Artık başımızı sokacak bir ev alamayacağız

Beş yıl öncesine kadar Türkiye’de konut açığı vardı. Şimdi ise yapılan yeni konutların yüzde 20’si, satılamayarak stokta birikiyor. O kadar ki 2012 yılı sonunda satılmayan ve stokta biriken konut sayısı bir milyon olarak tahmin ediliyor.
Türkiye’de ailesinden konutu olmayanlar, önce nasıl konut alırım projesi yapıyor. Biz de “başımı sokacak bir evim olsun’’sözü geleneksel bir sözdür. Toplumsal refah algısında konut sahibi olmak önemlidir.
Bir zamanlar Tansu Çiller, herkese iki anahtar... Bir ev, bir araba diye propaganda yaptı. Ancak çözüm vermediği için inandırıcı olmadı. Türkiye’de evsiz kimse kalmayacak diyebilen ve bunu mantıklı, olabilirliği yüksek projelerle ortaya koyacak bir siyasi partinin oy potansiyeli yüksek olur. Türkiye’de 15 milyon 70 bin hane halkı var. Ev sahibi hane halkı sayısı 10 milyon 291 bindir. Kiracı hane halkı sayısı ise 3 milyon 604 bindir. Kira vermeden ailesinin veya yakınlarının evinde oturanlar ile lojmanda oturan hane halkı sayısı ise bir milyon 166 bindir. Hane başına ortalama 5 kişi düşüyor. Bu şartlarda evi olan hane halkı kişi sayısı, 51 milyon evsiz olan hane halkı sayısı ise 24 milyondur. Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi, Türkiye’de evi olanların toplam hane halkı sayısı içindeki oranı yüzde 68.3 ve İstanbul’da ise daha düşük yüzde 57.9’dur.


Ev sahibi ve kiracı olan hane halkının oranı %


Türkiye % İstanbul %
Ev sahibi 68.3 7.9
Kiracı 23.9 35.0
Lojmanda oturan 2.1 1.1
Ev sahibi değil ama kira ödeyen 4.8 5.2
Diğer 0.8 0.8
Toplam 100.0 100.0

Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da ev sahibi olmak artık zora girdi. İstanbul’daki arsa ve konut fiyatlarına bakarsak, bu sene 2013 öncesi yapılan konutlar satılır ve fakat önümüzdeki yıllardan sonra konut alanlar yüzde 18 KDV ödeyeceği için zor satılır. Ruhsatı önceden alınmış konutlarda da muhtemelen fiyatlar artacaktır. Yani artan vergi oranları varmış gibi yansıtılacak ve stok konut firmalarının kârlılığı artacaktır. Hükümet bir karar alırken, işin sonunun nereye varacağını da hesaplaması gerekir.
Öte yandan bankalar konut kredisi verirken gizli faiz alıyorlar. Söz gelimi bir banka ilanında, indirimli mortgage kredisi faiz oranını aylık yüzde 7.9 olarak ilan etmiş. 60.000 liralık 5 yıllık kredi için faiz tutarını 15.771 olarak hesap ediyor. Ancak ayrıca 3.200 TL de diğer masraflar adı altında peşin para alıyor. Bu şartlarda kredi alanın eline 57.800 lira geçmiş oluyor. Aylık faiz oranı da fiilen yüzde 8.4 oluyor. Yıllık faiz oranı da 10.6 oluyor.
Aslında faiz denilince yıllık anlaşılır... Dünyanın hiçbir yerinde aylık faiz yoktur. Aylık faizi tefeciler alır. Aylık faiz ilan eden bir bankacılık sistemi ülke ekonomisine zarar veriyor. Çünkü aylık faiz geleceğin ve hatta bir sonraki ayın belirsiz olduğunu gösteriyor. Bu şartlarda ekonominin kırılgan olduğu bizzat bankalar tarafından tescil edilmiş oluyor. Ne var ki bunu bugüne kadar hiçbir hükümet önleyemedi . Benim milletvekilliğim sırasında 2008 ve 2010 yıllarında faizlerin yıllık olması, aylık faiz ilan edilmesinin önlenmesi için verdiğim kanun teklifleri AKP iktidarı tarafından reddedildi.
Öte yandan TOKİ’nin asli görevi toplu konut yaparak halka ucuz konut sağlamaktır. Ne yazık ki en lüks konutları TOKİ yapıyor. İmar imkanları ve arsa imkanları olduğu için de özel sektöre karşı haksız rekabet yaratıyor.

Yazarın Diğer Yazıları