Artık kimse bizi sevmiyor
Biliyorum, günlük, gelip geçici heyecan içinde, gene ileride sizleri veya çocuklarınızı etkilemesi kesin, dünya olaylarını izlemiyorsunuz. Şimdilerde, yılbaşını nasıl geçireceğiniz, hindi ve kimin evinde toplanılacağı gibi bilimsel bir konularla meşgulsünüz. Ama ben, düşüncelerinize çomak sokayım, sizlere buradan bazı haberler vereyim. New York’ta, iki polisin vurulması olayı, Amerikan kamuoyunda, dikkatleri misilleme mi yapılıyor noktasına çekti. Hatırlarsanız son günlerde, çeşitli eyaletlerde, polis tarafından, bazı gençler vurularak öldürülmüştü. Olay, Amerikan toplumunda, gösterilerle protesto edilirken, bu kadar fanatik ve şiddete dayalı bir karşılık verileceği, akla gelmemişti.
Sevgili okurlarım, uluslararası konularda büyük virajlar alınıyor yıl sonuna doğru. Mesela ABD, asırlardır küs, gergin olduğu ülkelerle, arayı düzeltmeye çalışıyor. Obama, Küba ile 50 yıllık küslüğü sona erdiriyor. Ayrıca, İran ile Washington arasındaki buzlar da eridi. Bu konuda da gelişme var. Mesela Çin, müttefiki Kuzey Kore, bu kez ortak düşman(ABD) için Rusya ile sırt sırta verdi. ABD, Çin’den, Kuzey Kore’ye karşı destek istedi. Hey Allah’ım bir zamanlar birbirlerinin gözünü oyarlardı.
Öte yandan, Amerika iç politikasında, en ilginç gelişme, Bush hanedanının son prensi, Florida Valisi Jeb Bush, Cumhuriyetçi Parti’den başkan adayı olmak için yarışa giriyor. Kendisinin Katolik, karısının İspanyol asıllı olmasının avantaj sağlayacağını sanıyor. Bu konuda kampanya için para toplamaya başladı bile. Oysa Amerikan halkı, Bush ailesinin, Irak savaşları ile ekonomik açıdan, ülkeyi nasıl çökerttiğini, evlerini nasıl kaybettiklerini gayet iyi biliyor. Bence, adayı Bush olan bir partinin, başkanlık yarışında, hiç şansı yok gibi.
2014 yılı sonlarında, Batı ve uygarlık, ne yazık ki İslam dünyası ile arasına, duvar örmeye hazırlanıyor. Bunda, tamamen Batılıları suçlamak yanlış. Kafa kesen, adam ve çocuk kaçıran, ırza geçen, kadınları köle pazarlarında satan, birbirine mal gibi devreden ve de tüm bunları, din adına yaptığını söyleyen kişi ve gruplar, gerçekte bu dine inanan kişilere zarar veriyor. Şimdi Avrupalılar, topraklarından, bu kafadaki kişileri çıkarmak için harekete geçti. Tabii bu arada, kurunun yanında yaş da yanacak, masum milyonlarca Müslüman, yerleştikleri yeni topraklarda, huzursuz olacak, düşman olarak bakılacak.
Türkiye’de ise işler yolunda. Artık inkâr edilemeyecek boyutta, hükümet, terör örgütü ile yalnız pazarlıkta değil, ricacı bile olmuş. Güneydoğu’da, asayiş için, terör örgütünden ricacı olmuşlar. Bu da, bu bölgelerden, artık devletin çekildiği veya çekileceği anlamına geliyor. Sistem federasyona dönüyor. AKP’liler saklıyor ama karşılarına alıp pazarlık ettikleri kişiler saklamıyor. Evet, federasyonu görüşüyoruz diyorlar. Yalnız Suriye’de, anlamaları lazım ki kurulacak yeni devletin stratejik sınırları için, çoğunluk olmayan yerler de işgal edilebilir. Kuzey Suriye gibi. Akdeniz’e ulaşmak gibi.
Özetle gündemdeki konulara değinirsek; İktidar, artık ahlak konusundaki söylemini de kaybetmiştir. Sesini çıkarabilmesi için, içine işleyen bu konuyla suçlanan kişileri yargılaması gerek. Hoş, Yüce Divan’a gitse de, gitmese de, bu kişileri adil yargılamak söz konusu olamaz. Hem komisyonda, hem de Meclis genel kurulunda, çoğunluk, AKP’de değil mi? Ancak bağımsız bir kurul veya komisyonda, bu kişiler yargılanıp, aklanmadıkça, gerçekten de bu işten aklanmış olarak çıkması söz konusu değil.
Bu arada, Türkiye’de silahlı kuvvetlere kumpas kurulurken sessiz kalan, emekli veya görevdeki komutanların da, en az kurumlarına çamur atanlar kadar suçlu olduklarına inanıyorum. Bence Aytaç Yalman, açıklamaları ile ne kurumunu, ne kendini, ne de eski çalışma arkadaşlarını, düze ve temize çıkarmıştır. Astlarının, bir tertip içinde olduğunu bilmeyen komutan da bence, en az o tertip içinde olanlar kadar suçludur. Kendi ekibinin ne yaptığını bilmemek, bence mazeret değil.
Neyse, her ne kadar, güncel konular, sakız gibi aynıysa da aynı olmayan, ekonomi ufkunda toplanan, kara bulutlara dikkat. Türkiye’nin, gelecek yıl, nasıl 225 milyar dolar borç ödeyeceğini ise gerçekten merak ediyorum. Bu arada hükümet, yüzde 10’ların üzerinde seyreden enflasyona karşılık emeklilere verdiği sadaka gibi o minnacık zamla, sempati toplayamaz. Hele saraylar yaparken, kemer sıkma programları açıklamak, günün fıkrası.