ANAYASA değil REİSYASA olsun

Ucube Tek Adam Rejimi için anayasa değişikliği asistini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis grup toplantısında özetle şu cümlesi ile yaptı:

-“Erdoğan anayasaya uymuyor. Anayasayı Erdoğan’a uyduralım…”

Recep Tayyip Erdoğan da 16 Nisan 2017 referandumu ile bu asisti gole çevirdi.

Parlamenter Rejim kaldırıldı.

Devlet Bahçeli yerden göğe kadar haklı çıktı.

1982 anayasasının Yürütme, Yargı ve Yasama bölümleri tamamen değişti ve tek kişinin kontrolüne geçti.

Geriye ne kaldı?

“Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” hükmü olan 4 maddesi.

Bu 4 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş ve kuruluşunun yıkılamaz temelidir.

Ne yazık ki bu temeli yıkmak, sonra da Ulus Devlet ve Cumhuriyet ilkelerini yıkmak isteyen HÜDA PAR gibi Yeniden Refah gibi AKP ve MHP yandaşı partiler Cumhur İttifakı’nın parçasıdır ve 9 milletvekili ile meclistedir.

Millet İttifakı paramparça olurken Meclis grup toplantısında Devlet Bahçeli özetle dedi ki;

-“Cumhur İttifakı da dimdik ayaktadır.

Darbe anayasası Türkiye’ye layık değildir.

Artık vakit gelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak hem Milliyetçi Hareket Partisi hem de Cumhur İttifakı için ortak hedeftir.”

Konuşmasında dikkatimi çeken şu oldu:

Bahçeli anayasanın değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk 4 maddesi için hiçbir kırmızı çizgi koymadı.

Ve tüm eleştirilere rağmen Bahçeli, HÜDA PAR ve Yeniden Refah’ın da olduğu Cumhur İttifakı’nın “dimdik ayakta” olduğunu ifade etmektedir.

Bahçeli diyor ki;

-“Kaldı ki Türkiye’de tek adam sistemi falan diye bir şey yoktur.

Bu uydurmanın anayasa hazırlığını istismar etmek ve minder dışına çıkmak için kullanıldığı açıktır.”

Türkiye’de tek adam sistemi yokmuş…(!)

Allah, Allah…

“Anayasayı Erdoğan’a uyduralım” diyen siz değil misiniz Sayın Bahçeli?

Sizin “yoktur” demeniz ile yok olmaz Tek Adam Rejimi…

Gelelim yeni anayasa için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un koyduğu ön şarta…

Kurtulmuş açık seçik şu vurguyu yaptı:

-“1982 Anayasasında bürokratik oligarşi dediğimiz, seçilmişler yerine atanmışların, millî irade yerine belli seçkin zümrelerin iradesini esas alan bir anayasa dizayn edildi.

Güçler ayrılığı, güç birliği olmalı…”

Bundan mükemmel itiraf olur mu?

Seçilmişler yerine atanmışların iradesini esas alan bir anayasa eleştirisi varsa Sayın Bahçeli size soruyorum;

Bugün kabine mensubu bakanlar seçilmiş mi atanmış mı?

Cumhurbaşkanı, bakanları tek imza ile atamıyor mu?

Bunun adı Tek Adam Rejimi değil de nedir?

Kurtulmuş’un, “Güçler ayrılığı, güç birliği olmalı…” sözünü sanırım duymadınız.

Bu sözü nasıl değerlendiriyorsunuz Sayın Bahçeli?

Değerli okurlarım,

Madem yeni anayasa yapılacak adı da şöyle değişsin:

-REİSYASA

Dedik ya Yasama, Yürütme, Yargı 16 Nisan’da tamamen değişti.

Geriye ise şunlar kaldı:

-Temel hak ve hürriyetler,

-Kişi hürriyeti ve güvenliği,

-Özel hayatın gizliliği ve korunması,

-Haberleşme hürriyeti,

-Din ve vicdan hürriyeti,

-Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti,

-Bilim ve sanat hürriyeti,

-Basın hürriyeti,

-Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı,

-Hak arama hürriyeti,

-Kanuni hâkim güvencesi,

-Suç ve cezalara ilişkin esaslar,

-Temel hak ve hürriyetlerin korunması,

-Ailenin korunması ve çocuk hakları,

-Devletleştirme ve Özelleştirme,

-Çalışma şartları ve dinlenme hakkı,

-Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt,

-Grev hakkı ve lokavt,

-Ücrette adalet sağlanması,

-Sosyal güvenlik hakkı,

-Türk vatandaşlığı,

-Siyasi partilerin uyacakları esaslar…

Seçtiğim bu hükümler anayasanın 1 ve 2’nci kısımlarında kalanlar.

Anlaşılan o ki işte bu değişmeyen hükümler de baskıcı ve faşist bir anayasa yapmak için değiştirilecek.

Özgürlüklerimiz siyasi yargı ile kısıtlanırken şimdi tamamen yok edilecek…

Yazarın Diğer Yazıları