Asgari ücreti lütfetmek
Bankacı Seçil Erzan olayından sonra Türkiye’nin 2. gündem maddesi milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor.
Tabii ki asgari ücret.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan sayıda yani ülkede çalışanların yaklaşık yüzde 40’ı asgari ücret alıyor.
Asgari yani en az ücret alıyor.
Asgari ücret, Türkiye’de AKP sayesinde artık normal ücret haline geldi.
AKP, 23 yılda taşeron ve asgari ücreti bu topluma lütuf olarak kabul ettirdi.
Artık kimse itiraz etmiyor taşeron neden var diye…
Kimse bağırmıyor emeğimin karşılığı asgari ücret mi diye?
Asgari ücreti de hükûmet bir lütuf olarak yükseltiyor.
Şimdi lütfedip bir kez daha arttıracak.
Hükûmet yüzde 62 enflasyonun olduğu ülkede yılda 1 kez asgari ücreti arttırırız diyor. Onu da yaparken işvereni de düşünürüz.
Sendika itiraz ediyor 14 bin liradan pazarlığa başlarız.
Yukardan aşağı değil de sendika ilginç bir şekilde aşağıdan yukarıya gideceğini söylüyor.
Az çok şekillendi 14 bin lira ve civarı. Sendika çalışanları psikolojik olarak hazırlıyor.
Bu yılın başında 450 dolar olan asgari ücret bugün itibarıyla 390 dolara düşmüş sendika halen 14 bin liradan bahsediyor.
Yerel seçim sonrası dolarda ciddi bir hareket bekleniyor. İşçinin emeği dolar bazında 300 dolar seviyesine gelebilir.
Alın size bedava iş gücü.
İşveren de kazansın yabancı da.
Kendi ülkende amele muamelesi görmek bu olsa gerek.
Burada amaç iş gücünü ucuzlatıp Türkiye’ye yabancı sermaye çekmek. Çünkü artık 400 dolara Çin’de bile amele bulamazsınız. Afrika ülkelerinde var onlar da Türkiye’deki gibi kaliteli ve vasıflı var.
Akıllı ve imkânı olan kaçıp Avrupa ülkelerinde daha fazla ücretle amele oluyor. Türkiye’de kalan ise sormuyor “ben neden asgari ücret alıyorum” diye…
Devlet öyle uygun görüyor!
O halde yarı aç yarı tok yaşamaya devam.
Bu arada TÜRK-İŞ masadan kalkabilir miş!
İyi de hiç o masaya oturdu mu ki(?)