Andolsun AKP'den hesap soracağız
"17 yılın sonunda devletin ve milletin kefen parasını dahi harcayan, millete para yerine IBAN numarası vererek el avuç açan devlet haline düşüren, devleti milletin zekât parasına muhtaç hale getiren AKP'den de Erdoğan'dan da andolsun hesap soracağız…"
İYİ Parti sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu'nun bu sözlerini FOX TV çalar saat programında dinledim ve yayın sonrası görüştüm.
AKP ve Erdoğan'ın uyguladığı saray politikalarının, zengini daha zengin, fakiri daha da fakir hale getirdiğini vurgulayan Ağıralioğlu, "Millet virüs salgını nedeniyle 3 kuruş kazanamaz iken ona yardım edeceğine milletten yardım dilenen bir zihniyet var. Milletin bu iktidardan beklentisi kalmadı. Uzatmaları oynayan bu iktidar gidecek ve millete de hesap verecektir" dedi.
Değerli okurlarım,
Korona virüs salgını günlerinde beklerdim ki siyasi çıkarlar ikinci planda kalsın, milletin sağlıklı yaşamının sağlanması için tüm siyasi partiler cumhurbaşkanlığı önderliğinde güç birliği yapsın.
Ancak ne yazık ki, ne acı ki cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu niyette değilmiş.
Görüldü ki huylu huyundan vazgeçmez.
Bağış kampanyaları düzenleyen belediyelere teşekkür edeceğine bu kampanyaları yasaklayan Erdoğan 2013 yılında "Demokratikleşme Paketi" açıklarken şöyle diyordu:
"Yardım toplamada kısıtlamaları kaldırıyoruz.
Yardım toplama konusunda, zaman zaman özgürlükler sınırlama altına alınmıştı.
Anayasa ve yasalara tamamen aykırı, insan hak ve hürriyetlerine ters bir durum oluşturulmuştu.
Şimdi, yasal olarak da bu yanlış uygulamaya son veriyor, ilgili kanunun 8'inci maddesindeki söz konusu hükmü kaldırıyoruz.
Vatandaşımız, bundan sonra yardımlarını hür iradesiyle istediği yere verebilecek"
Demek ki neymiş? Dün dündür…
Değerli okurlarım,
Vatandaş sorunlarını nasıl çözecek?
Ankara'da baba mesleği fotoğrafçılık olan Levent Özel adlı okurumun mesajı şöyle:
"Vicdan merhamet kalmamış. Çok yazık…
Küçük esnaf üç aya kalmaz patlar.
Zaten aylarca önceden ekonomik durgunluğu iliklerimize kadar hissediyorduk.
Üstüne bir de bu küresel bela geldi…
Ben kendimden örnek vereyim banka kredi borçlarımı, iki çalışanımın maaşlarını, 2 işyerimin kiralarını, elektrik, telefon, doğalgaz, internet, vergi ve SGK primlerimi nasıl ödeyeceğim? Çünkü kapalıyız…
Çıkıp "biz bize yeteriz" demesi kolay.
Bu ülkede iki milyona yakın küçük ticarethaneler olduğunu biliyoruz.
Bu piyasalara şok müdahale edilmesi gerekiyor.
Sayın Uğuroğlu lütfen sesimizi duyurun Koronadan boğulsak bundan iyi..!
"Bankalar kredileri erteleyecek" dediler biliyorsunuz.
Aradım ve başvurdum 3 ay erteleme istedim.
"Başvurunuz alındı, durumunuz incelenecek eğer uygun görülürse size dönüş yapılır" diye cevapladılar.
Ne arayan ne soran 2 gün önce şu mesajı gönderdiler:
"ACİL..! Bankalar arası sicilinize işleyecek İHTARNAME'nin durdurulması için kredinize en az 1 taksit ödeme yapılmalıdır. TEB 02166459545 B002"
Tekrar aradım biraz ileri geri laf ettiler ama 3 ay erteleme yapmadılar. Her gün yazılarınızı keyifle okuyorum. Milyonlarca esnaf ve tüccarın bilin ki bu durumda."
Değerli okurlarım,
Emekli Tuğgeneral Süleyman Yüksel'den gelen mesajı özetliyorum:
"Cumhurbaşkanı, Tekâlifi Milliye diye 10 maddelik emrini hatırlattı.
Ancak şöyle bir fark var; bu kanuna göre milletten alınan paralar geri ödendi...
Ama 3 kişinin parası ödenmedi...
Biri; İlk Diyanet İşleri Başkanı Ankara eski müftüsü Rıfat Börekçi...
Börekçi 1 kese altın vermişti. Savaştan sonra karşılığı kendisine götürüldü.
Rahmetli Börekçi dedi ki;
- Ben bu parayı kara gün için biriktirmiştim, kara gün geldi kullanıldı. Bu parayı istemiyorum" dedi.
İkincisi ise; Polatlı-Kargılı Hüseyin Ağa.
Maliye memurları kendisine 500 lira götürdüler;
Hüseyin Ağa dedi ki;
- Ne parası bu? Siz buraya gelen Yunan'ı kovdunuz, siz olmasaydınız ben burada Yunan'ın ırgatı olacaktım. Bana borcunuz yok…
Üçüncüsü ise Tarsus'ta bir atölye, askerin elbisesini dikmiş, ona da para göndermişler almamış.
O zamanın şartları ile bu günkü olguyu mukayese etmek ne kadar uygun ki?
AKP'li Belediye Başkanlarını toplayarak diğer illerin Belediye Başkanlarını dışlayıcı konuşma yaptı...
Şöyle yapsa hak verirdim;
Tüm İllerin Belediye Başkanlarını toplayıp;
- Bu bir topyekûn mücadeledir. Hükümetin yapacağı bağış dışında bölgesel/münferit kampanyalar istemiyorum. Ben halkımıza güveniyorum.
- Bağışı devlet olarak toplayıp tamamınızın ihtiyaçlarının karşılanması için nüfus oranına göre paylaştıracağım, ihtiyaçlar merkezden karşılanacak.
Böyle deseydi bir maaşımı da ben bağışlardım.
Bağışlarla neler yapılacak onu da gerçekten merak ediyoruz.