"Amerikancılık" dün hakaret, bugün şeref!..
Eskiler “Güleriz ağlanacak halimize” demişler. Hayat mektebinde dokunan bu özlü söz, galiba bugünler için daha da geçerli.
İşte bir örnek. Prof. Dr. Kemal Gürüz demiş ki; “Amerikan emperyalizmi palavradır. Ben Amerikancıyım. Dünya barışını ancak Amerika sağlayabilir. Türkiye’nin Batı ittifakının dışına çıkması felaket olur. Bu hükümet, ülkeyi Batı ittifakının dışına çıkarıyor. Asıl büyük tehlike budur.”
Bunları okuyunca, kimi güldü, kimi ne hale gelmişiz diye üzüldü.
Doğrusu açık sözlülüğünden dolayı Hoca’yı kutlamayı düşündük. Çünkü ülkemizde kripto Amerikancıların sayısı çok fazla. Kutlayacaktık, tam bu sırada bir haber gelmez mi, hevesimiz kursağımızda kaldı. Meğer Hoca, kendisine 2002’de “Amerikancı” diyen bir meslektaşı aleyhine, “Bu bana hakarettir” diyerek dava açmış, 15 bin TL. tazminat da kazanmış.
Gel de çık işin içinden. Amerikancılık 2002’de “hakaret” ti, aradan 7 yıl geçince “şeref” olmuş. Ne dönüş ama, tam 180 derece.
* * *
Gürüz’ü bilmeyiz de, Türkiye’nin değiştiğinde şüphe yok. Hem de 180 derece.
Biz Hoca’nın öncelikle büyük tehlike saydığı, “Bu hükümet, ülkeyi Batı ittifakının dışına çıkarıyor” endişesi üzerinde biraz duralım.
Peşinen söyleyelim ki, burada da Gürüz’den ayrılıyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana, bu hükümet kadar AB’ci ve ABD’ci olanı görülmedi.
Bu gerçeği daha somut örneklerle ifade edecek olursak:
-İşte Kıbrıs milli davamız. Haçlıların istediği hale sokulmadı mı?
-Devletin kuruluş senedi olan Lozan delinmedi mi?
-Başta azınlık vakıflarına, Patrikhane’ye, Ruhban Okulu’na tanınan imtiyazlarla, egemenliğimiz tehdit altına sokulmadı mı?
-Devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü demek olan, tek millet, milli devlet gerçeği inkâr edilmedi mi?
-Türkiye’nin 36 etnik parça halinde olduğu vurgulanmadı mı?
-Anayasa devletin dili Türkçe dediği, hiçbir Batı ülkesinde de örneği olmadığı halde, TRT etnik bir lehçeyle 24 saat yayın yapmıyor mu?
-2002’de dibe vuran bölücü terör; yasalar değiştirildiği, bölücülük propagandası suç sayılmadığı, teröristler muhatap alınıp açıktan pazarlık yapıldığı, bölücülük meşrulaştırılıp itibarlı hale getirildiği, devlet otoritesi zayıflatıldığı, ajanlar bölgede cirit attığı, bölücülüğü besleyen büyük zenginler türetildiği, PKK’ya destek mitingleri rahatça yapıldığı, teröristbaşının hücresinden PKK’yı yönettiği, bölücülüğün silahsız kanadının TBMM’de temsil edilip devletimize meydan okuduğu için bunca şehit verilmedi, bu noktaya gelinmedi mi?
- Barzani kukla devletini meşrulaştıracak süreç başlatılmadı mı?
-Sözde “soykırım” cı, saldırgan Ermenistan’la diyalog kurulmadı mı?
Hiç şüphe yok ki, evet. İşte “Batı ittifakçılığının” sonucu. Bunun için Gürüz’ün telaşlanmasına gerek yok (!)
Peki durum böyleyse, Batı’ya düşman mı olacağız? Hayır. Teslimiyeti bırakıp, Batı’yla da, Doğu’yla da, her tarafla da şahsiyetli ilişkiler kuracağız. O kadar.
* * *
Gelelim “Amerikan emperyalizmi” ve “Dünya barışı” na.
Dünya gücü olan devletlerin, “dünya barışından” sorumlu olduğu çok doğrudur. Ama ırkçı ve sömürgeci kültüre sahip olanlar, maalesef bunun farkında olamıyorlar. Sadece sömürü, sadece çıkarı düşünüyorlar.
Bu gerçeği görmek o kadar zor mu? Mesela soralım;
Amerika’nın Irak’ta ne işi var? Türkiye’ye niçin “soykırım” yalanıyla sürekli baskı yapılıyor? Niçin 17 yıldır Azerbaycan toprakları işgal altında, 1 milyondan fazla Türk sürgünde ölümle pençeleşiyor? Niçin Gazze’de aç bırakılan sivil halkın üstüne bomba yağdırılıyor? Türkiye’de 40 bin insanın hayatına mal olan bölücü terör, 30 yıldır niçin destekleniyor? Niçin Kıbrıs Türk’ü 35 yıldır ambargo altında?
Evet sizler bu olanları; Azerbaycan, Filistin, Pakistan, Afganistan başta, bütün ülkelerde katledilen masum milyonların feryadını duymayabilir, insanlığın yüzünü kızartacak tecavüz, işkence ve haksızlıkları görmeyebilirsiniz. Bu neyi değiştirir?
Bay bilmem neciler, unutmayın bütün bu olanlarda sizin de önemli payınız var. Bilmem övünebilir misiniz?