kulağına üflenenleri iyi pazarlar. Dışişlerinde üzerine yoktur o’nun. Duyan gören Ahmet Davutoğlu’nun hocası zanneder. Ki rivayete göre Davutoğlu ile kendisi arasında kırmızı hatlı telefonun bulunduğu şehir efsanesine dönüşmüştür. Hukukçudur Fehmi... Hem de allâme-i cihanıdır hukukçuların... Anayasa hukuku dişinin kovuğuna sığmaz, uluslar arası hukuk kürdanı, ceza ve medeni hukuku su niyetine içer. Küresel anlamda terör uzmanıdır. Dünyanın öbür ucundaki örgütlerin bağırsağındaki düğümü çözer. El-Kaide, Taliban, Müslüman Kardeşler, Hizbullah, Hizbul-Tahrir ve adını sanını duymadığımız her örgütü mercek altında bulundurur. Özel sohbetlerinde akademik kariyer yapamadığından içinde ukde kaldığını söylemiştir. Ama Ergenekon konusundaki laboratuvar araştırmaları dillere destandır. Bir süre Başbakanlık Danışmanı sıfatı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde makam odası olduğuna dair ciddi iddialar vardı. Ümraniye, Balyoz gibi davalarda gelecek dalgaların habercisidir aynı zamanda. Daha kazılar yapılmadan yeni delillerin bulunma ihtimallerini taşır çift köşesinin birine...
Askeri uzmandır aynı zamanda... Üç meydan savaş kazanmış mareşaller O’nun emir eri bile olamaz. Generallerin sicil amiri kesilmiştir son dönem. Kimlerin emekli edilip, kimlerin terfi edileceğini şûra üyelerinden çok o bilir. Bir koltukta onlarca karpuz taşıdığı gibi her parmağında ayrı bir marifet vardır. İstihbaratçıdır süper cinsinden... Askerin istihbaratının mantarladığı teşhisini ilk koyan zattır. MİT’te emniyet istihbaratı da kesmez o’nu... Kankası Abdullah Gül’ün istihbaratını köşesine taşıyıp ballandıra ballandıra yazmış. Baksanıza 13 Temmuz’da Gül ile konuşmuş, endişeliymiş Çankaya. 15’inde olay patlamış. PKK’nın saldırma ihtimalini Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’e tam da söyleyecekken...
Cevher bu ya... Gözünden bir şey kaçmaz. Islak imza iddialarıyla tutuklu olan Albay Dursun Çiçek’in bir kamu bankasının şube müdürü olan eşi Gülşen Çiçek’in İstanbul yerine 1428 km uzaktaki Ardahan’a tayininin çıkarıldığını da duymuştur. Yarın, öbür gün strateji dehası beyimiz bu tayinin uluslar arası boyutu, hukuki gerekçeleri, terörle mücadele planı, istihbarat projesine dair ufkumuzu açacak, bizi bilgi bombardımanına tutacak makale yazarak tarihe not düşecektir. Dört gözle bekliyoruz, aman gecikmesin...