Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Anayasal düzene başkaldırı

Anayasal düzene başkaldırı sadece Şeyh Sait, Abdullah Öcalan ya da Fetullah Gülen gibi silah kuşanarak, askere polise mermi sıkarak olmaz, bazen de bazı askeri, dini, hukuki bürokrasi mensupları anayasal düzene başkaldırıp, anayasal suç işleyebilirler.

Bu günde tam böyle bir gün, cüppelerinin arkasına saklanan bazı yargıçlar silahla değil amma ve lakin kalemleri ile anayasal düzene başkaldırmış bulunmaktadırlar!

Malum konumuz Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay hakkında verdiği karar, ben de bu kararı takmayan ilk derece mahkemesi ve Yargıtay hâkimlerinden bahsediyorum!

Bu hâkimler bulundukları makamın gücünü istismar ederek son derecede açık ve net bir şekilde anayasal düzene başkaldırmış ve çok ciddi bir anayasal suç işlemiş bulunmaktadırlar.

Üstelik bu suçu bir defa işlemişlerdi şimdi Anayasa Mahkemesi’nin son derecede sert ve net uyarısına rağmen aynı suçu bir kere daha taammüden işlemiş bulunmaktadırlar.

Sevgili okurlarım Can Atalay’ı seversiniz sevmezsiniz, siyasi görüşlerine katılırsınız ya da katılmazsınız bu hiç mi hiç önemli değildir!

Burada önemli olan Yüksek Seçim Kurulu tarafından aday olmasında yasal bir sakınca görülmeyen, aday olup sandıkta tecelli eden Milli İrade sonucunda seçilen bir milletvekilinin Anayasa Mahkemesi’nin açık ve net kararı tanınmayarak bazı yargıçlar tarafında esaret altında tutulmasıdır!
Bugün bu yargıçların ve o yargıçları baskı altına alan siyasilerin anayasanın amir hükmünü böyle açıkça ayaklar altına alıp çiğnemesine sessiz kalınırsa emin olun yarın hiç birinizin anayasal bir güvencesi olmayacaktır!

Bugün bir milletvekilinin anayasal hakkını tanımamaya cesaret edenler yarın size ne yapar varın onu da siz düşünün!

Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararını okuma yazmayı yeni öğrenmiş bir ilkokul öğrencisinin bile rahatça anlayacağı bir dille yazmış, bir yargıcın ya da siyasinin bu kararı okuyup anlamaması hiçbir şekilde mümkün değildir.

Karar metnindeki önemli hususlar aynen şöyle:

  • Kamu gücünün eylem, işlem ve ihmallerinin Anayasa'ya uygunluğunu kesin ve bağlayıcı olarak karara bağlama yetkisi münhasıran Anayasa Mahkemesine aittir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla bir temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verdiğinde herhangi bir merciin bu kararın Anayasa'ya veya kanuna uygun olup olmadığını inceleme ve denetleme yetkisi bulunmamaktadır.
  • Anayasa ve kanunlar Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirme yükümlülüğü altında olan kamu makamlarına ve somut olayda ilk derece mahkemesine dosyayı farklı bir yargı merciine gönderme yetkisi vermediği gibi herhangi bir yargısal makamı da Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını tartışma konusunda yetkilendirmemiştir. Anayasa Mahkemesi kararının bağlayıcılığı, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenleri kapsadığı gibi ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak merciin belirlenmesini de kapsar. Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmasının reddedilmesi ve hukukun emrettiği yöntemler izlenerek ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmaması Anayasa'nın 153. maddesinin sözüyle açıkça çelişen, anayasa koyucunun iradesine aykırı bir yorum ve uygulama olmuştur.
  • Sonuç olarak ilk derece mahkemesinin yetkisi dâhilindeki bir dosyayı Yargıtay’a göndermesiyle başlayan, Yargıtay’ın da Anayasa hükümlerini göz ardı ederek verdiği bir kararla şekillenen süreç Anayasa'nın sözüne açıkça aykırılık oluşturmuş ve neticede başvurucunun bireysel başvuru hakkı, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline yol açmıştır.

Karar bu kadar açık ve net bunu okuyup anlamayanın zaten o makamlarda oturmaması gerekir, anlayıp uygulamayanın ise anayasal düzene açıkça başkaldırmaya kalktığı ortadadır!

Ha bu gücü onlara veren siyasiler ki bunların başında gelenlerden biride MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir.

Hatırlarsanız geçenlerde Bahçeli, Can Atalay kararını hatırlatarak AYM Başkanı’nı hedef almış “Bay Zühtü, ipin kimin elinde?” diye sormuştu ya asıl onlara sizin ipiniz kimin elinde ki Türkiye’yi demokrasi ve hukuk düzeninden uzaklaştırmak için böyle uğraşıyor, çılgınca işlere girişiyorsunuz sormak lazım gelmez mi?

Yazarın Diğer Yazıları