Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Ankara Kent Konseyi Kongresi...

Ülkenin yönetiminin şeffaf, denetlenebilir, katılımcı olabilmesi için yasalarımıza çok önemli maddeler eklenmiştir. Sadece maaşlı memurlar tarafından değil, vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının gönüllülük esasına dayanan denetim, katılım ve önerilerinin de göz önüne alınacağı kurumlarımız var. Lakin işlevleri tartışılıyor. Siyasal dogmalar, partizanlık ve ötekileştirme operasyonları yüzünden iyi niyetle hazırlanmış bu yasaların uygulamaya konmasına son 20 yıldır çok az rastlıyoruz. Kağıt üzerinde olmasına rağmen icraatlarını göremediğimiz "Kent Konseyi" Belediyeler Kanununun 76''ncı maddesine göre kurulup, Belediye Başkanının çağrısı ile, görev yapan sivil bir oluşumdur. Nüfusu 50 bin ve üzerinde olan ilçe ve illerde kanunen kurulması gereken kent konseyleri, belediyeye yaptıkları çalışmalarla önerilerde bulunur. O kentin tarihi, ekonomik, sosyolojik, psikolojik yapısının korunup, gelişmesi için sivil toplum kuruluşları ile raporlar hazırlayarak, yatırım bütçelerine önerilerde bulunurlar. Kent Konseyi başkanı ve üyeleri maaş almazlar, gönüllülük esastır. Konseyin çalışmalarını gerçekleştirmek için, çalışma ortamı sağlamak için gerekirse belediye sembolik bütçe ayırabilir. Kent Konseyine her kurum, kuruluş, tüzel kişilik ve şahıslar üye olabilir. Ticaret Odasından, meslek odaları, dernek, vakıflar, kulüpler, okullar kısacası yaşadığı kentin sağlıklı, huzurlu yönetimine katkı sağlamayı vatandaşlık görevi sayan insanlarımız gönüllü olarak katılabilir. Ancak yasa ile kurulması zorunlu olan "Kent Konseyi" gerçeğinden canım memleketimin insanlarının ne kadarının haberdar olduğu tartışılır. Bu satırların yazarına ulaşan araştırma raporunda Kent Konseyi''nden haberdar olmayanların oranı ne yazık ki yüzde 70''in üzerinde. Güzel ülkemizin 50 binin üzerindeki il ve ilçelerinin kahir çoğunluğunda üye sayıları iki elin parmağını geçmiyor.

***

"Metal yorgunluğu" yüzünden görevden alınan, istifaya zorlanan Belediye Başkanları, Kent Konseylerinin etkin rol almasını istemedikleri gibi, katılım ve üyeliklerin önüne adeta duvar örmüşlerdir. Birkaç istisna dışında konseylerin kongrelerine belediye başkanları katılmamıştır bile... AKP Belediyelerinde konseye yandaş vakıf, dernekler dahil edilmiş. Çoğuna söz bile verilmemiştir.

2019 yerel seçimlerinde Millet İttifakı Belediyelerinin Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 65''ini yönetmeye başlaması ile "Kent Konseyi" gerçeğini öğrenen vatandaşlarımız, meslek kuruluşları, odalar, dernekler "sosyal belediyecilik" anlayışının hayata geçirilmesi için adeta seferber oldular. Bu konuda liderliği ilklerin, ilkelerin belediyesi hüviyetini taşıyan Mansur Yavaş Başkanlığındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi yüklendi. İ. Melih Gökçek döneminde bol miktarda paranın aktarıldığı, belediye personelinin istihdam edildiği, gönüllü kuruluşların uzak tutulduğu Kent Konseyi, "şeffaf belediyecilik" anlayışının en önemli etkeni olarak görülerek kongreye gidilerek, yürütme kurulu ve başkanı değiştirilerek ATO Başkan Vekili Halil İbrahim Yılmaz''ı seçti. Ankara''yı "parsel-parsel satan Gökçek"in en güçlü olduğu dönemde oğlunu ATO Başkanı yapma girişimine neredeyse tek başına engel olan H .İ. Yılmaz''ı daha önce yazmıştım. Cumartesi günü Türkiye''de bir ilk yine Ankara''da yaşandı. Kent Konseyi kongresinde 1247 delege oy kullandı. Sadece 8 karşı oy vardı. Başkentte 3 binden fazla gönüllü üye. 3 ayrı meclisi var. 29 farklı çalışma grubu yaklaşık 2 yıldır 550 toplantı gerçekleştirdi. 1400''den fazla etkinliğe imza attı. 1500 birleşen tüzel kişilik üyesi var. Türkiye''nin iktidarına talip olan siyasi partiler bile böylesi geniş katılımlı kongreyi salgın koşullarında gerçekleştiremedi. İzlerken bir taraftan gıpta ettim. Öte yandan vakit ayırıp faydalı olamadığım için üzüldüm. Belediye ile hiç bir resmî bağı olmadığı halde, belediyenin en çok çalışan, fikir ve proje üreten birimi haline gelen Ankara Kent Konseyini yürekten kutluyorum. Ve yurdumun tüm belediyelerine örnek olmasını diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları