Amerika, sonun başlangıcı mı?
Başbakan Erdoğan’ın son ABD ziyareti, aslında Türk basınında doğru dürüst değerlendirilmedi. Basında ya yaşanan siyasi olayları değerlendirebilecek bir birikim ya da yazacak kadar cesaret yok. Neyse. Ben Erdoğan’ın bu ABD gezisini sanki bir sonun başlangıcı olarak algılıyorum.
Başbakanın konuşmalarını veya açıklamalarını yazmak ajans haberciliğine girer. Onun dışında yapılan açıklamaları temasları değerlendirmek veya karşı tarafın ne dediğini ne planladığını bulmak gazetecinin, muhabirin işidir.
Şimdi birçok genç arkadaşımın gözünden kaçan veya yazamadıkları bu ziyaretteki tuhaflıkları bir bir değerlendirelim. Önce Başbakan Erdoğan, boş zamanı olmasına rağmen Washington’daki camilerden hiçbirine gidip de Cuma namazını kılmadı. Bildiğim kadarı ile iki eli kanda olsa bugüne kadar hiç Cumayı kaçırmadı. Emine hanım, oğlunun kadınlı erkekli ailelerin katıldığı Maryland’taki Türk Din Merkezi’nde verilen iftarda yoktu. Bu işin ailevi boyutu.
Gelelim uluslararası boyuta. Başbakan resmi özel uçağı ile Andrews askeri üssüne indiği zaman kuraldır Amerika tarafından Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi Başkanı karşılar. Erdoğan’ı ise o gece askeri üsteki nöbetçi albay karşıladı. Bush yönetiminden kimse yoktu.
İkincisi her ne kadar özel de olsa ziyaret, ABD hükümetinden bir bakan veya bakan yardımcısı ya da bir yetkili, gelen yabancı konuğu otelinde ziyaret eder ve hoş geldiniz der. Bugüne kadar böyle oldu, Özal, Demirel, Çiller, Yılmaz ve hatta Ecevit’in bu tür ziyaretçileri oldu. Erdoğan’a bu tür bir ziyaret yapılmadı.
Allah var, Amerikalılar Erdoğan’a çok sıkı bir koruma verdiler. Öylesine sıkı korudular ki gazeteciler bile otelin karşı kaldırımına sürüldü. Neydi bu kadar sıkı korumanın altında yatan, yoksa bir suikast ihbarı falan mı vardı, bilmiyorum.
Gelelim işin New York boyuna. Erdoğan’ın New York’ta görüştüğü liderlerin ağırlığı Avrupa Birliği ülkelerinden oldu. Ancak hiçbirinden insanın içini ısıtan bir açıklama gelmedi. Biz bu tür görüşmeler sonrası bizimkinin, yani Türk tarafının değil, karşı tarafın basın toplantısına gider oradan istihbarat yapardık. Karşı tarafın açıklamaları basında yok. Ayrıca Başbakan da konuşmak istemiyor. Toplu açıklama yapacağım demiş. Anlaşılan AB cephesinde de hava bulutlu.
New York’ta da Amerikan tarafı ile de bir dirsek teması yok. Ama Emine Hanım seferi olmamasına rağmen Laura Bush için orucunu bozdu. Yemeğe katıldı. Bu seyahat anlaşılan Erdoğan ailesi için çok önemliydi ki dini tüm olaylar unutuldu veya geri planda kaldı.
Gelelim Amerika’nın İran ambargosuna. Sevgili meslektaşlarım, ABD son 20 yıldır aynı ambargoyu Suriye’ye, Saddam yönetimi altındaki Irak’a ve Libya’ya da uyguluyordu. Birleşmiş Milletler kararı olan Libya ambargosu kaldırıldı ama Suriye hâlâ devam ediyor. Ama Türkiye bu ambargolara hiç uymadı. Ne oldu sonuçta anlaşmalarımız mı bozuldu. Yok. Bu kez de korkmayın Amerika bir şey yapmaz.
Gelelim abartılı Irak’la imzalanan veya imzalanacak PKK bağlantılı anlaşmaya. Yahu şaka mı yapıyorsunuz. Türkiye haber vermeden Irak’a giremeyecek. Yani Türkiye, Bağdat’ı arayacak ve ben sınırı geçiyorum izin ver diyecek. Bağdat’taki Kürt Dışişleri Bakanı ile Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı, korumaları altındaki PKK’lılara kaçın Türkler geli-
yor demeyecek. İnanamıyorum bu olayı müthiş bir gelişmeymiş gibi satanlara. Daha önce de Erdoğan böyle bir anlaşma yapmıştı. Sonuç Türk ordusu hâlâ sınır ötesi operasyon emri bekliyor. Hepinizi kutlarım.