Ali Koç'un çağrısı karşılık bulmaz ise…
ÖNCELİKLE ve özellikle üzerine basa basa belirtmek gerekir ki, "Liyakatin değil, sadakatin baz alındığı bir yerde, doğrunun adaletin vuku bulması mümkün değildir."
Örnek bulmak için de, dünyanın dört bir yanına göz atarak yorulmaya gerek yok! Çünkü örnekleri Türkiye''de hemen hemen her alanda fazlası ile çok…
Hem de son Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti''ni yıkmak için 15 Temmuz''da sergilenen ihanet hareketine bile uzaktan yakından katkısı olanların bir kısmının hâlâ revaçta olduğu, üst düzey görevleri bile almaya devam ettirildiği Türkiye''de…
Ancak gel gör ki, ihanete uğradıklarını söyleyenlerin bile, ihaneti yapanları kayırdıkları bu süreç Türkiye''ye ve de kurumlar ile sektörlere çok ama çok büyük zarar veriyor.
İşte bu noktada önümüzdeki TFF seçimler vesilesi ile Fenerbahçe Başkanı Ali Koç''un; "TFF başkanı olacak kişinin ailesinden birinci derece kan bağı bu yapıyla dün bugün ve yarın hiçbir ilişkisi olmamalı. Yeni bir aday bulunması ivedilikle şarttır. Hiçbir şüpheye yer olmamalıdır." şeklindeki açık ve net ifadesini yok saymak mümkün değildir.
*
200 kişinin imzasını alarak yola çıktıklarını söyleyen aday ile ilgili Ali Koç''un "Bundan daha açık nasıl söylenir ki?" denebilecek şekildeki açıklamasını; "Yeni bir adayın bulunması şarttır. Hiçbir şüpheye yer olmamalıdır" dedikten sonra Sayın Cumhurbaşkanı''na yaptığı; "Lütfen bu hatadan dönelim" çağrısı ister istemez kafaları karıştırmış, dahası "seçim" olarak adlandırılan sistemin gerçekte olmadığını, olmayacağını bir kere daha gözler önüne sermiştir.
Bu durumda, seçecek olanlara değil de, seçecek kişiye bağlı bir sistem ile TFF''yi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak mümkün olacak mı? Benzeri şekilde çoklu seçim değil de, tekli önerme ile yapılanların hangisinde oldu ki?
*
Onun için şimdilik sadece Ali Koç''un seslendirdiği, çoklarının da aynı şekilde düşündüğü ancak bazı hesap ve çıkarlar için seslerini yükselterek kamuoyu ile paylaşmadıkları büyük hatadan mutlaka dönülmelidir.
Dönülürken de, emaneti ehline, yani sporu ve spor adamlığını bilen, kimseye göbek bağı ve eyvallahı olmayanlar başkanından yönetim ve diğer kurul üyelerine kadar tercih edilmelidir.
Hususi olarak da bu kişilerin hiçbir kulüp ile ileri derecede göbek bağlılığı olmaması, olacak ise de bunun fanatiklik değil, taraftarlık derecesindekilerden oluşturulması bana göre "olmazsa olmazdır!"
Ezcümle, Fenerbahçe başkanı olup olmadığına bakılmaksızın bir yönetici bir işadamı olarak Ali Koç''un dile getirdiği endişeleri kale alarak, Türk futbolu, dolayısı ile de TFF''yi içine düştüğü, düşürüldüğü azami eleştirilen düzeyden kurtaracak bir seçimi, liyakat sahibi olanları göreve getirerek icra etmekten başka yol yoktur. Bu çağrı karşılık bulmaz ise sonucu tam bir felakettir.