Askerine düşmanlık yapan; Düşmanına askerlik yapar
Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu''na 28 Şubat davasında ömür boyu hapse mahkûm olan generallerin hukuki durumlarını ve yargı kararlarını sordum.
Eminağaoğlu dedi ki;
"Vural Avar''ın ve generallerin Anayasal görevini yerine getirmesi maalesef suç sayıldı.
Ortada bir suç ve suçlu yokken, ömür boyu hapis cezasına mahkûm edilip cezaevine konuldular.
Bu da yetmedi, adeta fiilen gün be gün idam edilircesine cezaevinde ölüme terk edildiler.
Ve sonuçta cezaevinde ölüm de gerçekleşti, 85 yaşında ve hastalıkları nedeniyle tahliyesi gereken emekli Korgeneral Vural Akar vefat etti.
Olay irdelendiğinde, çok şey ortaya çıkıyor..."
-Sordum: Neler çıktı ortaya?
Eminağaoğlu: "Öncelikle hastalıkları olan diğer komutanlar da aynı şekilde ölüme terk edildiler ki cezaevinde ölümleri bekleniyor. Konu görmezden gelinecek bir konu değil."
-Sordum: Yaşam hakları ortada iken Anayasa Mahkemesi (AYM) 500 gündür neden dosyaları incelenmiyor?
Eminağaoğlu: "AYM dosyayı bekleterek büyük bir adaletsizliğe yol açtı. Karar verse, eğer hukuku uyguluyorum derse kuşkusuz infaz sona erecek. Geç gelen adalet, adalet değildir.
Yarın Vural Avar hakkında verecekleri karar ne işe yarayacak?
Kendi sorumluluğu olmasın diye bu hukuksuzluğu görmezden mi gelecek...
AYM böyle yaparak dosyanın aynı zamanda İnsan Hakları Mahkemesi''ne gitmesini de uzatıyor."
-Sordum; Hastaların tahliyesi Cumhurbaşkanının inisiyatifinde mi?
Eminağaoğlu: "5275 sayılı Ceza İnfaz Yasasının 16''ncı maddesine göre, cezanın infazının, mahkûmun hayatına kesin tehlike oluşturduğu durumlarda ya Adli Tıp Kurumu raporu ya da Adalet Bakanlığı''nca uygun görülecek tam teşekküllü bir hastanenin sağlık kurulunca verilecek rapor üzerine cezanın infazının savcılık kararı ile ertelenmesi gerekiyor.
Böyle bir rapor karşısında savcılığın takdir hakkı yok."
-Sordum; AYM dosyaları bekletiyor, insanlar ölüyor ve sağlık raporu tartışılıyor. Bu nasıl hukuksuzluk?
Eminağaoğlu: "Kaçar halleri yok, yasa ve anayasa ayaklarına dolandı. Anayasanın 104''üncü maddesine göre cumhurbaşkanının sürekli hastalık, sakatlık, kocama halinde cezaları azaltma veya kaldırma yetki ve görevi var. Altını çizelim, bu yetki olmanın yanında aynı zamanda anayasal bir görev.
Tarafsızlık yemini eden Cumhurbaşkanı, bir tıbbi rapor düzenlenmesi durumunda bu yetkisini kullanmaktan ve görevini yapmaktan geri durmamalı.
Sağlık kurulu önemli tıbbi tespitten kaçamadı.
Anayasanın 104''üncü maddesi kapsamında tıbben, "kocama hali" bulunduğunu resmî raporun karar bölümünün 5''inci fıkrasında açıkça vurguladı.
Tahliye gereken bu tıbbi durum neden uygulanmadı?
Hatırlayalım; Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erbakan hakkında Anayasanın bu maddesini işletmişti."
-Sordum: Sağlık raporu nasıl uygulanmalıydı?
Eminağaoğlu: "Sincan Cezaevi''nde ölüm gerçekleştiğine göre, cezayı infaz eden savcılık dosyayı Adalet Bakanlığı''na gönderdi mi? Savcıların göndermeme hakları yok. Göndermedi ise her durumda ilgili savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu''nun soruşturma açması şart."
-Sordum: Ya Adalet Bakanlığı''na gönderildi ise?..
Eminağaoğlu: "Adalet Bakanlığı''nın konuyu Cumhurbaşkanı''na iletmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı''na iletmeme konusunda takdir hakları yok. Bekir Bozdağ''ın bu hesabı vermesi gerekiyor..."
-Sordum: Ya Cumhurbaşkanı''na gönderildi ise?..
Eminağaoğlu: "Erdoğan''ın Anayasa 104''üncü madde kapsamında yerine getirmesi gereken bu görevini neden yerine getirmediğini açıklaması gerekmez mi?"
Değerli okurlarım,
İster Cumhurbaşkanlığı ister Adalet Bakanlığı ister Hâkimler ve Savcılar Kurulu emekli Korgeneral Vural Avar''ın ölümündeki ihmalleri araştırmaya başlamadığına göre;
-Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için muhalefet partilerini göreve davet ediyorum.
28 Şubat davasında "Cebir ve Şiddet" yokken, FETÖ''cü savcı, hâkim ve sahte CD''lerle, yalancı tanıklarla "müebbet hapisler" verilmesi;
-Türk ordusundan intikam almaktır…
Unutulmasın ki;
-Askerine düşmanlık yapan; Düşmanına askerlik yapar.
Değerli okurlarım,
Sivas Madımak otellinde 2 Temmuz 1993''te yaşanan acı olaylar sonrasında merhum Mehmet Ali Birand''ın "Çapraz Ateş" programında merhum Aziz Nesin''in söylediği şu sözler hâlâ paylaşım rekorları kırıyor;
-"Seçim yolu ile iktidarı ele geçirecekler, orduyu ele geçirecekler.
Eroin gibi gericiliği vere vere halk daha fazla gericilik istiyor.
''Demokrasi de halkın isteği'' diye yerine getiriyorlar.
İmam Hatip Okullarından başladı. Bu okullardan çıkanlar devletin içine girdi. Devletin yüzde 50''sinden fazlası bunların elinde.
Yargıç bunlardan oldu, avukat bunlardan oldu, hekim bunlardan oldu, mühendis bunlardan oldu, belediye başkanları bunlardan oldu şimdi onlar karşımızda.
Bu böyle kalmayacak. Bu yolla iktidara gelemezlerse orduya girmek, bütün askerî okullara her sene 500, 1000, 2000 kişi alınıyor. Şimdi imam hatiplerden çıkanları Harbiye''ye sokmak istiyorlar.
Yarın çok büyük felaket gelecektir bu Türkiye''nin başına.
Uyanması gerekir, aydınların uyanması gerekir çok kötüye gidiyor Türkiye, bu kadar açık konuşuyorum."
Dünkü yazımı hatırladınız değil mi?
-Aziz Nesin haklı çıktı.