ANAP'ı ezen silindir AKP'nin kapısında
1983 yılında merhum Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi (ANAP) tek başına iktidar oldu. 1984 yılında yapılan yerel seçimde ise Ankara, İstanbul ve İzmir gibi Büyükşehir Belediye Başkanlıkları başta birçok ili de kazandı.
Özal'ın sağladığı maddi imkanlarla Ankara'da Mehmet Altınsoy, İzmir'de Burhan Özfatura ve İstanbul'da Bedrettin Dalan çok önemli yatırımlara imza attılar.
Özal'ın Türk ekonomisini dünyaya entegre etmesi, ANAP'ın başarılı icraatları ile 26 Mart 1989'da yerel seçimlere gidildi.
Tüm anketler ve birçok köşe yazarı ANAP'ın seçimi yine kazanacağını beklerken müthiş bir dip dalgası sonucunda Erdal İnönü'nün Genel Başkanlığını yaptığı Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) İstanbul, Ankara ve İzmir belediye başkanlıkları başta olmak üzere 39 ilin belediye başkanlığını kazandı.
ANAP Genel Merkezinde Adalet eski Bakanı Oltan Sungurlu sabaha karşı lahmacun ısmarladığı aralarında benim de bulunduğum gazetecilere, partisinin SHP karşısında yaşadığı bu ağır hezimeti, "...Üzerimizden silindir geçti" diye değerlendirmişti.
Türkiye'yi dünyaya entegre eden Özal ve ANAP'ın 6 yıllık icraatları gerçekten önemli idi ama Özal'ın da kadrosunun da gözden kaçırdığı ya da dikkate almadığı 3 önemli faktör vardı:
1- Enflasyon.
2- İşsizlik.
3- Fakirlik.
Tıpkı bugün gibi değil mi?
- THY uçağı ile seyahat eden merhum Özal için özel uçak, son model Mercedes makam arabaları alınması,
- Bodrum Aktur sitesindeki mütevazı yazlık evi yerine iş adamlarının dev yatlarında ve 5 yıldızlı otellerde lüks içinde tatil yapması,
- Semra Özal'ın "papatyalar" adı verilen çok zengin kadınlarla düzenlediği geceler, kermesler ile vakfına yapılan maddi yardımlar,
- Zeynep Özal'ın yaşam tarzı,
- Ahmet Özal'ın "prens" adı verilen arkadaşlarının kamu bankalarının genel müdürlüklerine atanmaları,
- Kamu bankalarının ANAP'a yandaş iş insanlarına krediler vermesi,
- Çikita Muz, Kivi gibi pahalı ithal ürünlerin ithal edilmesi,
- Belediyelerin renkli kaldırımlar yapıp alt yapıyı ihmal etmeleri, halkın büyük tepkisine neden olmuştu.
Otoyol, F-16 savaş uçağı imalatının Türkiye'de yapılması, 2. Boğaz Köprüsü gibi icraatları, renkli televizyon yayınları ve Özal ile bakanlarının her gün defalarca TRT televizyonundan halka yaptıklarını anlatmalarını seçmenin gözü görmemişti.
Tıpkı bugün gibi değil mi?
Bakın Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet, yazısında seçim sonuçlarını tahmin etmenin çok zor olduğunu belirtirken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalabileceğini ve AK Parti'nin Meclis çoğunluğunu kaybedebileceğini söylüyor.
MHP'li seçmenle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Acet, Meclis'te MHP'yi, Cumhurbaşkanlığında ise Meral Akşener'i tercih edecek seçmenin varlığına dikkat çekiyor.
Peki, yabancı medya nasıl görüyor?
İngiliz The Guardian, AKP'nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi halinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın seçimleri yenilemek için parlamentoyu feshedebileceğini yazdı.
Haberde, son anayasa değişikliklerinin ardından cumhurbaşkanının parlamentoyu feshetme yetkisine sahip olduğu hatırlatılıp, "İktidar partisinin bazı yetkililerine göre Erdoğan tam olarak bunu yapabilir" denildi.
ABD'li yayın kuruluşu CNN International ise İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener'in başı çektiği hareketi "tülbent devrimi" olarak nitelendirdi.
Akşener'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına önemli bir güç olduğunun belirtildiği haberde, seçmenlerin Akşener'i bir "anne" olarak gördüklerinin altı çizildi.
Haberde, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in tek kadın Cumhurbaşkanlığı adayı ve Türkiye'de milliyetçi camianın önemli bir ismi olduğu belirtilerek, Erdoğan'ın karşısında milliyetçilerden oy alabilecek yegâne isim olduğu vurgulandı.
Gerek Türk medyası gerekse yabancı medya yorumları gösterdi ki ANAP'ın üzerinden geçen silindir anlaşılan o ki AKP'nin kapısına dayandı.