Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Anayasal sorun

Aslında sorunun kaynağı anayasanın amir hükmüne uymayı reddeden muktedir kişi ve kurumlar yoksa anayasa son derecede açık ve net!

Ortada sorun olacak, yoruma açık herhangi bir durum yok.

Bu tip bir sorunu ilk defa da yaşamıyoruz daha son seçimlerde anayasanın amir hükmü son derecede açıkken Yüksek Seçim Kurulu Recep Bey’in üçüncü bir kez daha aday olabilmesine izin verecek şekilde karar aldı.

Yüksek Seçim Kurulunun Kararları herhangi bir denetime tabi olmadığı içinde durum anayasamız açıkça aykırı olmasına rağmen Recep Bey üçünü bir kez daha aday oldu ve seçilerek üçüncü defa Cumhurbaşkanlığı görevine başladı.

Anayasamız alenen ve taammüden bir kurum tarafından çiğnenmiş oldu değil mi?

Bu gün Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan, direnen ilk derece mahkemesi ve Yargıtay’da aslında benzer bir iş yapıyor.

Türkiye’de aslında anayasa çok uzun bir zamandır iktidar tarafından ayaklar altına alınmış paspas gibi çiğneniyor, iktidar anayasayı canı istediği zaman uyup, işine gelmediği zaman uymayacağı bir belge olarak değerlendirip ona göre davranıyor ki bu hiçbir şekilde kabul edilemez, edilmemelidir.

Bir demokraside hiç kimsenin “anayasayı bir defa delmekten bir şey olmaz” deme hakkı yoktur, olmamalıdır. Anayasayı bir kere delmek bir kere delmekle kalmaz sonra yol olur! Canı çeken, gücü yeten anayasayı deler, boynu altında kalan da hukuk dışı bir düzende yaşamaya mahkûm olan da en nihayetinde halkımız olur.

Bakın hatırlatayım demokrasi demek keyfiliğe hiçbir şekilde izin verilmeyen bir kurallar ve kanunlar rejimi demektir!

Yürütme, yasama ve yargı arasında güçler ayrılığı ile denge ve denetleme mekanizmaları işte tam da bu yüzden vardır.

Demokrasi sadece seçim yapılması, seçimle gelenin canı istediği her şeyi canı istediği şekilde yapabilmesi demek değildir!

Eğer bu keyfiliğe izin verilirse en nihayetinde göstermelik seçimler ile iş başına gelen tiranların iktidar olduğu diktatörlükler oluşur ki bunların bir sürüsü bölgemizde de görülmektedir.

Demokratik ülkelerde anayasalar bir ülkedeki her kişi ve kurumu bağlar!

Bizim anayasamıza göre anayasa mahkemesi kararları bu ülkedeki her kişi ve kurumu bağlamaktadır ve bu kararlara herhangi bir kişinin karşı çıkması, direnmesi, uymaması en sonunda anayasayı zorla rafa kaldırmak anlamına gelmektedir.

Tamam, bir anayasa hükmünü ya da bir kanunu beğenmeyebilirsiniz bunu anlarım ve zaten bu demokratik bir haktır da. Fakat o zaman kanunları ve anayasa maddelerini değiştirmenin meşru yolları var, bu yollardan geçerek beğenmediğiniz kanunları ya da anayasa maddelerini değiştirmek zorundasınızdır.

Bir demokraside hiç kimsenin beğenmiyorum veyahut da işime gelmiyor diyerek anayasa ve kanunlara uymama hakkı yoktur.

Kanun ve anayasa hükümlerine uymamaya bir kere meşruiyet kazandırdığınızda ileride kimin hangi hükme uymayacağını bilemez, öngöremezsiniz ki bu ülkedeki siyasi, adli ve sosyal düzeni kökünden dinamitlemek ve darbelere zemin hazırlamak demektir.

Sonuç olarak bu gün ülkemizdeki anayasal sorun; anayasamıza göre kurulmuş kurumların anayasamıza göre seçilmiş iktidarın destek ve yönlendirmesiyle anayasayı tanımamalarıdır!

Buradan bu arkadaşları uyarmak istiyorum: Bu yapılan Anayasal düzeni eldeki kamu gücünü kullanarak meşru olmayan yollarla ortadan kaldırmaya teşebbüs olarak değerlendirilebilir ki bu suçun cezası da son derecede ağırdır.

Geçmişte darbecilerin yaptığı ve 15 Temmuz hain kalkışmasında Fettullahçı terör örgütünün yapmaya kalkıştığı işte en nihayetinde eldeki kamu gücünü kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüstü değil mi?

Bakınız hukuk ve hukuk düzeni her zaman herkese lazımdır ataların dediği gibi “eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” olmaz çünkü eşkıyanın kanunu yoktur hükmetmek ise tamamen bir kanun ve kural işidir.

Hükmünüzü kanun ve kurallara dayandırmaz, keyfiliğe kaçarsanız da o rejimin adı demokrasi olmaz.

Şimdi herkesten anayasa mahkemesinin verdiği karara uymalarını ve Can Atalay’ı derhal tahliye etmelerini bekliyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları