Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Adnan İSLAMOĞULLARI
Adnan İSLAMOĞULLARI

Altı üstü fiberglas bir heykel!

Tayyip Erdoğan’ı korumaktan sorumlu İçişleri Bakanı Efkan Ala, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, PKK’nın Mehmetçiğimize sıktığı ilk kurşunun tetiğini çeken katil Mahsum Korkmaz’ın heykelinin dikilmesiyle ilgili eleştiriler karşısında soğukkanlı ve her şey kontrolü altında tutan İçişleri Sorumlu Bakan havalarında akıllara sezâ bir açıklama yaptı ve “Meselâ orada bir heykel, fiberglas maddeden yapılmış basit bir heykel yani!” dedi... Üç beş kelâm da olsa her ağzını açtığında aziz Türkçemizi katleden, birkaç kelimelik bir cümlesinde dahi kullandığı kelime sayısı kadar hata yapan Efkan Ala’nın bu demecindeki “fiberglas maddeden yapılmış basit bir heykel yani!” cümlesini okuyunca bir ân, bronzdan değil de fiberglastan yapılması dolayısıyla heykelin sanatsal değerini hafife alıyor ve sanat değeri bu denli düşük bir heykel için ’vâveyla koparılması’nı anlamsız buluyor sandım... Fakat hemen kendime gelerek Türkçeyi katlederken bu kadar acımasız olan Efkan Ala ile sanat kavramını hele hele heykel sanatını bir arada düşünmekte zorlandım doğrusu, ee ne de olsa heykel Efkan Ala ve mensubu bulunduğu kafa ve zihin yapısı için ‘haram’ kategorisinde kabul edilen plastik sanatlardandı. Bir heykelin bronzdan yapılıp zamanla oksitlenmesiyle üzerinde oluşan o yeşilin ihtişâmı yerine fiberglas gibi haysiyetsiz bir malzemeden yapılmasından da hayıflanması mümkün değildi Efkan Ala’nın.

Belki de heykelin Fiberglas’tan yapılması aynı zamanda sökülmesini de kolaylaştırdığı için önemsemedi PKK’lı Mahsum Korkmaz’ın heykelini Sayın Bakan.
PKK’lı da olsa bir katilin heykeli, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın güvenliğinden sorumlu olduğu bir ilçede üç beş gün dikili kalsa ne olurdu ki, kıyâmet mi kopardı, dünyanın sonu mu gelirdi, ülke mi bölünürdü?
Kısa bir süre evvel Diyarbakır’da Hava Kuvvetleri’nın bahçesindeki gönderden bayrağımız indirilmişti de ne olmuştu, kıyâmet mi kopmuştu, dünyanın sonu mu gelmişti, ülke mi bölünmüştü?
11 Haziran 2014 tarihinde Musul Konsolosluğumuz IŞİD denilen kiralık katillerin oluşturduğu bir örgüt tarafından basılmış 49 vatandaşımız kaçırılmıştı ve 72 gündür IŞİD’ın elinde rehin tutuluyor da ne oluyordu, kıyâmet mi kopuyordu, dünyanın sonu mu geliyordu, ülke mi bölünüyordu?
Daha birkaç gün evvel Lice’de PKK tarafından bir askerimiz şehit edilmişti, kıyâmet mi kopmuştu, dünyanın sonu mu gelmişti, ülke mi bölünmüştü?
Diyarbakır’da yol kontrolleri PKK’nın eline geçmiş, PKK ‘uyuşturucu operasyonu’ yapmış ve bu operasyonu kendileri fotoğraflayarak basına dağıtmış ve bölgedeki hakimiyetin kendilerinde olduğu algısını yaymış, PKK 15 Ağustos’ta, yaptığı ilk eylemi coşkulu törenlerle anmış ve bu anma törenine hükümet izin vermişti de ne olmuştu, kıyâmet mi kopmuştu, dünyanın sonu mu gelmişti, ülke mi bölünmüştü?
Almanya 2009’dan bu yana Türkiye’de stratejik telefon dinlemeleri yaptığını örtülü olarak itiraf etmişti de ne olmuştu, kıyâmet mi kopmuştu, dünyanın sonu mu gelmişti, ülke mi bölünmüştü?
Hayır bütün bunlar olmamış, kıyâmet kopmamış, dünyanın sonu gelmemiş, ülke bölünmemişti!
Bir fiberglas heykeli de bu kadar abartmamak gerekirdi Tayyip Erdoğan’ı korumaktan sorumlu İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya göre.
Fakat o heykel var ya o heykel, fiberglastan değil de bronzdan yapılıp oraya dikilseydi eğer, işte o zaman Efkan Ala’nın tepesi atar, bütün cinleri başına toplanır ve zıvanadan çıkardı öfkeden ve o ândan itibaren Efkan Ala’yı tutabilene aşk olsundu!
Fakat o heykel var ya o heykel, fiberglastan değil de bronzdan yapılıp oraya dikilseydi eğer, işte o zaman Efgan Ala ‘açılım süreci maçılım süreci’ dinlemez alimallah PKK’nın tozunu attırır, terörün kökünü kazır, bununla da kalmaz PKK terörüne destek veren tüm dış mihrakları, dış mihrak olduklarına pişman eder, analarından emdikleri sütü burunlarından getirirdi.
Fakat o heykel var ya o heykel, fiberglastan değil de bronzdan yapılıp oraya dikilseydi eğer, işte o zaman Efgan Ala, soluğu Mudanya’da alır ve oradan İmralı’ya geçerek Apo’ya bir araba sopa atarak ağzını burnunu kırar ve “Ulan ne nankörmüşsün be, seni adam zannettik de seninle masaya oturduk, seninle bırak masaya oturmak helâya bile gidilmezmiş, bundan sonra sana yağmurlu havada su yok lan” diyerek kapıyı çarpar çıkardı.
Fakat bronzdan heykel dikmeye cesaret edemeyen PKK, heykeli fiberglastan yapmıştı ve fiberglas bir heykelle uğraşmak koskoca Efgan Ala’ya yakışmazdı, altı üstü fiberglas bir heykeldi işte...

Yazarın Diğer Yazıları